5. Bölüm "Yatar Uyur Bir İnsan"

5 0 0
                                    

Karen' den

Festival gibi bir yerdeydim ama tam neresi neden burdayım gerçekten bilmiyorum. Her yerde aslan kafalı insanlar, kangru gibi zıplayan ve uzun bıyıklı yüzleri bembeyaz, kel, arkalarında küçük pembe kıl topağı, ve siyah kocaman kanatları olan insanlar vardı. Kimse sanki beni görmüyor gibiydi. Normal insanlar da vardı. Büyük dağlık bir alandaydık. Akşam olmak üzereydi. Dağlık, taşlık, kayalık bu alanda ne yaptıklarını daha doğrusu neden burada böyle bişey yaptıklarını merak ettim. Yanı bir parti yapacaksan eminim daha düzlük bir alan vardır. Çok kalabalıktı. Dondurma yalayıp domates lekeli tişörtler giyip, denizkızı kuyruklulardı. Bir ip gibi dümdüz oturuyorlardı. Bir tanesinin yanına gittim Ve dokundum. Ardından düşen bir kaya gibi yanındakine o da yanındakine yanındakinin yanındakine derken oradan uzaklaştım. Daha sonra baktığımda hepsi birbirine yapışmış ve taşlaşmışlardı. Toprak onları içine ağır ağır çekiyordu. Daha sonra bu toprağın bir kahve olduğunu anladım. Kim buraya bu kadar kahve döker?? Arkama bakmadan ağır çekimde korkup kaçmaya başladım çünkü kahve sandığım şey aslında bu dağ zannettiğim şey yani çok karışık küçük bir hayvanmış suyun içinde herkes gömülürken ben koşmaya çalıştım. Buradaki suyu daha önce niye fark edememiştim. Ayağımın altında ufacık bir parça kalınca suyun üstündeki mantarları fark ettim. Mantarın üstüne atladığımda küçük parçada suyun altına doğru ilerledi. Artık delirecek gibi oldum. Bu kadar saçma bir şey nasıl gerçek oluyor? Ayrıca burası neresi? Buraya nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum! Bunların açıklaması nedir , buradan nasıl çıkacağım?! Diğer mantarlar gökyüzüne doğru uzanıyordu. Onları takip ederek yukarı doğru çıkıyordum, üstlerine basarak ilerliyordum ama bu ilerlemede her bastığım mantardan bir ses çıkıyordu ve susmak bilmeyip devam ediyordu. Her bastığım mantar bu gürültüye karışıyordu ve beni çıldıracak gücü buluyordu. Yukarıda bir çıkış olduğunu düşünerek devam ediyordum ama her mantarda sabrım azalıyordu. Bağıra bağıra kendimi sulara atasım geliyordu. Sonunda mantarlar bitti. Ve siyah bulutların olduğu bir yere geldim. Adımımı atıp atmama konusunda çok kararsızdım ama mantarlar dibe ilerliyordu ve kendimi bulutlara attım. Aşağısı hiç görünmüyordu öyle bir siyahlık. İlerlerken sağ tarafta birilerini görür gibi oldum. Bu siyahlıkta beyaz bir cisim hemen belli oluyordu. Bu sırada üzerimde nedense anneannemin geceliği vardı. O beyaz şeye doğru koştum. Nefes nefese kalmıştım ama ona yaklaştım. Arkasını döndü. Bu Sarperdi! E iyide o kırmızı sakallar neydi öyle? Sarperi bulmanın mutluluğu ile ona doğru koştum. O ise bana bakıp gülüp koşmaya başladı. Arada zaten mesafe vardı ve o mesafeyi iyice açıyordu. Durması için bağırdım ama o gözden kayboldu. Artık ağlamaya başlamıştım neydi bu böyle?! O karanlık bulutlar arasında koşmak zaten zordu çünkü zemin yumuşaktı. Onu sağa sola koşarak aradım ama yoktu sonunda oturup ağladım. Ben ağladıkça önümde bir yol açılıyordu. Yol sonunda iyice açılınca siyah lalelerin olduğu bu yoldan ilerledim. İlerde oturan iki çift gördüm büyük ihtimalle öpüşüyordu. Burası bulutlardan bir park gibiydi süs havuzu vardı. O kişilere doğru ilerledim. Fil hortumlu bir Sarper karşımdaydi. Sinsice bana dönüp kaplan kızla öpüşmeye devam etti...

*

Sonunda sarsılarak uyandım. Kalbim küt küt atıyordu. Koltukta uyuya kalmış olmalıydım ama burası kimin koltuğu? Burası neresi? O rüyadan biri beni çekip almıştı o kadar hızlı uyandım ki hiç uyku sersemligi falan yoktu çünkü kalbim yatakla göğüsüm arasında gidip geliyordu. Ayağa kalktım. Uykum iyice kaçmıştı. Burası Sarper in eviydi. Olamaz burada uyuyakalmışım. Ayağa kalktım odada gezindim. Daha gün yeni agarmaya başlamıştı. Gökyüzü koyu bir maviydi ve hiç bulut yoktu. Odaklanınça sanki bir sonsuzluktaymış hissi veriyordu ve bu beni korkuttu. Ee uykum da yoktu o rüyadan sonra uyuyamazdım zaten. Ne saçma bişeydi. Bilinçaltım gece kendini göstermekten hiç çekinmezdi. Bu gecede eksikliğini hissetmedin sağolsun canım bilinçaltım! Ya deliriyorum galiba... Hala rüyanın etkisindeydim. Bu tür rüyalar görünce sabah insan görene kadar, güneş iyice çıkana kadar rüyanın etkisinde kalırdım. Çünkü gerçek gibi oluyordu. Hatta uyandığımda hangi taraf gerçek hayat diye bocalıyordum. Zamanın geçmesini bekledim ama yok! Yalnız yalnız zaman geçmiyor ki! 5:54..... 5:55....

Kendi Ayakları ÜstündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin