Nesne

31 3 10
                                    

Arya, dövüştüğü son adama da öldürücü darbeyi yaptıktan sonra rahat bir nefes aldi. Bir çatışma daha sona ermişti. Bir savaş daha Kızıl Katiller'in olmuştu.
Yerde yatan cesedin gogsunden hançerini çıkararak 2. Kaptanlığını yaptigi gemi Shotgun'a dogru yürümeye başladı.
Uzun bir gece olmuştu fakat gemiyi ele gecirmelerine sevinmişti.
Bir sicrayista Shotgun'ın ele gecirdikleri gemiyi yağmalayan denizci ve askerlerle dolu guvertesine ayak basti.
Guverte tiklim tiklimdi. Birkaç tayfa Arya'ya selam verdi fakat o, konusamayacak kadar yorgundu. sadece kamarasına gidip dinlenmek istiyordu.
Fakat boyle bir gemide rahat bulmak kolay degildi.
Gemideki askerlerden tanıdık bir ses ona seslendi.
Jamie.
Koşar adımlarla Arya'nin yanina geldi. Yüzü ve üniforması, öldürdüğü denizcilerin kanıyla kapliydi. Sarı saçları karma karışıktı ve kirden renkleri değişmişti. Iyi bir savaşçıydı. Belki de askerlerin en iyisi. Fakat bunh hicbir zaman kabul etmezdi.

Gulumseyerek başıyla Arya'yı selamladı.
Gözlerinin içi gülüyordu.
Jamie, Arya'nın Shotgun guvertesine ilk ayak bastigi gunden beri ona aşıktı. Her fırsatta onunla konuşmaya çalışıyor, Arya'nin da ayni şekilde hissetmesini umuyordu.
Fakat Arya, ona karşı birşey hissetmiyordu. Jamie'nin hislerinin de gercekliginden supheliydi.

Jamie, sırıtarak konuşmaya basladi,
"Bir gecelik için iyi hasılat, ne dersin?"
Arya, göz kapaklarını açık tutmak için mücadele veriyordu.
Zayıfça gülümseyerek karşılık verdi.
Jamie, suan onunla konuşmak icin doğru zaman olmadığını anladi ve sessizce basini eğip iyi geceler diledi.
Arya, kötü hissetti fakat Jamie çoktan arkasini dönüp ters yone yurumeye başlamıştı.
Arkasindan seslendi,
"Jamie, yuzune biraz domates suyu bulaşmış.Temizlesen iyi olur"
Jamie, arkasini döndüğünde onun muzipce gulumsedigini gördü ve " Emredersin kaptan" diyerek kamarasina indi.

Arya, sonunda uyuyabilecegi icin sevinmişti fakat yapilacak son bir iş vardı; Kaptanla konuşmaliydi.
Agir adımlarla yönünü kaptan kabinine inen merdivenlere çevirdi.

Tayfalar, yagmaladiklari gemiden aldıkları ganimetleri istifliyorlardi. Genelde Arya da kendine düşen payı alırdı fakat bu gece hiç havasinda değildi.
Kaptanın kapısını 3 kez tiklatti.
İçeriden izin gelince kapiyi yavaşça açarak kabine girdi.
Onunla iyi dosttu. Belki de daha fazlası. Kaptan ile Arya arasında bir çekim vardi fakat henüz ikisi de bunun farkinda değildi.
Gemi lideri, masasındaki haritadan bakışlarını ayirmadan
"Hoşgeldin arya." dedi.
Kapusonunu çıkarıp kuzgun karası saclarini arkadan baglamisti. Sağ kaşındaki yara izi, ona "Insan öldürmek için buradayım" izlenimi veriyordu.
Kizil uniformasinin kollarını yukari cekip pistol ve kiliclarini kapi girişindeki sandığın üzerine koymuştu.
Arya, konuşmaya yeltendi fakat Kaptan devam etti.
"Onu buldum."
Arya, şaşkınlıktan oldugu yerde dondu.
"Nerede buldun?"
Kaptan, ayağa kalkarak bakışlarını ona çevirdi.
"Filikalardan biriyle kaçmaya çalışan gerizekalinin tekindeydi. Muhtemelen cebinde oldugunun farkinda bile degildi. Yaşlı Robin, bizi kandıracağını düşünüyor fakat henüz kim olduğumuzu bilmiyor"

Arya'nin şaşkınlığı daha da arttı fakat birşey demedi.
Kaptan, ona yaklaşarak simsiyah gözleriyle onunkilere bakti.
Bakışlarını hiç ayırmadan cebinden bir nesne çıkardı. Ucgen seklinde ve ortasinda çember şeklinde bir delik olan nesne, Arya'ya tanidikti. Bu nesnenin gücünü tasvir eden hikayelerle büyümüştü.
Şimdi hikayelerin gercek olduğunu bilmek, onu biraz korkutuyordu.
Kaptan, nesneyi Arya'ya verdi ve sesini alcaltarak
"Bunu iyi saklamanı istiyorum, Arya. Kimseye bahsetme ve çok güvenli bir yere koy."
Arya, nesneyi alarak başını salladı.
Kaptan, teşekkür edip konuşmanın bittiğini belli etti.

Arya, Kızıl Katiller'in yeminini tekrarladı.
" Damarlarımdaki kanın son damlası üzerine yemin ederim ki sirlarimizi açıklayan herkes kilicimin tadina bakacak."
Kaptan, aynı yemini tekrarladi ve Arya, üst güverteye çıktı.
İşi bitmişti. Artık rahatlayabilirdi.
Koşar adimlarla kamarasina gitti. Kapiya vardiginda yorgunluğu daha sa artti.
Kamarası, sadeydi. Daha cok kitap, mektup ve haritayla doluydu. Engin denizi yansitan camları, genelde kafasını dagitmasi için oturup düşündüğü tek yerdi.
Arya, hiçbir şeye takilmak istemiyordu. Sadece bu geceyi kafasından silip yeni bir güne uyanmak istiyordu.
Banyoya girerek aynaya bakti. Yuzu, kan izleriyle kaplıydı ve gözleri sismisti.
Güzel bir kizdi. Simsiyah saclari ve pürüzsüz beyaz teniyle herkesin dikkatini çekerdi. Kahverengi gozleri, her zaman ışık sacardi fakat bu gece.. Bu gece farkliydi. Gözleri, hic olmadığı kadar yorgun ve bıkkın bakiyordu.
Yüzünü yikayarak kiyafetlerini değiştirdi ve yatağının ucuna oturdu.
Göğüs kafesi, o lanet heriften yediği tekmeyle sizliyordu.
Arya, adamı öldürmeye calisirken, adam, ilk başta karşı koyamamıştı. Sanki ona zarar vermek istemiyordu.
Arya, onu öldürmeye çalışırken kurbanının dudakları arasından kendi ismini duyduguna yemin edebilirdi.
Fakat adami tanımıyordu.
Bu düşüncelerle kafasını daha fazla boğmak istemediğinden kendini zorlamayarak yatağına uzandı ve kabuslarla dolu bir geceye adımını attı.

Ufkun KoruyucularıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin