5.BÖLÜM

155 28 9
                                    

  Hatırlatma

Biraz bekledikten sonra "İstanbul Yolcuları" diye anons edilince heyecanla ayağa kalktım ki anında geri oturdum. Ensemdeki o soğuk metal şey ve o seste kimdi...

Şimdiki Zaman:

Barlas'dan -----

Anamları çarşıya bıraktıktan sonra kahveye gittim. Orada vakit geçirirdim zaten işleri bitince beni arayacaklar kahveden içeriye girince her zamanki yerime oturdum. Kahvenin çıraklarından biri yanıma gelip..

-Buyur Barlas Ağam ne istemiştiniz dedi.

-Bol köpüklü bir kahve koçum dedim.

-Hemen Ağam dedi.

Biraz bekledikten sonra kahve geldi işte buranın kahvesini seviyordum istediğin kıvama göre yapıyorlardı. Kahve keyfimi sürdürürken aniden telefon çalmaya başladı fincanı bırakıp ceketimin cebinden telefonu çıkardım. Ekrana bakınca "Anam" yazısını görünce direk açtım heralde işleri bitti ondan arıyordu..

-Efendim Ana dedim.

-Oğul Evin yok dedi. telaşlı bir şekilde 

-Nasıl yok ana sizin yanınızda değil miydi dedim. sinirle

-Oğul bizim yanımızdaydı işte kuyumcudaydık karşıdaki kırtasiyeyi gösterip benim arkadaşım orada çalışıyor ben bir görüneyim buralara kadar geldim dedi oğul

-Ee ana kırtasiyeye baktınız mı dedim. sabırsızlıkla

-Baktık oğul buraya  öyle bir kız gelmedi dediler hatta öyle biri bile çalışmıyormuş ki dedi. anam 

İşte bu bardağı taşıran son damlaydı amacı belliymiş anamları oyalayıp kaçmak ben seni bir bulursam Evin hanım olacaklardan ben sorumlu değilim artık Evine karşı duvarlarımı örmeliydim. Anam telefonda hala konuşunca dinledim..

-Oradaki adamlara sorduk oğlum taksiye binmiş gitmiş dedi. anam

Tabi ya ya havaalanındadır ya da bunların bir tane bağ evi vardı oraya gitmiştir ikisine de  bakarım..

-Tamam ana siz diğer alınacakları alın her şeyi halledin ben size haber veririm dedim.

Telefonu kapatır kapatmaz  hemen Anılı aradım bağ evine bakmaları için bende o sırada havaalanına bakarım Anıl telefonu anında açınca..

-Anıl Hikmet Ağaların bağ evine gidiyorsunuz Evin oradaysa bana haber veriyorsunuz dedim.

-Tamam Ağam dedi.

Bende o sırada telefonu cebime atıp masaya'da para bırakıp hızlıca kahveden çıktım. Arabaya binince son sürat havaalanına sürdüm."İnşallah seni ben bulmam Evin inşallah bağ evindesindir yoksa çok kötü şeyler olur dedim"içimden. Havaalanın  park yerine arabayı gelişi güzel park edip koşar adımlarla içeri girdim. Görevlilerin olduğu yere yöneldim..

-İstanbul uçağı kaçta kalkıyor dedim.

-2 dakika sonra efendim dedi.

-Peki yolcular ne tarafta oturuyor dedim.

-Hemen karşıda efendim dedi.

-Tamam dedim.

Arkamı döndüm biraz etrafa bakındım eğer evin buradaysa buralarda oturuyordur. Bir an gördüm onu sabırsızca ellerini dizlerine koymuş ritim tutuyordu. Arkası bana dönük olduğu için göremiyordu beni anons edilince hemen silahı çıkartıp ensesine dayadım ve geri oturmasını sağladım..

Karanlığın YolcusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin