Süpriz bölüm yazayım dedim.
Medya Burcu Paksoy Ve Bora Özcan
***İyi Okumalar***
Bartunun son mesajının verdiği keyifle arkama doğru yaslandım. Eh dert oluşum beyimize.
'Medusaya herkes hayran. Yaklaşsınlardan bulsunlar belalarını. Ben bile bulmuşken belamı'
Bu mesajdan sonra ne söylesem boş. Anın tadını çıkarayım bari. Benim pis sırıtmalarım sürerken bizimkiler on beş dakikalık bir ara verdiler. Tabi beyler soluğu sevgililerin yanında aldı.
Pars, Melisaya arkadan sarılıp burnunu Melisanın saçlarına gömdü. Şimdiden bunlar böyleyse bir kaç ay sonrasını düşünemiyorum. Vıcık vıcık iğrenç. Hayvan gibi şiyy yapyonuz diyesim geldi ama iyi bir arkadaş olarak tuttum kendimi. İyi arkadaş olmak bunu gerektirir. Bakışlarımı diğer tarafa çevirince sarmaş dolaşan duran Berna ve Ulaşı görünce çıklık atma isteğimi güçlükle bastırdım.
Tabi benim kader ortağım olan kötü prens Borada yanındaki sandalyeye oturdu. Garsona yaptığı bir işaretle masamıza içecek bir şeyler geldi. Tabiki alkolsüzdü.
"Bora sencede çok iğrenç gözükmüyorlar mı? Yani şimdiden midem kalktı. Ya düşünsene bir kaç ay sonrasını. Biz bunları tutamayızda" dedim feryat edercesine.
"Takma kafana Özgür ruh, Sanada buluruz birini. Hani şöyle helal süt emmiş olanından" dedi bariz beni alaya alırken. Başladı salak salak gülmeye.
"Senin bulmana gerek yok. Ben buldum bile" dedim aynı alaycı konuşmayla. Masada bir an sessizlik oldu. Tabi hepsi benim ağabeyim olduğunu düşündükleri için korumacı ağabey potansiyeline gelip saldırı konumunu aldılar.
"O ne demek lan?" diye böğüren Ulaşa cevap olarak omuz silkmekle yetindim.
"Ya kız sizinle eğleniyor. Birini bulduğu falan yok. Hadi buldu diyelim adama sevgilisini buralarda bir başına bırakır mı? No panik no heyecan." diye beni kurtarmaya niyetlenmiş Melisaya baktım.
Hiç bir şey olmamış gibi önündeki gazlı portakal suyu içmeye başladım.
"Kızım cevap versene sinir etme insanı" diye sert sesiyle ağırlığını ortaya koyan Parsa baktım.
Şimdi yalan söylesem Bartu ile beni herhangi bir yerde görseller olay çıkarırlar.
En iyisi duruma alışmalarını sağlamak. Neticede iki ay Bartu ile burun buruna olacağım. Sonra herkes yoluna olacak ama o zamana kadar olay çıkmasını bende istemem.
"Aslında biri var gibi. Tabi çıkmıyoruz. Sadece bir kaç kez karşılaştık. Tabi ilerde ne olur bilmem" dedim altan altan ima yaparak.
"Ne demek lan biri var. Benim sinirlerimi tepeme çıkarma kim lan bu dalla" diye bağıran Boraya gözlerimi devirmekle yetindim.
"Beni iyi dinle Mina yarın ilk işin o herifi yanımıza getirmek olacak. İşte o kadar" dedi itiraz kabul etmeyen sesiyle.
"Pars ne tanışması ya. Ciddi bir şey yok" sakin olur musun? " dedim bıkkın çıkan sesimle.
Onların sevgilileri olsun ama benim olunca olay olsun. Kıskanç ağabey tripleri. Hele birde gerçek ağabeyim öğrense işte o zaman seyret sinemayı.
"Madem ciddi değil neden biri var diye biri dellendiriyorsun? " diyen Ulaşa bitik gözlerle baktım.
"Yok birşey sizinle uğraşamayacağım. Sadece yanımda birini gördüğünüzde yumruk atmaya falan kalkmayın diye söylüyorum. Hem yarın akşama kadar boş zamanım yok. Bugün mimarlık şirketinde bir avukatın yanında stajer olarak işe başladım. Tabiki babamın zoruyla." dedim konuyu değistirmek için en iyi çözüm olan konudan konuya atlama taktiğini kullanarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✸ GÜLÜŞÜMDEKİ SEN ✸KİTAP OLACAK✸
Tiểu Thuyết ChungBay muşmula suratlı ve Bayan medusanın aşk, kışkançlık ve tutku dolu hikayesi... Küçük bir iyilik insanın hayatını ne kadar değiştirebilir? Peki ya sert soğuk ve korkutucu bir adam aşkı nasıl bulabilir? İnatçı ve zorlu bir kadın aşkı nasıl kabulleni...
