Arkadaşlar seviliyorsunuz. Tüm sevdiklerime ithaf ediyorum ilk kitabımı...
Kendinden emin bir tavrı var. Umarım sorun çıkmaz. Amerika benim uzun yıllardır hayalim. Ama içinde bulunduğum korkularla Amerika bana Amerika olur mu? Orasını zaman gösterecek bakalım.
Ne olacağını bilmeden yürüyoruz abimle. Şuan Atatürk Havalimanı'ndayız. Abim işleri halletmek üzere ayrılmıştı yanımdan. Bende aldığım Starbucks ile beklemeye koyuldum. Burada ki bir şişe suyun parasıyla üstümü düzerim ya ben! Zaten sinirliyim.
Neyse söylenmeyi bırakıp neler olabileceklerini düşünmeye başladım. Off hiç bilmiyorum. Nedense artık?!
Buraya nasıl geldiğimiz ise; abim bana etek giydirdi üzerime palto, başımada eşarp, koca bir gözlükle tamamen tanınmaz hale geldim. Beni alt komşumuzun eşiymişim gibi adamla birlikte çıkarıp onun arabasıyla havalimanına gelmemi sağladı. kendiside sonradan geldi. Ne yaptı nasıl geldi orası meçhul tabii. Aman şimdi onu düşünecek halde değildim.
Sonunda Elinde bir kaç ıvır zıvırla yanıma geldi abim. Elindeki pasaportu görmem içimde bir sevinç oluşturdu. Pasaportum var artık benimde. Bu harika. Ama tabi surat ifademi bozmadan durmaya devam ettim.
"Ya ne oldu şimdi? Bak Amerika 'ya gitmek isteyen sen değil miydin hep? Ben boynuma atlarsın diye beklerken sen..? "
"Bilmiyorum abi. Evet gitmeyi hep istedim ama başımızda bir bela var ve ben korkuyorum. Elimde değil. " diyerek dudaklarımı büzdüm.
" Korkulacak bir şey olsaydı bu kadar rahat olur muydum sence? Kimse orada olduğumuzu bilmeyecek. Hadi normale dön artık. " şefkatle söylediği cümlelerine cevap vermek istiyordum ama... Ama sanırım biraz toparlansam iyi olur. Gerçekten onun da morelini bozuyorum.
Sırıttım.
" İyi iyi madem işin ucunda Amerika ve tatil var.. "diyerek başımı ona yasladım." Fotoğraf makinesini aldın mı? "diyerek konuyu çevirdi.
" Almaz mıyım sence! " başımı kaldırıp şaşkın suratla yüzüne baktım.
Oda güldükten sonra "almaz olur musun. Ne zaman bir yere giderken almadın ki? Sadece unutmuş olupta oralarda zırlama başımda diye.."
Bu sefer ben de gülümseyip verilen anonsa kafa çevirdik. Sanırım ayaklanmamız gerek. Abim valizimi aldı bende onun küçük el valizini aldım. Dışarıya çıkdığımda ilk defa uçağa binecek biri olduğumu belli edercesine ilerledim.
"bi dakka"
Elimdeki valizi yere koyup azıcık geri geldim. Telefonumu çıkarıp ben abim ve uçak selfie si yaptım. Ee olmazsa olmaz.
Sonra yine tıpış tıpış valizimi alıp uçağa geçtk. Kalkmasına 20 dakika var. Bunu uçağın içerisinden anons ettiler.
"İrem sen burada dur. Beş dakika tuvalete gidip geleyim. "
" hı hı" Kulaklıklarımı çıkardım. Ne gündü bee. Eteğin altına giydiğim pantolonum ve paltomun içinde kısa kollum vardı bu yüzden önce etek ve paltodan kurtuldum. Eşarbıda çıkarıp saçlarımı elimle düzelttim. Daha sonra sıcaktan dayanamayacağımı anlayıp yukarıdan topuz yaptım. Kulaklıklarımı da kulağıma takıp koltuğa iyice sindim.
Değerli yolcularımız ösöakzbznajliaianzlaşjabsn....
Uyuya kalmışım ya. Ne diyorlar anlamıyorum. Hangi ara uçak bu kadar doldu? Abi?! Abim nerede? Daha nasıl gelmemiş olur?!
Hemen ayaklanıp kapıya doğru yöneldim. Şapkalarına kadar takım giyinmiş kızlardan biri "hanımefendi üzgünüm giriş çıkışlar kapandı. Uçak kalkmak üzere lütfen yerinize geçin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHERE İS THE ADALET
Teen FictionMerhaba arkadaşlar epeydir istediğim şeyi yapıyorum şuan. Umarım beğenirsiniz. Lütfen düşüncelerinizi aktarmayı unutmayın. Küfür ve hertürlü kötü sözlerin kullanılmamasını rica ediyorum.