- İşte bu yüzden babamın verdiği ilaçları içmeyin. Yoksa o ilaç size zarar verir.
- Bence bu adamı hemen öldürelim.
- Hayır Kontas, kız üzülür. O kıziyi biri. Üzülmesin.
- Onu seviyorsun Napolyon.
- Sana inanamıyorum Napolyon.
- Napolyon haklı onu öldürmeyiz.
- Ne yapacağız peki?
- İlacı ona içireceğiz ve deneyi biz yapacağız. Var mısınız?
- Kabul.
- Kabul.
- Ben de varım.
- Ben de.
- Hadi o zaman.
- Bilge ne yapacaksınız? Ondan nefret etsem de neticede benim babam. Ona zarar veeyin.
- Hayır, Alex! Sakin ol. Ona zarar vermeyeceğiz. Sadece deneyinden bu kadar eminse onun üzerinde deneyelim dedik.
- Ama deney işeyaramazsa ölecek ve bu çok yüksek bir ihtimal.
- Hayır, hayır. Emin olabilirsin ki bizim bilim adamlarımız ondan çok daha zeki. Durumu kurtarabilirler. Hem ölse bile bunu zaten hak etmişti. Kontas onu direkt öldürmeyi teklif ett8 ama ben ve Napolyon ona engel olduk. Yoksa herkes onu öldürmek istiyordu.
- Pekala, umarım ölmez. Ders alması yeter.
•••••••••••
- Of! Hayır ama neden, neden? Ben hiçbir zaman gülemeyecek miyim? Ölmesin dedim ölmesin.
- Alex, beni kızdırıyorsun, yeter sızlandın. O ölmeseydi bizlee öölecektik. Sonra savaş çıkacaktı. Bunu mu istiyordun?
- Saçmalama Kontas! Gitme üzerine. Zaten yeterince yıprandı.
- Napolyon! Bu defa Kontas haklı. Şu kızı alın gözümün önünden yoksa Kontas'tan önce davranacağım.
- Ahh! Yeter, bıktım artık! Beni korkutuyorsunuz. Keşke sizi hiç tanımasaydım. O zaman bu lanet şeylerin hiçbiri olmazdı. 25 hafta geçti. Dünya'dan hiç haber yok. Annem ve babam öldü. Ben de sizin gibi canavarlarla tek kaldım.
- Hey, Alex saçmalama istersen. Yoksa seni daha fazla koruyamam.
- Seni yüzünden oldu, Napolyon. Sen yüz verdikçe bu kız bize bile bağırmaya başladı.
- Çekilin de şunun kemiklerini kırıp akşama çorba yapayım.
- Kontas! O kızdan uzak dur hemen.
- Vay be! Şimdi de " Bilge" dediğimiz trol bilgisizce davranıyor.
- Sus! Napolyon haklı. Sizin gibi canavarlardan korumakta haklı.
- Canavar mı? Ne zaman böyle olduk? Unutma sende bir trolsün.
- Evet ama benim tanıdıklarım böyle troller değillerdi. Hepiniz içinizdeki canavarı ortaya çıkardınız. Hatırlayın. Napolyon bu kızı ilk getirdiğinde hepiniz üzülmüşve yardım etmek için yarışmıştınız.
- Biz zaten orada hata yaptık. İnsanlar güvenilmez ve kötüdür. Bunu da en çok sen bilirsin değil mi Bilge?
- Kes sesini Kontas! Yoksa...
- Yoksa ne?
- Ee! Yeter artık. Ayrılın, kavga etmeyin. Bırakın kızı da kendi haline. Hadi herkes dağılsın. Hadi Kontas. Hadi Bilge. Lütfen saçmalamayın artık.
- Femus haklı. Herkes toparlansın. Olan oldu zaten. Önemli olan bundan sonra olacaklar.
•••••••••••••
Babam ölmüştü. O gece trollerin yanına gidip planını uygulamaya başlamış. Ancak troller de kendi planlarını devreye sokmuşlar. İlacı babama zorla içirmişler. Babam da uyumuş. 27 saat sonra kendi kendine uyanması gerekirken uyanmamış. Troller de onu gömmüşler. Sonra ben haberi aldım ve olanlar oldu. Bilge ve Kontas kavga ettiler. O günden sonra ne benimle ne de birbirleriyle konuşmadılar. Bir süre yalnız kaldım. Sadece bazenleri Napolyan ile konuşuyordum. Doğru belki büyük bir savaşın çıkmasına engel oldum ama bu babamı kaybetmeme ve troller ile küsmeme sebep oldu. Geçen gün gemiye gittim. Mesaj falan yoktu. Yardım çağrısıda gönderemedim çünkü bilmiyorum. Artık hiç umudum kalmadı. Ben bu gezegende çürüyeceğim. Ayrıca geçen gün Napolyon bir taşın üzerinde oturuyordu. Ağzından iğrenç bir sıvının geldiğini gördüm. Sordum ama önemli bir şey olmadığını söyledi. Bence o da hasta çünkü uzun süre ayakta kalamıyor. Çoğu zaman yorgun, halsiz ve dayanıksız. Kötü bir şey olacakmış gibi görünüyor. Belki de sadece bir kuruntudur. Ama ona da bir şey olursa ne yaparım bilmiyorum. Tek çarem kaldı. Biraz daha dayanacağım ve artık sabrım kalmadığı anda intihar etmem kçınılmaz olacak. Çünkü böyle bir yerde yaşamaktansa ölmek çok daha iyidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMCÜL SAVAŞ
Science Fictionİnsanlar ve troller arasındaki büyük savaş. Zarar gören masumlar. Bunlara rağmen kaybedilmeyen umut. Boşlukta yeşeren bir aşk. İşte bunların hikayesi ÖLÜMCÜL SAVAŞ.