- Angela Kristen Houlter !
- Angela Kristen Houlter !
- Angela Kristen Houlter ! lütfen müdür odasına geliniz. Lütfen müdür odasına geliniz."Bizim güzel kibar(!) Sandra' mız beni çağırıyor., kızlar. Yine ne istiyor olabilir?" dördü birden bakışmaya başladılar. Kafamda göz devirip gitmek vardı ama birbirlerine olan şüpheci bakışları tedirgin olmamı sağlamıştı. "Ne ?" dedim. Bakışmaları sürerken sinirlenmeye başlamıştım.
"Noldu ?" yineleyince Emma titrek sesiyle konuşmaya başladı. "Ş-şey Angela. Dün.." Resmen ağzında kerpetenle söz alıyordum "Noldu biriniz hemen anlatabilir mi?" Dedim sinirlenmiştim. Kristen uzun bir nefes alıp hızlıca konuşmaya başladı. "Dün gece Emma müdürün odasının önünden geçerken birkaç şey duymuş, Seni... Seni. Senin ismini duymuş ve biraz dinlemiş. Angela bu kesin olmayabilir. Yurttaki başka bir Angela dan bahsetmiş olabilir.." "Hayır." Diye araya girdi Emma "Hayır. Başka birinden bahsetmiyorlardı. Angela McCannor dediler. Sana koruyucu aile olmak isteyen birileri var Angela."
Birkaç dakika bakakalmışım ama sonradan kendimi şoke uğramış ezik durumuna düşürmemek için toparlanıp "Amaan (yabancılarda bu kelime varmı bilmiyorum ama çaktırmayın :P ) dert ettiğiniz şeye bakın. Kesin ciddi bir şey değildir. Öylesinedir yani." deyip elimi ve bedenimi umursamazca salladım. Emma ve Kristen şaşırsalarda müdürün odasına doğru yol aldım. Açıkcası gerçekten çokta ciddi bir talep olduğunu sanmıyorum. Ama biraz tedirginlik de vardı tabi üstümde.
Siyah bağcıklı botlarımı yerden yere sürerek oda kapısının önünde durdum. Kapri boyutundan biraz yukarı olan ve bacaklarımın bir buçuk karış kadar çıplak bıraktığı siyah iki pileye sahip kumaş pantolonumun geniş ceplerinden bir elimi çıkarıp kapıyı iki tane tıklattım. Benim olduğumu kesin anlamıştır.
Hep böyle çalarım ve aaaaımm ben çok kez geldim buraya. Ama haylazlığımdan değil hep o Sandra yüzünden. İçeriden müdür yellozunun sesi "Girin!" diye yükseldiğinde -in ekinin yanında oturan misafirden dolayı olan gereksiz çıkan kibarlığına göz devirip içeri girdim.
Üstümde beyaz v yaka kısa kol bir ince bluz içindede siyah südyenim vardı. Sadece göğüs arama inerkenki şekli belli oluyordu. Saçlarımda yandan örmüştüm. işte her zamanki halim. Oda da masanın arkasında oturan Sandra'ya düz bir ifadeyle bakıp bir şey söylemesini bekliyordum. Çaprazımda oturan bir adam vardı.
Tam olarak bakmadım ama gözüm Sandra dayken aynı zamanda etrafıda görebildiğinden varlığı vardı yani. Sandra susup durduğundan sinirlenmiştim ve "Ne var? Ne diye çağırdın beni?" dedim. Bunun üzerine zaten sarkmaya yüz tutmuş yüzünü bir de kendi isteğiyle sarkıttığında "Evet. Yüzünüze bir çizgi daha eklemiş oldunuz. Beni bu yüzden çağırmışsanız, çok doğru bir seçim yapmışsınız.
Başkaları farkedemezdi bu çizgi yoğunluğundan ama ne kadar şanslısınız ki ben bu odadan hiç çıkmıyorum. Eh tabi size ve yüzünüze de aşinalığım kaçınılmaz bir ödül (!)" tekrar göz çevirdiğimde yandan bir pıskırma sesi kaçıverdi. Hemen bu sese sahip olan kişiye bu sebeple de olsa baktım.
Elmacık kemiklerinin alt hizasında başlayan ve çenesine kadar inen derin çukurlara sahipti. Evet, evet buna gamze diyorlar. Yinede ben çukur demeyi tercih ederim. Çünkü bu adamınkiler gerçekten çukur olmalıydı. İnce bir üst dudağa ve hafif dolgun bir alt dudağı vardı. Çok hafif tebessümüne rağmen bana bakmadığı için rengini göremediğim irislerini saran göz kapakları hilal şeklini almıştı.
Sandra o kirli boğazını temizlemeye çalışıp dikkat çekmeye çalışırken bile iğrendiriciydi. Ama amacına ulaşıp inceleme operasyonumdan alıkoymuştu. Ondan nefret ediyorum. "Angela! Bu bey-" Sandra sözüne devam edemeden yandan gelen ses konuştu. Sesi çok... Çok, bilemiyorum. Farklı bir tınısı vardı. Sanki bir piyanistin Titanic'in klasik vazgeçilmez bilindikliğini bile unutturacak notaları yıllarca emek sarf edip bulmak isteyeceği güzelliğe ve saflığa sahipti. Tabi biraz da sert harfler bastırılıyordu boğazından. Ani bir ciddiyete bürünmüştü sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy and Daughter Day
Fanfic+18 Kendimi şanslı mı yoksa şanssız mı görmeliyim bilmiyorum. Bay Styles iyi biri mi, kötü biri mi, hırlı mı hırsız mı. Hıh, bu komik oldu şimdi. Neyim var ki neyimi çalacak. O sırada Tanrı, Angela nın düşüncesine güldü. "Sen varsın Angela." ©Tüm...