~K.M.O. 5.BÖLÜM

4.4K 151 7
                                    

Medya: Mislina.
İyi okumalar

"Seni eşşek oğlu eşşek! Lan o kız seni seviyor nasıl bırakıp gidersin hayvan! Lan...lan sen benim elime bir geç varya öldürürum lan seni! Hayvan herif!." Evet ben televizyon ile konuşuyordum. Efil'in kucağında televizyona tekme atmaya çalışıyordum. Ah hayır televizyona değil, filmdeki çocuğa! Karısını aldattığı yetmiyor bir de yalan söylüyor. Onu seviyormuş. En sonunda Efil'in beni döveceği düşüncesi ile BayAktaş yanına geçtim. Ah lütfen babam değil. Babamın yanında mal bile diyemem çünkü........ ondan korkuyorum tamam mı! BayAktaş ise benim namı değer ayıcığım. Sadece gözü kopmuştu o kadar. Birde ayağı ve kolu. Kulağının biri de olabilir. DepresyondaYIZ. Saçmalamayi bırakın tabiki Efil değil. O sadece Iğıl ve bana "sizi sikmeden susun" bakışları atıyordu. İkimiz depresyondaydik. Sevdiğim çocuk nasıl olur bir balon ile çıkar! Balon diyorum çünkü göğüsleri ve kalcasi takma olan dudaginda estetik olan ve burnunu sonradan yaptırmış olan birine balon demeyipte ne diyeyim. Prenses mi!? Ah Hayır! Prenses benim bir kere. En sonunda Efil evdeki yas havasına dayanamadı ve gitti. O çünkü öküz. Gelecekteki kocasına aciyorum. Tabii evlenirse erkek Fatma! Kalçam da hissettiğim titreşim ile havaya uçmuştum. 'Erkek Fatma' arıyor. O Efil. Öyle kaydettiğimi gorseydi ne yapar hiç bir fikrim yok. Öldürmez. Kolay kaçış. Ona göre. En sonunda açmıştım. Trip atamiyoruz da hanımefendiye. Sevgiliniz miyim ben sizin neyinizim diye çemkiriyor hemen Erkek Fatma! En sonunda açmıştım. Korku yani. "Sen öküz müsün? Bune lan böyle 3 çocukla seni sokakta bırakmışım tribi! Erkek miyim lan ben!" Bravo Mislina! Eşşek Mislina! Babam bile 1 ay boyunca beni böyle azarlamiyordu. Efil Gökay farkı! "Doğru dürüst depresyon bile yaşatmıyorsun. Hem de beni azarliyorsun. Erkek Fatma!" Vurun öldürün beni! Ne dedim ben? Dostlar yanıyorum dostlar. Abim damat oluyor ne diyorum lan ben? "Ney ney ney? Ne Fatma? Mislina! Sana diyorum gerizekalı! Ne diyorsun lan sen!
"Efil güzelim ben valla böyle demedim. Özür......" Oha yüzüme kapattı! Aha 1 ay konusamayiz işte. Ya :(((( ağlarım bak.
■ Efil'in Ağzından ■
Yüz verince böyle oluyor. Hayır senin neyine kızların yanına gidipte depresyonlarina ortak olmak! Sanki HD Film! Gerizekalı Iğıl, Caneser'in üstüne düşmüş, hala çocuğu bana ayarla diyor. Ayarlarım da çocuk korkudan çıkar. Bu sefer üzülen yine Iğıl olacak. Hayır bırak okulda seni seven 3-4 çocuk var, yok Caneser'de Caneser. Sırf benim gibi herkesin korktuğu çocuk olmak için piercing taktırıp, "yanlışlıkla" piercing taktırıldığı yere su döküp acısından Doruk'un omzunda ağlayan çocuk o! Doruk'un da bu hareketen memnun kaldığı söylenemezdi tabii. Doruk'ta tipsiz değildi. 3 gün öncesine kadar okuldan kaçıp barıma geldi. İçtiğimizi hatırlıyorum. Sonrası ise....Lütfen fesat düşüncelerinizi aklınızdan atın. Annesi aradı. Ozan falan dedi ama yemezler gülüm. Apar topar fırladı gitti muhallebi çocuğu! Rehberine beni "vahşi kedim" diye kaydetmiş. Sanki çıkıyoruz teallahım! Tabii ben onu görünce boş durur muyum? Hayır. Hatiri sayılır bir şekilde dövüldu tabii. Peki soru şu. Konu Caneser'den nasıl buraya geldi inan bilmiyorum. Beyin işte ne yapacaksın ki? Bu süre içerisinde bara gelmiştim. İçeri girince etrafa göz gezdirdim. Okulun "BaDs" grubu burdaydi. O isimlerini hatırlayınca hala gulesim geliyordu. Sanki neyse lakap takmayacagim. Yanlarında ise iğrenç, sümük sevgilileri vardı. Mislina ile takildikca ona benziyordum. Tabii ki uysal muhallebi çocuğu olarak değil taktığım isimler. Bu bile benim için berbattı. Yüzümü burusturarak VİP bölümüne geçmiştim. Kapıdan Mislina ve Iğıl malını görene kadar keyfim yerindeydi. Hayır onlardan nefret etmiyordum. Ama burasi bardi. Tehlikeli çocukların mekanı, içki içilen yerdi. Platin sarısı saçlarımı elimle toplayıp saçma bir topuz yapmıştım. 2 dakika içinde bozulucağına adım gibi emindim. Kafamı arkaya atıp kızların bu sefer de kola ve portakal suyu söylememesi için Allah'a yalvarmaya başlamıştım. Ta ki Mislina gelip tepem de ötene kadar. Onu yogun şarkıdan dolayi duyamiyordum ama tahminimce telefonu suratına kapatmamla ilgili söyleniyordur. Buraya geliş nedenleri de oydu. En sonunda kafa kaldırıp kes sesini diye bağırmam olayı çözmüştu. Ve evet yalvarislarimin ne kadar etkili olduğunu garson yanımıza gelip "ne içersiniz" lafına bağlıydı. Ah hadi ama! Barın en şımarık kızına masama gönderdiklerine inanamıyorum. Bu kızı kovacaktim. Sümük gibi bana yapisiyordu. Ben bira söylerken Igıl meyve suyu Mislina kola söylemişti. En azından Mislina biraz daha tehlike idi. Iğıl'a göre. Karıncayi bile ezmeye korkan kız bana "Mafya olmak istiyorum" demişti. Başta hayır desem de en sonunda kabul etmiştim. Ancak hala tehlikeli islere Mislina ile gidiyordum. Igıl bunu biliyordu sadece dile getirmiyordu ama bu işten memnun kaldığımı biliyordum. İkisi de gözlerini bana dikmis bakıyorlardı. "Ne var?" dercesine onlara baktım. Mislina mahalle kadınları gibi ayağa kalktı. Elini beline koydu ve işkenceyi başlattı. "Önce telefonu suratıma kapattin. Buraya geldik. Bara. Ama sen bira söyleyip içkini içiyorsun." Ona deve siken karınca görmüş gibi bakıyordum. Ah hadi ama sırf içki içtiğim için miydi. Ne yapmamı bekliyordu? Tablo yapıp duvara asmami mi! Tabii mal gibi korkup bu düşüncelerimi içimde bırakmadım. Yüzüne söyledim ek olarakta azıcık siktir olup gidebilirsin demiş olabilirim. O ise sadece Susup oturdu. Ve bana bakıp kolasini içiyordu. Az önce bana bağıran kız nerde!? Bir an icin Iğıl'in hıçkırık sesi için ona döndük. Bir yere gözlerini dikmis. Takıntılı olduğu çocuk gelmişti. "Iğıl lütfen bu gece kafa dinlemek istiyorum eğer o çocuk buraya gelirse onu.." lafımı bitirmeme izin vermeden masaya çağırdı. Onun gelmesiyle arabama doğru gidiyordum. Gece dair tek hatırladığım şey kendimi yatağa atıp uyumamdi.
Mislina' nın Ağzından
Alarmın yere düşmesiyle yataktan firlamistim. Bu belki de kırdığım on bininci alarm olabilirdi. Her gün alarm kırmak ile meşhurdum. Tabii ki de sadece evde. Banyoma gidip rutin islerimi hallettim. Okul formami giyip saçlarımi ormustum. Her şey güzeldi. Ta ki matematik sınavı olduğunu hatırlayana kadar. Ah inek Igıl kesin çalışmıştır. Merdivenden aşağı inerken bir anda durdum. Igıl bugün okula gelmiyordu ki. "Anneeee! Annseeeee! Nerdesinn?" Çalışma odasından ses gelince oraya gittim. Annem keyif kahvesini içiyordu. Pardon güne başlama kahvesi. Hangi insan içtiği kahvesine isim takar ki? Tabii ki benim annem (!) "Anneciğim diyorum ki hani şimdi ben sen ve arkadaşlarının buluşmasına katılamiyorum. Bugün katılsam mi acaba? Hem herkes Selin Aktaş'in kızını görsün değil mi?" İşte. Annemi en hassas yerinden vurmuştum. Arkadaşlarını hava atmaya bayılırdi. Özellikle bizle. Yani babam ve ben. Annem ne kadar modern ve havalı ise babam da bir o kadar eski kafalı idi. Annem bu durumdan ne kadar şikayet etse bile herkese farklı anlatırdi. Düşüncelerimden annemin elimi tutup odama goturmesiyle ayrıldım. Dolabimin arkasına attığım ve ne zaman görsem bana Sedef'i hatırlatan kıyafetlerimi almaya çalışıyordu annem. Hayır yoo Hayır! Onları asla giymem diye kendime söz vermiştim. Bunu dile getirince de annem "Ya okul ya bu kıyafetler" diyerek beni keskin bir dille tehdit etmişti. Lanet olsun bin kere lanet olsun!
Umarim beğenirsiniz.
Vote unutmayın. Teşekkürler!

Kızlar Mafya Olursa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin