HOŞLANIYORUM

278 19 4
                                    

MULTİMEDİA : EGEMEN 

İçimdeki sıkıntı her adımımda daha fazla büyüyordu. Elimde hissettiğim sıcaklıkla başımı çevirdim.

-"Elimi neden tutuyorsun?" Egemen sorduğum soruyu alayla cevapladı.

-"Kaybolma diye." Keşke düşüncelerimde kaybolmamam içinde bir şey yapabilsen diye mırıldandım.

Önümüzde duran siyah Range Rover ile düşüncelerimi bir kenara bırakıp beğeni dolu bakışlarımla arabayı süzdüm. Fakat arabadan inen Fırat'ı görmemle birlikte hızla bakışlarımı çeksem de dediği şeyle geç kaldığımı anladım.

-"Aç bakışlarını arabamın üzerinden çeker misin ?" Söylediği şeye bozulsam da belli etmeden sinir bozucu bir şekilde gülümsedim.

-"Sevgili arabanın bakımsızlığı dikkatimi çektiği için beni suçlayamazsın." Fırat ufak çaplı bir kahkaha attı.

-"Hadi ama, 'arabana bayıldım' demek yerine neden böyle yollara başvuruyorsun ki." Sinirle yumruklarımı sıktığımda çoktan ön koltukta yerini alan Egemen'in sesi konuşmamızı bölmüştü.

-"Şu aptal kavganızı neden sonraya ertelemiyorsunuz." Birbirimize burada bitmedi bakışları atarak arabaya yerleştik.

Yolculuk şaşırtıcı derecede sessiz geçmişti. Belli ki düşüncelerinin  içinde boğulan tek kişi ben değildim. Cebime soktuğum kağıt parçası aklıma geldiğinde sıkıca düğümlenmiş bir ipi andıran düşünceler beynimde yankılandı. Gitmeli miydim? Belki de hepsi tesadüftü fakat bu ihtimale inanmıyordum. Ya da inanmak istemiyordum. Ailemin yaşıyor olması bile içimde tuhaf bir heyecan dalgası yaratıyordu.

-"Arabama bayıldığını biliyorum ama artık o koltuktan kalkmalısın." Dikiz aynasından sırıtan Fırat'a ölümcül bakışlar yollarken hızla cevap verdim.

-"İnan yolculuğum lanet arabandan çabucak inmek için çeşitli dileklerde bulunarak geçti." Fırat kahkaha atarken Egemen kendimi çocukmuşum gibi hissettiren bakışlar atmakla meşguldü.

Eve girdiğimizde aldığımız haberle dağılan ev akşamı temizlik yaparak geçireceğimi belli ediyordu. Vakit kaybetmeden üst kata çıkıp saçlarımı yukarıdan topladıktan  sonra temizlik malzemelerini sormak için Egemen'in odasına yöneldim. Bir an tereddüt etsem de kapıya hafifçe tıklatarak cevabı beklemeden içeri girdim. Gördüğüm manzarayla adeta nefesim kesildi. Kalbim nefesime tezat bir hızda atıyordu. Sadece altında bir havlu vardı ve bu tehlikeli şeyler vadediyordu. Mantıklı tarafım beynimde uyarı çanları çaldığında hızla arkamı dönmeyi akıl edebilmiştim.

-"Ö-özür dilerim."

-"Dönebilirsin." Döndüğümde  hala giyinmediğini görmemle yüzüm ısındı.

-"Sen giyindikten sonra gelirim." Kelimelerin ağzımdan soluk soluğa kalmışım gibi dökülmesi beni daha fazla utandırmıştı. Egemen'in bunu fark edip çarpıkça gülümsemesi ise utanmamda zirve noktası olmuştu.

-"Hayır , kal" Buraya ne için geldiğimi unuttuğumda endişe tüm vücudumu sardı.

-"Şey ben şey diycektim." Egemen hafifçe kaşlarını çattı. Gözlerimi karın kaslarından ayırmak için olağanüstü bir çaba sarf ediyordum.

-"Artık özne ve yüklem kullanıp bir cümle kursan diyorum." Beş dakika öncesine odaklanmaya çalışarak düşündüm. Ev , dağınıklık , kırık cam parçaları ve temizlik. Temizlik malzemeleri!

-"Tem..." Cümlemi tamamlayamadan Egemen'in yaklaşıp ellerini yanaklarıma getirmesiyle yutkundum. Şuan bu durumda bunları düşünmemeliydim. Tekrar deneyeceğim sırada dudaklarıma kapanan dudakları ile neye uğradığımı şaşırdım. Şuan beni öpüyordu.

KARANLIĞA DOKUNMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin