Rüzgarın soğuk esintisi, Andromeda''nin guvertesindeki Arya''nin siyah saçlarını dalgalandiriyordu. Kışın baslariydi ve henüz dondurucu soğuklar bastirmamisti. Bu yuzden, Kaptan Arya erken davranıp gemisini Halifax limanına yöneltmişti.
Saat ogleden sonra civari olmalıydı, fakat Kuzey Atlantik'de hava hiçbir zaman standart olmazdı. Arya için hava koşulları sorun değildi. Deneyimli bir Kaptandi. Uzun yılları denizde geçirmenin verdiği avantaj ile, bütün hava koşullarıyla başa çıkmayı öğrenmişti.
Derin dusuncelere dalmışken, tayfasından bir ses duyuldu.
"kara göründü!"25 günlük bitmek bilmez deniz yolculuğundan ve akıl almaz maceralardan sonra, Arya ve tayfası sonunda karaya ulasacaklardi. Guverteden sevinç nidaları yükselmeye başladı. Arya, gülümseyerek ufku izlemeye devam etti. Halifax'i hayal ederken, ikinci kaptan Jonathan, onu tekrar dusuncelere dalmaktan kurtardı.
"Derin sularda 25 gun. Sonunda karaya ayak basabilecegiz. Bir bardak viski için adam öldürebilirim. Halifax'i gercekten özledim. Sen ne dersin, kaptan?" deyip muzipçe güldü.
Arya, "Ozlediginin Halifax degil de kızlar olmadigina emin misin John?" diye sordu ve omzuna arkadaşça vurdu.
Jonathan, birsey demek icin agzini acti fakat hizla geri kapatti ve yuzu kizardi. Ne de olsa Arya'nin sarkastik konusmalarina alışmıştı.Arya, dümeni çevirirken soğuk rüzgarın tadını çıkardı. Kızıl tarikatta doğmasına ve bir katil olarak egitilmesine rağmen 5 yaşından beri denizlerdeydi. Anne ve babası, onu iyi bir denizci ve savaşcı olarak yetistirmislerdi. 8 yaşındayken ilk kez bir gemi kullanmisti. 14 yaşındayken kendi gemisine ve tayfasina sahip olmuştu. Şuan, 3 sene sonra bile, hiçbirşey değişmemişti. Tayfasiyla arasi cok iyiydi. Hep onlari kollar, onlar da Arya'ya abi gibi davranirlardi. Fakat ailesine olanlardan sonra..
Hayir, bu sefer bunu dusunmeyecekti. Ailesine bunlari yaşatanlardan intikamini alacakti. Ne olursa olsun.
Bu düşüncelerden olabildigince kurtulmaya calisti ve dikkatini okyanusa verdi. Etrafta düşman gemisi ararken Halifax limanina yaklaştıklarını gordu ve dumeni sola kırarak adeta dalgalara hukmetmeye başladı. Gemiyi, guclu dalgalarin elinden kurtararak limana yanaştırdı. "Çapayı suya bırakın!" Diye bağırdı ve çapa, tayfasi tarafindan okyanusa bırakıldı. Dümenden ayrilip gemisi Andromeda'yi duzgun bir sekilde limana yanastirdigini fark edince rahat bir nefes alan Arya, eski dostu Jonathan'a dönüp:"İste geldik, sırada ne var?" diye sordu.
Jonathan, hic tereddüt etmeden "bar" diye cevap verdi.
Arya, bu cevaba gülüp başıyla yolu işaret etti. Jonathan'dan sonra sag kolu olan Leroy, arkasindan "Kaptan guverte disinda!" deyip tayfalara haber verdi. Arya, Leroy'a el salladi, buna karsilik Leroy, Arya'ya gulumsemekle yetindi ve kabinlere döndü.
Dikkatini tekrar Jonathan'a veren Arya, onun onden yürümeye başladığını fark etti. Kendisi ise, ağır ağır, Halifax'in karla kaplı sokaklarını izleyerek yürümeyi tercih etti.
Etrafi seyrederken birkac kilometre ilerdeki çan kulesi gözüne çarptı. Büyük bir kuleydi ve bayragında Kızıl Katiller'in amblemi vardi. Demek son gelişimden bu yana, Kızıllar Halifaxi da isgal etti, diye dusundu ve sessizce lanet okudu.
Bu sirada, bir adam Arya'ya carpti ve onu tokezletti. Genç biriydi, üzerindeki kiyafetler oldukca sade gorunuyordu. Adam, özür dileyere hızla yanindan uzaklaştı.
İçgüdüsel olarak adamin arkasindan bakan arya, elinde birşey taşıdığını fark etti; bir cüzdan. Onun cüzdani.
Soyuldugunu fark ettigi anda Jonathan'a 'Bar beklemek zorunda kalacak.' dedi ve adamin arkasindan firladi.
Adam, arkasini donunce onu gordu ve son suratle kosmaya basladi.
Halifax'in karli sokaklarinda, hirsizi yakalamaya calisirken onu vurmayı düşündü ve elini pistolüne götürdü. Fakat sonra vazgeçti. Ondan bilgi edinebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufkun Koruyucuları
AdventureKatil, hançerini Arya''nın boğazına dayayıp simsiyah gözleriyle ona baktı. Iğrenç kokan nefesi, kızın midesini bulandırıyordu. 'Şimdi beni iyi dinle, küçük hırsız. bizim adımız Kızıl Katiller. Biz, tilkiler kadar kurnaz, kaplanlar kadar hırçınız. Ba...