~K.M.O. 13.BÖLÜM~

708 32 0
                                    

Medya:Iğıl Çakıl
İyi Okumalar....

■Iğıl'in Ağzından ■
"Şimdi ne yapacaksın peki?"
"Kız ne yapsın Mislina. Mecbur annesi yada babasını seçecek."
Onların konuşmalarını dinliyordum. Jillian ölümünden sonra, annem ile babamın boşanma kararı aldığını öğrenmiştim. Üstelik bunu isteyen annemdi. Babamdan kat kat kat daha zengin olan bir adam ile ilişkisi varmış. Yani bir nevi sevgili. Babam buna bir şey demiyordu çünkü annemin o adamı sevdiğini, ve babam ile evli kalmaya devam ederse üzgün olacağını biliyordu. Emir ise hiç bir şeyden habersiz, oyuncak arabaları ile oyun oynuyordu.
"Sen ne yapmayı düşünüyorsun Iğıl? Tamam senin için çok zor olacak ama, zaten adamı taniyorsun sen dedin çok tatlı diye. Anneni seç. Hem adamın çocuğu da yok. Onun için daha kıymetli olursun."
"Babam içinde öyleyim ama Mislina. Üstelik annem mecbur Emir'i yanına alacak. O da dört yaşında. Babam ise, bakın babam hala annemi seviyor ve bende Emir gibi annemi seçersem babam çok büyük bir çöküş yapar. Adam bunca yıl yemedi bana yedirdi. Şimdide diğer adam daha zengin diye onu bırakamam."
Bu sefer ikisi de susmuştu. Annemin odaya girmesi ile, laptop kapağını indirmiştim.
"Meyve getirdi tatlım. En sevdiklerinden."
"Yemek istemiyorum anne."
Beni dinlememiş tabağı masama bırakmıştı. Yatağın ucunda oturarak bana doğru dönmüştü.
"Baban ile boşanmamı istemiyorsun bunu biliyorum ama. Belki böyle herkes için daha hayırlı olacak Igıl. Bende üzgünüm. Bunca yıl ailemizde hep bir düzen olsun diye uğraştık. Tam düzenimiz oturdu oh be derken, ben boşanmak istediğimi söyledim. Ama beni de anla bitanem. Ben böyle çok daha iyi olacağım. Emir de baban da sende...."
"Ben zaten babam ile kalacağım anne. Bunun için üzülmene gerek yok. Arada sırada aklıma gelirse seni ziyaret ederim o kadar. Zaten üniversite yaklaştı. Belki burdan bile giderim. Şimdi izin verirsen kızlarla konuşmak istiyorum. Meyve yemek istemiyorum. Belki de senin elinden. Gidip o adama yedirirsin. İyi geceler."
Annemin dolan gözlerine bakmamaya özen göstermiştim. Tabağı vererek odadan çıkmasını sağlamıştım. Bilgisayarı açtığım zaman kızların çıktığını gördüm. Uyuduğumu sandılar belki de. Skype kapatıp internete girmiştim. Facebook girip insanların eklediği fotoğraflara bakıyordum. Caneser mesaj atmıştı.
"Naber?"(23:41)
Yazsam mi? Yazmasam mi? Yaz Igıl yaz. Yok Igıl yazma. Yaz Igıl, yazma Igıl. Ne yapacağım oğlum ben?"
"Iğıl ordasın biliyorum. Lütfen cevap ver."(23:44)
"Ben yatıyorum. Sana iyi geceler." (23:46)
Bilgisayarı direk kapatmıştım. 2 dakika sandalyemde öylece oturduktan sonra banyoya gidip dişlerimi fırçalamıştım. Hayır odamda bir banyo yoktu. Ama mutluydum. Regl geliyordu galiba. Lanet hormonlar! Odama geri gitmiştim. Işığı kapatarak yatağa yatmıştım. Bir sağ, bir sol, bir sağ, bir sol, bir s... . Uyuyamiyordum işte. Terliklerimi giyinip salona gitmiştim. Saat çoktan on iki buçuk olmuştu. Televizyonda saçma sapan şeylerden başka bir şey yoktu. Mutfağa gidip cips kutusunu aramaya başlamıştım. Kutuyu almaya çalışırken aralarında bir tane kağıt görmüştüm. Merakıma yenik düşüp açıp okumaya başlamıştım. Mektup zaten açılmıştı. İçinde anlamsız bir kaç cümleden sonra "Akasya Holding gel. Yarın öğlen bir buçukta. Bekliyor olacağım." yazıyordu. Bu mektup kime geldi bilmiyordum ama oraya gideceğim kesindi. Kağıdı alıp odama gitmiştim. Bilgisayarın açılmasını beklerken düşünüyordum. Akasya Holding kimindi? Bilgisayar açıldıktan sonra Google "Akasya Holding" yazmıştım. Yaşlı birinden aileye miras kalmıştı. Akasya ailesine. Benim için suan ki sahibi önemliydi. Bir çalışan oraya çağıramazdı. Babam onca yıl holding çalışmıştı ama hiç bir zaman yanında gitmezdik. Özel durumlar dışında. Sahibi: Cem Akasya. Bu seferde adamın adını Google yazmıştım. Ama başarıdan başka hiç bir şey yazmıyordu. Bu konuları Mislina bilmezdi ama.... Efil bilirdi. Telefonumdan Efil'i aramıştım. Uzun süre çalsa bile açmıştı.
"Bu saate beni arayacak kadar önemli olan şey neydi Iğıl? "
"Cem Akasya diye birini tanıyor musun? Akasya Holding sahibi."
"Adam iyi bir aile babası. Hiç bir zaman evlilik yapmamış. Çocuğu yok haliyle. İnsanları ezmeyen biri. Aşırı zengin. Bu aralar biriyle ilişkisi var. Sorulduğu zaman "işleri yoluna koymaya çalışıyoruz" diyor. Bu adamla senin ne alakan var dökülme sırası sende gülüm?"
"Ya bak işte. Annemin anlattığı adam gibi. Şimdi de bir mektupta "Akasya Holding gel. Yarın öğlen bir buçukta. " yazıyordu. Bu adam o. Annemin evleneceği adam. Kesin varya pislik bir herif. Leş. Sümük. Balgam yani."
"Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışma Iğıl. Yarın bir buçukta oraya gideriz. Şimdi yat uyu. İyi geceler."
Telefonu kapatıp geri şarja takmistim. Sandalyeye oturup bilgisayara bakmaya başlamıştım. Adam da yani öyle pislik, leş, sümük,Balgam tipide yoktu. Bilgisayarı kapatıp notu geri yerine koymuştum. Cipsi açıp kolayı bardağa doldurmuştum. Bir film bulup onu izlemeye başlamıştım. 3 saat sonra yerimden kalkıp bulaşıkları mutfağa götürmüştüm. Saat çoktan 4 olmuş, sabah ezanı okunmaya başlamıştım. Odama tekrardan gidip çantamın içine 2 test kitabını, defterimi ve kalemliğimi koyup çantami hazırlamıştım. Öğlen okuldan çıkacağım için serbest gidecektim. Siyah kotun üstüne, kırmızı salaş tişört yatağa koymuştum. Fazla ayakkabı almazdim. Converse giyinip üstüne mavi kısa kolyemi takacaktım. Yine yarım saate hazırlanmıştım. Mutfağa gidip tost yapmıştım. Peynir domates masaya koyup tost pişince yemeğe başlamıştım. Yedikten sonra hızlı hızlı toplayıp, test çözmeye gitmiştim. 2 saate test cozdukten sonra annemler uyanmıştı. Annem odama gelince beni bu şekilde görmeyi beklemiyordu.
"Uyandığını bilmiyordum anneciğim. Hadi gel kahvaltıyi hazırladım.
"Ben yedim anne. Sana afiyet olsun."
"Sen bilirsin kızım."
Annem odadan çıkarken, adamın adını sormuştum. Cem demişti. O adamdı işte. Daha fazla oyalanmadan okula gitmek için otobüse binmiştim. Bu seferde tam vaktinde okula gelmiştim. 4 derse girdikten sonra holding gitmek için taksi çağırmıştım. Kısa sürede holding gelmiştim. Benden hemen sonra içeri annem girmişti. İlk defa onu böyle sık ve güzel görmüştüm. Bekleme salonuna girip Cem'i beklemeye başlamıştı. Daha sonra birlikte bir cafeye gitmişlerdi. Tabii bende. Cafede yemek yedikten sonra adam annemin elini tutmaya başlamıştı. Bir yanım git diyordu k.... soluğu onların masasında almıştım.
"Sana inanamıyorum anne! Bu kadar mı nefret ettin babamdan! Bu kadar! Bu adamla gizli gizli cafede bulusacak kadar mı önemsizdi babam ha! Ama yok. Bitti! Bundan sonra benim senin gibi bir annem yok! Anladın mi yok! Ne yaparsan yap zerre umrumda değilsin! Öl cenazene bile gelmem. Bir an öncede evlenip defol git! 1 saniye daha yüzünü görmek bile istemiyorum! Neden biliyor musun? Çünkü senden utanıyorum!" Çantamı alıp dışarı çıkmıştım. Gözyaşlarım çoktan akmaya başlamışlardı. Bu halde eve gidemezdim. Mislina da olmazdı. Efil vardı bir tek. Kızlara mesaj atıp oraya gelmelerini söylemiştim. Ben daha Efil'in evine gitmeden onlar gitmisti. Başımdan geçen olayları gözyaşları eşliğinde anlatmistim.
"Sakin nerede kalacağını dert etme. Yan ev satılık orayı alırız. Annen ile şu saaten sonra ben kalmana izin vermem. Hadi pizza yiyelim. Sonra da film seyrederiz."
Saat sabah yediye kadar oturmuştuk, daha sonrasında ise salonda uyuya kalmıştık.

Kızlar Mafya Olursa?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin