Rezillik Diz Boyu...

20.7K 1.2K 120
                                    

Yok arkadaş bugün onu tekrar görmeye katlanamam. Hiç olmadı Burcunun telefonundan şirketle ilgili bilgileri karıştırırım. Yaarın şirkete gidip telefonları takas ederim olur biter. Beni öpmesinin üzerinden bir kaç saat geçti. Şimdi bile kalbim hızla atıyor. Şuan onu görmeye hazır değilim.

Aman kızım Mina sen düşünme bunları. Ne önemi var alt tarafı bir öpücük. En fazla başıma ne gelebilir ki?

Yürümeye devam edip eve kadar zar zor ulaştım. Kapının önünde Parsın arabasını görmemle ufak bir lanet okudum. Bizimkiler evde annem beni, bizimkilerin yanında sanıyordu. Şimdi ölmek için en doğru zaman en azından benim için. Yani şuan bana araba çarpsa, biri kaçırsa falan tam zamanı. Zira evdekilerde büyük azar yiyeceğim.

Karnımda acıktı. Başımda ağrıyor. Hiç çekilmez bu afralar tafralar.
Ne yapsam da bu azardan kurtulsam. Buldum evin arkasındaki ağaçtan tırmanıp odaya girebilirim. Hem neden olmasın gizlice sıvışırım. Ama bu yorgun beden beni yukarı çıkarır mı bilemeceğim.
Denemekten zarar gelmez. Gizlice evin arka tarafına dolandım. Ağaça tırmanmak için tam hamle yapmıştımki Melisa üzerime atladı.

Evet bildiğin üzerime atladı. Tabi hal böyle olunca ikimiz birden yeri boyladık.

"Belim gitti" diye inledim. Belime sıcak bir şekilde acı yayılıyordu. Bizim sesimizi duyan ev ahalisi başımıza toplandı. Pars gelip Melisayı üzerimden kaldırdı. Ben hala yerde sürünüyordum. Sağ olsun yasa dışı işler müdürü yani Borada beni yerden kaldırıp kucağına aldığı gibi odama taşıdı.
Hal böyle olunca benim azar işinin yerini endişe aldı. Birazda oyunculuğumu kullanarak ağrım varmış gibi yaptım. Kimse yemedi o ayrı. Sadece yemiş gibi yapsalarda Pars ve Bora hesap soran bakışlar atmayı ihmal etmedi.
Çocuklar bir süre daha kaldıktan sonra pek fazla oturmadan gittiler. Şuan yatağında yayılmış bir halde yatıyorum. İşin garip tarafı acayip sıkıldım.

İçimden hiç bir şey yapmak gelmiyor. Hele sıcak yüzünden resmen beynim eridi.

Sıcak yüzünden uyuyamıyordum bile. Bende Burcunun telefonundan rastgele numaralar çevirip aramaya başladım. Ne yapayım çok sıkıldım.

Hiç bir numara tutmadı. Zaten bende şans olsa...
Ama son kez şansını denemekte fayda var. Evet aklıma gelen numaraları tuşlayıp aramaya başladım.

Aha çalıyor. Bakalım kimi aradım.

"Alo" dedi kaba ve etkileyici bir ses.

"Merhaba" dedim hemen sonra vimli bi ses tonu kullanmaya çalışırken.

"Dinliyorum" dedi mesafeli bir şekilde.

"Ben şey bankadan arıyorum sanırım hesaplarda bir karışıklık olmuş" dedim heyecan yüklü sesimle.

"Ne zamandan beri banka işleri ile ilgileniyorsun? Ben senin iç mimarlık ve çevre tasarımı okuduğunu sanıyordum? " dedi alaycı bir tonla.

"Ne?" dedim şaşkın bir şekilde.

"Kardeşimin telefonundan beni arıyorsun bari numarayı gizle. Sesini bir daha duyamayacağım sanıyordum. Bu sözünün üzerinden kaç saat geçti? Bu arada kardeşimin telefonuyla saçma işler yapma. Yarın şirkete gel. Adresi mesaj atarım" dedi va pat diye telefonu suratıma kapattı.
Telefona bakakaldım.

Ben ne yaptım ya. Ben Bartunun numarasını mı ezberlemişim. Sadece on iki kez arasam mı diye bakmıştım. Nasıl ezberledi anlamadım gitti.

✸ GÜLÜŞÜMDEKİ SEN ✸KİTAP OLACAK✸Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin