" Kara kaplı kitabı açıp , soluk soluğa koştum sayfalarda . Durup düşünmedim , neden koşuyorum ben . Ayak izlerim tutuklu kalsın diye umut ettim belkide . Geriye dönüp bakmam gerektiğini , sayfaların karardığında anladım . Neydi bu karartı ? Uyanınca duydum . Ruhumun tüm benliğini alıp kitabın son sayfasına bağlayıvermişler . Gerçi , uyanmış mıydım sahiden ?
Bedenim çırpınıyordu . Şimdi ne bir iz beliriyordu ufukta , nede geçmiş yapraklarda . "Gerçekler kadar zor bir mevsimdi . Yapraklar , teker teker dökülüyordu toprak ananın kahve dudaklarına . Kadın , yanında ki duyma özürlü kadına birşeyler anlatıyordu .
"Eşin yıllar önce öldü diyorlar inanmıyorum . Eşim ölmedi öldürüldü bence . Ben bir kazada hafızamı kaybetmişim , geçmişimi hatırlamıyorum . Annem ile babam yardımcı oluyorlar ama pekde gerçek gibi durmuyor anlattıkları . Çok aşıkmışız birbirimize o doğru . Çünkü o duygunun kırıntı gibi varlığı şuralarda bi yerde hala duruyor . "
"Şu günlerde eve mektuplar gelmeye başladı . Bana aşık bir adamdan . Önceleri geçiştirmek için cevaplar yazarken , birden kendimi görünmez adamın görünmez aşkında buldum. Eski mektup aşıkları gibi yazışıyoruz. Kimsenin bundan haberi yok sende ağzını tut kimse duymasın ."
" Yağmurlu geceler kapımda bahçeden yeni koparılmış ıslak bir gül buluyordum . Ay ışığı aydınlattığındaysa geceyi , papatyalar dolardı kırık kapımın önü . Aşığımdan gelirdi bunlar . Öyle sanardım yada . Hiç mektuplarda konusu geçmemişti doğrusu . Ne ben yazardım nede o . İyi ki hatırladım . Bir ara teşekkür edeyim ona ."
"O sabah kapımın önünde kanlı bir günlük buldum. Korku iliklerime kadar işledi. Kocamın katilinden gelmiş olabilir miydi ? Onun bir katili var mıydı ki ? Bu düşünce resmen kapıda beni boğacaktı . Ha birde , içinde yağmurlu gecelerimin gülü , ay ışığımın papatyasi Asya'mı seviyorum yazmasıydı . O güller , o papatyalar mektuplaştığım adamdan gelmiyor muydu ? . "
Düşündükçe kalbimi sıkıştıran bir konu daha var , benim adım Asya değil ki , günlükte kocam Asya'ya vurgun , ona aşık . "
"Arzu ... Senin adın Arzu" demişlerdi bana ."
1.Bölüm
Yavaşça kapıyı araladı , içeri girdi . Olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordu . Parmak uçlarında yürüyor , dikkat etmeye çalışıyordu . Çekmeceleri karıştırırken birden küçük bir kızın fotoğrafına rastladı . Hatıralar o kadar uzaktı ki , tanıyamadı . Fotoğrafı çantasına koydu . Hızla oradan ayrıldı .
...
Saatler sabah altıyı gösteriyordu. Acra Hanım , alarma gerek duymaksızın uyanıveriyordu şaşmadan her sabah . Aşağı inip, çayı koydu . Kapı çaldı , gelen kızıydı .
- Arzu hoşgeldin , dedi soğuk bir tavırla .Gözleri dolmuş , bembeyaz olmuş bir şekilde içeri attı kendini kız .
Göz bebekleri büyüdü Acra Hanımın. Ardından söze koyuldu;
- Ne oldu yavrum ?
Hiç birşey demeden soğuk bir su aldı dolaptan , elleri titreyerek bir solukta içiverdi buz gibi suyu.
"Bugün markette bir kadın gördüm , içim ısındı birden . Kalbim , bana bir şeyler anlatmaya çalıştı sanki ama beynim anlamamakta ısrarcı oldu . "
"Sen hafızanı kaybettin biliyorsun . Beynin sana oyunlar oynar olur öyle şeyler olur normaldir de , nasıl biriydi bu kadın?"
"Sarı saçlı , uzun boylu , kilolu biri gibiydi , gözlükleri vardı karşı raftan birşeyler alıyordu , bir kaç kez göz göze geldik ama , sen tanıyor musun öyle birini ? "
Bir bahaneyle yukarı çıktı Acra Hanım. Odaya girip kapıyı kilitledi . Telefonunu beyaz çizgili örtüsü olan bir masaya koymuştu . Baktı ama göremedi .Kamufle olmuştu sanki yada o panikle göremiyordu . Masa örtüsünü bir hışımla aşağı çekti . Ardından elleri titreyerek düşen telefonu yerden aldı ve bir numarayı aradı .
-Kalbine kazınmış öyle anıları var ki , seni tanımak üzere olmuş git buralardan , dedi .Kızı , pencereden aşağı bakıyordu . Hemen yanına gidip;
-Geçecek tüm bunlar , geçecek kızım , dedi .
- Benide gelip öldürdüklerinde geçecek anne , haklısın .
Kızının bu sözleri karşısında benzi beti solmuş elleri titremeye başlamıştı Acra Hanımın .
- Senin kocanı kimse öldürmedi eceliyle öldü , neden bana inanmıyorsun ?
Kapı çaldı , Arzu kapıya doğru giderken annesi durdurdu .
- Sen burda kal , dedi.
Delikten bakan Acra Hanım , derin bir oh çektikten sonra kapıyı açıp ekmekleri içeri aldı ardından dönüp kızını öptü .
Arzu , hiç bir şey sormadan yeşil taburenin üstünde gördüğü kelebeği dışarı salıverdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIRHLI HATIRALAR
RandomZIRHINA BÜRÜNMÜŞ KARANLIK BİR GEÇMİŞİ NASIL BİR GERÇEK UYANDIRABİLİRDİ ? "Benim hikayem cinayet hikayesi değil , kimse ölmedi . Benim hikayem gerçekler kadar zor , yalanlar kadar kolay bir hikaye . Sadece kara odalarda , hafızasını kaybetmiş anılar...