"Leatin" martin 'nin beni dürtüklemesiyle uyanmıştım .
Anlıma soğuk ama bana sıcak. Gelen öpücüğünden kondurup,
"Iyimisin ?"diye sordu .nasıl iyi olabilirdimki?yalandan başımı salladım ve gözlerimi kaşıdım.
"Ben valizleri alırım sen eve geç" diyip elime anahtarları verdi.
Sonrada arabadan indi .o gelmeden müstakbel kayın babamın oğluna nişan hediyesi diye verdiği eve baktım.
Villaydı .ne bekliyodum ki?
Arabadan inip ,kapıya doğru yürümeye başladım.
Eger bu kapıyı açarsam geri dönüş yolu olmayan bi yere girecektim .açmassamda ......
Neyse.kapıyı martin geleceği için açık bıraktım. Sola doğru döndüğümde salon anında yüzünü gösterdi. Çünkü koridorla arasında duvar felan yoktu.sadece yere daha aşağıdaydı salon .bu yüzden kenarda dört basamaklı küçük ve güzel bi görünüm katan bi merdiven vardı. Salon terasla birleşikti .bahçeye çıkıyodu.
Sağa döndüğümde ise yemek takımı ve ayrı bi koridorla karşılaştım. ilerlediğimde koridorda iki kapı vardı.
Biri büyük amerikan mutfağına açılıyordu. Diğeri misafir tuvaletiydi.yukarı katta 'da göz atmalıyıdım.merdivenlere yöneldim. Merdivenlerde sadece kenardaki duvarda yetmiş tane büyüklü küçüklü altlarında isim olan aile bireylerine ait toblolar dikatimi çekti. Hepside somurtmuştu .vampir ailesinden bahsediyodum bu çok normaldi .
Yukarda sadece 3 oda vardı.
Yatak odası, banyo tuvalet karışık ve kilitli bir oda.
Martinle birleşmemi istedikleri için kesin bir tane yatak odası vardı. Zaten içeri girincede bu göze batıyodu. koskocamaaaan bi yatak yetmiyormuş gibi birde üstünde tül vardı.
Kimdim ben ?
Ne yapıyodum burda ?
Sorularınızı duyar gibiyim .
BEN EN IYISI
HIKAYEYI BAŞTAN ANLATAYIMDA
SIZ DAHA IYI
ANLAYIN
Yuvamdan ayrılmadan 10 gün önce :
©
₪
¤
៛
"Ooo kardeşim amerikadan dönmüş sonunda " diyen abime baktığımda gözlerinin içi planlıyordu özlemiştim yuvamı.
"Bakıyorum' da hiç değişmemişsin abi " anında sarıldı. şu an onun kucağında havada yani dönerek abime sarılıyoduk .abimle ben sevgili gibiydik .hemen fesata bağlamayın ya... sevgili Gibi dediysem o anlamda demedim mesala 13 yaşımdayken okula gitmeden önce abime kahvaltı hazırlar ve onu yanağından öperek uyandırırdım. o da bana kalktığı zaman yanağıma öpücük kondururdu.
abim çok iyi bi insandı ,sadece kariyer anlayışı saçmaydı.
Onu en son türkiyede bıraktığımda okul kaydını dondurmuştu. acaba şimdi ne durumdaydı ?sonuçta 2 senedir yanında değildim.
"Tamam indir lütfen abi herkez bize. Bakıyor"
"Baksınlar" dedi ve yere indirdi
"Bu arada bana hiç değişmemisin diyosunda bu saçların ne kız"
Aha hapı yutum .
"Aman abi sanki daha önce saçı boyalı hiç kız görmedin"
"Gördüm gördüm de ben seni böyle görmek istemiyorum "
Abime ne diycektimki
"ömer usta amerikada erkekler taş .ama nasıl offf gören bi daha bakmak ister .senden taş olan yok yani .senin kadar kaslı ve yakışıklıyı kim varki ?ama benide anla yani tip yok zaten bizde saçları düzeltelim bari dedik. ". Mi diycektim ? Içinden kro biri çıkar. ve beni babamın dükkanına götürüp
Saçlarımı 0' a vururdu .
"Orda bi hocamız var. abi tiyatro cu yani 80 'li dönemlerde tiyatroda oynuyormuş .tabi gençmiş şimdi ise oyuncu felan yetiştiriyoruz. dedi bi tiyatrosundada ben oynatsın diye boyadım. bende tip yok bari saçlarımı beğensin. "
Yalan söylemede rekor kırdım. ALLAHIM sen affet .
"Oynaya bildinmi bari? "
"Hayır elemeleri geçemedim. "
"Aman boş ver. Bu saçları bi gün halledicez ama haa "
"Bilmem ben bu halini çok sevdim. "
"Bunu hiç duymamış olayım ."
Evet şimdi taksiye binip susma vaktidir.lise için gittiğim amerikadan 2 koca sene sonra dönmüştüm! Orda tanıştığım çocukların hepsi ezik biliyomusunuz? cool çocukların hepsinin annesi babası "aman o kızdan uzak dur ! Terörist tir belkide" dediğinden olmalı amerika'da çok yalnızdım. Türk olduğumdan dışlanıyodum. bu iğrenç bi şeydi. orda türk olan kız sayısı azdı .
benim okulum özeldi %50 bursluydum yatılı bursluluk için olan sınavdan %92,67 burs kazanmıştım.
ve babamda o küçük kuaför dükkanından kazandığı parayla kızını okutmaya karar verdi.
ve bende onun yüzünü kara çıkarmamak için çalıştım. çabaladım ve her sene onur belgesi ile en yüksek notları aldım .
Şimdi 16 yaşındayım ışte eve geldiğimde babam'ı iyi gördüm sarıldım .onun o dökülmeye başlayan saçlarını okşadım. benim annem ispanyol kökenli bi amerikalıydı .ama ben annemi karşımda hiç görmedim. canlı kanlı böyle hep fotoğraflarda yada kelimelerde o beni doğururken ölmüş. zaten risk taşıyan bi bebekmişim .kan gurubum annemede babamada uymuyo .nadir dünyaya gelenlerdenim hematoloji bölümü benim tek dostlarımın olduğu yer. hematoloji de benimle ilgilenen doktorlar felan filan işte.
anneannem bana hep kin ve nefret dolu bakardı. beni o büyütmüş her hastalandığımda o hemen iyileştirmeye çalışırdı.
" sakin hastalığım ilerlesinde öleyim deme. mikrop yuvası seni kızımın emanetisin bana sen. seni ölüme terk edersem beni asla affetmez"
8 yaşıma kadar o baktı bana. 3 yaşımdan sonra baktımı dayak atmayamı başladı bilinmez. Öyle bi gün olduğuki 8 yaşımdayım ve okuldan geldim anneannemin"Başak !!" Diye bağırmasıyla korkudan titremeye başlamıştım. merdivenin başında.
merdiveni çıktım .yukardan geliyodu sesi keşke gitmeseydim. yanıma geldi ve "geldinmi sonunda saat kaç senin haberin varmı?" dediği gibi saçlarıma asılmaya başladı. oyseki okul çıkışı yarım saat önceydi ,ve ev okula en az. Yürüyerek 20 dk. Dı saçlarımın acısıyla ağlamaya başlamam, yetmiyormuş gibi birde korkudan eteğimi ıslatmaya başlamıştım.
" bu saçlarınıda kesicem "dedinde 1 dk. Kadar durdu ve "eteğinimi ıslatın sen ben daha dün yıkadım bunu "dedinde abimin salon kapısından izlediğini ve ne olduğunu anlamaya çalıştığını gördüm çığlık atıp ağlamaya başlayıp bi de sümüğümü gömleğe sürünce annaennemin osmanlı tokadının hızı ile merdiven demirine yapmıştım. ve demir kırıldı merdiven boşluğundan aşağı düştüm 2. Kata olmasaydım ölebilirdim sol kolumda halla izleri var 2 parmağımı sinir tutmadiğı için ve koldakı kas parçalanması yüzünden titreyip sinirlerin eskisi gibi olmadığından ağrı oluyo ve bazı anlar kullanamıyorum .sol bacağımın yüzünden 4.5 -6 ay topal yaşadım diyebilirim içinde spor olan hiçbir faaliyete katılamadım .ve son olarak omurilik yamuk 'luğu mu ne varmış işte sol tarafıma düştüğüm için başımı çarpmamışım. babam olayı öğrenince. Ve sağlık durumumu öğrenince, anneannem'i
Polise vermiş anneannem 1.5 yıl hapishanede kalıp şartlı tahliye olmuş. Onun yüzünü olaydan sonra hiç görmedim.Amerikaya gideceğim gün geldini gördüm bi dahada görmedim yani.
TAMAM neyse şimdiki zamana dönelim lütfen
babam lahmacun söylemiş .
"Başak amerikada böyle lahmacun varmı? "Dedi abim
"Varda böyle tat türkiye dışında hiçbir yerde yok abi "
"Başak kızım geldin geleli utancımdan söyleyemiyor" dedi babam noluyo lan yoksa anneannem 'mi burda ?"neyi baba ?"
"Kızım o saç ne ya.. dipleri siyah ortasını sarıya kalanıda kırmızı! Apaçinin kız versiyonu gibi emo saçı bildiğin ya.."
"Bu konuyu kapatır bi de çay demlersen içerim .baba "
Babam şaşkın bakıyodu gece yediğim için o lahmacun ömür boyu terk etmiycek beni bakıyorum valla umrumda değilsin be yeni çıkan göbeğim ama siktir olup gitmenide çok isterim.
Uyumam için çok bi vakit yoktu.
"Baba dur ağzını açmadan şunu da söyleyim kombiyi açta duş alayım .ya... "
"Tamam kapının arkasında temiz pembe bornoz var onu kullan. "
"Pembe ??? O bornoz halla duruyomu ?"
"Çekmecedeydi çıkarmış demeki "dedi abim banyonun yolunu tutum .
Giricem sırada abim "bi dursana o bakiyorum boyunda uzamış süt içiyonmu "?
"Bulduğum zaman evet hadi bırakta gidiyim " dedim "iyi git bu gece süt içecek 'sin haberin olsun. "
O sütü camdan aşağı dökmeyecegimi nerden biliyon havan kime abi ?
Duştan çıkınca ,uyumak için hazırlandım. o sırada kapı çaldı. ve abim içeriye girdi. elinde süt ve hanım eli bisküvi vardı. Sanırsın ben abime" abi benim sütüm varda niye bisküvitim yok abi ha benim neden bisküvitim yok "dedim
Abim "iyi geceler" deyip odadan çıktı süte bisküviyi. Yedikten sonra, uyuya kalmışım .Oy vermeden diğer bölüme ğeçmeyin .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ'ÜN HAYATI
Fantasykahkahalar etrafımızı sarmıştı. Elimden tutmuştu.koşuyoduk. Ben biraz ondan gerideydim. Ama onu bırakmıyodum. Anlamadığım nasıl gülebiliyorum? Ben ya... ben Boğazına kadar kin ,nefret ve intikam duygusuna batmış ben nasıl gülebiliyorum? O 'mu güld...