18

1.9K 225 101
                                    

Ya bu bölüm çok içime sindi. Yorum yapar mısınız acaba xixkxlkslxjx
Bu arada Louis'e sonsuz küfürler
Lou;)))))

*Zayn*
Ben yürümeye çalışırken, bir de Liam'ı tutmaya çalışırken, Liam resmen sürünüyordu. Salak salak durduk yere kavga çıkmıştı.

"Liam, amacın neydi cidden? Hem biraz yürümeye çalışsan diyorum."
Liam, güldü ama canı acımış olacak ki inlemeyle gülüşünü durdurdu. "Zayn, ben bir şey yapmadım. Hem ben burda ölüyorum sen bana hesap soruyorsun." Uzunca bir ofladım ve pes ettim. "Tamam tamam. Bir şey sormuyorum. Hadi yardım et sende. Yürümeye çalış biraz." O da biraz yürümeye çalıştıktan ama yürüyemedikten sonra yoruldum. Durdum ve biraz dinlendim.

Louis adamı sakinleştirmiş, Harry de Niall'ı bulmuş olacak ki yanımıza geldiler.

Liam, Aiden'in yardımını istemedikten sonra, Aiden o gıcık Sophia'yı da alıp gitmişti. -iyi ki gitmişti.- Ama gerçekten yardım gerekiyordu. Bu yüzden Louis'den yardım istedim.
O da, Liam'ın diğer koluna girdiğinde, sonunda düzgün yürüyebiliyordum. Nedenini bilmiyorum ama Louis ve Harry'nin evine gelmiştik.

Geldiğimizde Liam'ı direk bir odaya çıkarmıştık. Şuan ise hepimiz Liam'ı getirdiğimiz odadaydık. Niall, uykusuzluğa dayanamayıp, uyumak için başka bir odaya gitmişti. Çocuk haklıydı da. Yorucu bir gündü ve akşam olmuştu.

Harry, pansuman malzemelerini getirip, odasına gitmişti. Yani pansuman bana kalmıştı. Louis de aşağı inmişti. Hayır diğerlerini anladım da Louis durumu biliyordu. Niye beni yalnız bırakmıştı ki Liam'la?

Gidip malzemeleri aldım ve Liam'ın uzandığı koltuğun köşesine oturdum. O güzel yüzünün çoğu yerinde kan vardı. Kanlar kurumuştu, onları temizlemeliydim. Bir kaç yer kızarıktı, oralara da krem gerekliydi. Önce, gözlerinin içine bakmamaya çalışarak yüzünü temizledim. Sonra, kızarıklıklar için krem sürdüm. Bu süre boyunca sadece sızlanıp durdu. Şimdi ise yaralara yara bandı yapıştırmalıydım. Elime bant kutusunu aldım.
Her ne kadar onun etkisine girmek istemesem de, yutkunarak ona daha fazla yaklaştım. Yutkunmamı duymamasını umdum ve yavaşça öpmek istediğim dudaklarının kenarına bandı yapıştırdım.

Şimdi kaşına da yapıştırmam gerekliydi. Bu yüzden kafamı kaldırdım. Kaşına yapıştırırken, nefesini çenemde hissetmek her ne kadar beni benden alsa da yutkunmakla yetindim. "Zayn?" Sesini duydum ve kaşına bakmak için kaldırdığım kafamı, mesafe açmadan onunla aynı hizaya getirdim.

Uğruna ölebileceğim güzel gözleri bana bakıyordu ve bu bile beni öldürmeye yeterken, verdiği nefes dudaklarıma çarpıyordu. Gözlerimiz sanki kenetlenmişti ve konuşmadan öylece bakıyorduk.

Çok yakındık ve beynim düşündüğü her saniyede onu öpmek istiyordu. Ama yapamazdım. O gözlerini kırpıştırıp bana biraz daha yaklaşırken, tepki veremiyor, yada hareket edemiyordum.
Ne yapacağımı ve onun mükemmel dudaklarını düşünürken birden odanın kapısı açıldı ve içeriye Louis girdi.

Gözlerini ve ağzını aynı oranda açarak şaşkınca, kedi yavrusu gibi bir Liam'a bir bana baktı. Sonra gülümsemesi görünmesin diye kafasını yana çevirdi. Ama ben görüyordum işte. "Oops. Ben böldüm sanırım. Kusura bakmayın ben gidiyorum. Siz devam edin. Gidiyorum. Ama siz devam edin yani. Hadi siz devam edin bende gideyim." Louis, kapıyı kapatıp çıktığında, bende ayağa kalktım.

"Bundan sonra önüne gelene küfür etmemelisin Liam. Bak sonunu gördün mü? Zarar gören sensin. Bende yatmaya gidiyorum. Pansuman bitti zaten. Gece bir şey olursa seslenmen yeter."
Cevap vermesine izin vermeden, utanç ve hızla odadan çıktım. Uyumam için bana hazırlanan yere geldiğimde kalbimi hissetmiyordum. Uçmuş gibiydi. Yada çok hissediyordum. Çok fazla atıyordu. Yakınlaştığımız için heyecanla, Louis ortama sıçtığı için birazcık üzüntü ve sinir ile yorganın altına girdim. Gülümseyerek, gözlerimi kapattım.

Notice to me -Ziam Texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin