Ölmeden önce beyaz bir ışık göreceğimizi ve tüm anıların gözümüzün önünden geçeceğini anlatmıştı Rüya. Peki ya ilaç kokuları daha doğrusu hastane kokusunu neden atlamıştı ki ? Hastane kokusu mu ?
Gözkapaklarımı yavaşça aralarken kulağıma dolan sesler hala yaşadığımın kanıtıydı.
-“Bakın Beyefendi, kızın üzerinden herhangi bir kimlik veya telefon çıkmadı. Bizde sizin gibiyiz. Lütfen buranın bir hastane olduğunu unutmayın . “ şuan konuşan bir doktor olmalıydı ve ses tonu uyarı doluydu. Yanımdaki makineden çıkan ritimli seslerin yükselmesiyle dikkatler bana çevrildi. Vücudumdaki yorgunluk gözkapaklarımda toplanmıştı adeta. Gözlerimi açamadığım için sadece sesleri algılayabiliyordum . O sırada kolumun sızlaması ile iğne yapıldığını anladım . Vücudumu ele geçiren uyku sinyalleri ile derin bir uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda dikkatimi çeken ilk şey kolumdaki serum ve adını bile bilmediğim bir sürü aletti. Bakışlarımı etrafa çevirince bir hastane odasında olduğumu fark ettim. Uyumadan önceki duyduğum konuşmalar aklıma gelince beynimin bana oynadığı bir oyun olduğunu düşündüm. Başımdaki ağrı kendini gösterirken karnımdan bacaklarıma doğru ilerleyen ağrının yanında oldukça hafif kaldığını fark ettim. Vücuduma yayılan ağrılarla yüzümü buruşturdum.
Neler olmuştu bana ? en son bir sarhoş kapıma dayanmış , damarıma basmıştı . Bunun sonucunda intihar etmeye çalışmıştım fakat onu da becerememiştim.
Düşüncelerimi bölen kapının açılması ile bedenim gerildi . Buna neden olan : dağınık siyah saçlarına eşlik eden buğday teni , kusursuz yüzündeki dolgun dudakları ve çıkık elmacık kemikleri , ela rengindeki gözleri ile oldukça yakışıklı görünen genç adamdı. ‘ odaları karıştırdı kesin ‘ diyen iç sesim elbette benim için burada olmadığını vurguluyordu . karşımdaki adam aynı benim yaptığım gibi beni baştan aşağı süzdü .
Fakat bu inceleme bana acıyarak bakan gözlerden farklıydı . sarhoş adamınki gibi de değildi. Sonunda ela gözleri kahverengilerimle buluşunca bir şey diyeceğini anladım
-“kimsin sen” bu da neydi şimdi ? sert sesi yutkunmama neden olurken şaşkın bakışlarımı ona çevirdim.
- “B-ben şey neden ya da nasıl burada olduğumu bilmiyorum aslında”. Bir açıklama yapmasını beklerken verdiği cevap ile biraz daha şaşırdım :
- “Bunu kasıtlı mı yaptın yoksa aklından sorunun mu var senin ?” Ne saçmalıyordu bu adam ? neyin hesabını soruyordu bana ? Bir anda gün yüzüne çıkan öfkem ile cevabım gecikmedi :
-“ Siz kimsiniz de bana gelip hesap soruyorsunuz ? Ayrıca neyden bahsettiğinizi bile bilmiyorum. Beni buraya kim getirdi inanın bir fikrim yok , umrumda da değil . Şuan umrumda olan tek şey neden hala ölmediğim anlıyor musun ? Neden hala yaşıyorum ben !”
Şuan kriz gibi bir şey geçiriyor olmalıydım. Sesim yükselmiş , öfkem sesime yansımıştı . Ya da ben öyle zannediyordum . Belki de şuan bunları sadece düşünüyordum , belki de bunlar sadece içimden yükselen çığlıklarımdı . dışarı çıkamayan fakat içimden taşan çığlıklarımdı…
Kolumu kavrayan sert el bunların hayal gücüm olmadığını gösteriyordu.
-“ Sakın. Bir. Daha . Bana . Sesini . Yükseltme ! “ sıkılı dişlerinin arasından dökülen her kelimenin üzerine vurgu yapmıştı . Vücudumdaki dolaşımı durduracak güçte sıkılmış kolum morarmıştı eminim . İrileşen gözlerim şaşkınlığım ve korkumun sembolüydü . Karşımdaki adamın ela gözlerinde benimkinin aksine gözle görülür bir öfke vardı . Şaşkınlığıma eklenen sinir yine yenildiğim için ortaya çıkmıştı . Yine acınası duruma düşmüştüm . Acılar yeniden benimleydi ve ben o acılar içinde boğulacaktım anlaşılan …
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA DOKUNMAK
RomantizmTuana Ekin : 18 yaşında genç bir kız. Hayatından nefret eden , bu nefreti sonuna kadar hak eden acı dolu bir hayat. Geçmişi sırlarla doluyken ne kadar bu acılara katlanmaya devam edecek ? Egemen Ergelen : 23 yaşında birçok şeye sahip bir adam. Y...