"Sizin yüzünüzden mapusta çürüyeceğim. Gençliğime yazık! Şu hapisten bir kurtulayım sana söz olsun Selim, sana hizmet bile ederim. Ya da etmem. Bilmiyorum ama herşeye razıyım! Ay çok sevgili antilerimde göbek atıyorlardır şimdi. Evlenemeden, sevdiğim adamdan bir Selin Şebnem Junior'ım olamadan ölüp gideceğim. Babam ve annem ne yaparlar yokluğumda? Modacılar üzülmez mi kıyafetlerinin satılmadığına? Ya benim daha ne hayallerim var. Pamuk şeker yerken limonata dolu bir havuzda yüzecektim. Sonra dans eden dondurmalar beni kaçırıp çikolatadan yapılmış bir depoya hapsedecekti. Bende depoyu yiyerek kurtulacaktım. Ay daha Defne'yle Bedir'i nişanlayamadım bile. Ayrıca siz kavga ediyorsunuz, ben niye burday-"
Sarışın çocuk hızla lafımı kesti.
"Allah aşkına bir sus motorun soğusun. Başım çatlıyor! Memur Bey beni direk alın içeri." Başımı salladım ve duvara monte edilmiş oturağa oturdum.
"Senin adın ne sarışın çocuk?"
"Anıl." dedi kısaca. Sonra Selim'e döndü.
"Benim sevgiline asılma gibi bir niyetim yoktu. Ben nişanlıyım be! Kıvırcığım, Şebnem Gürsoy fanı. Bende o mutlu olur diye fotoğraf çekinmek istedim. Masumum ben! Bende kıskancımdır ama hiç hapise girmedim."
"Bana sus diyene de bak." Diye mırıldandım. Demirlerin ardından bir kız sesi geldi. Anıl ayaklanıp demirlere yapıştı.
"Kıvırcığım! Çok özledim seni! İyi misin?" Kız ağlamaya başlayınca bende üzüldüm. Sonuçta burdan çıkacak bile olsak hapishane psikolojisi çok kötüymüş be. Bir de o demirlerin ardında sevdiğinin olması...
"Ben iyiyim asıl sen iyi misin? Kimle kavga ettin sen ya? Canın acıyor mu?"
Anıl gülümsedi ve bana baktı. "Bak orada kim var?" Birden kendimi tutamayıp ağlamaya başladım.
"Allah'ım çok romantiksiniz duygulandım. Ben hala Arda'ya bir elmanın iki yarısı olalım diyorum o tam bir armut olma peşinde."
Kız bana bakıp gülümsedi.
"Normalde olsa seninle fotoğraf çekinmek için herşeyimi verirdim ama şimdi Anıl buradayken.. Bu bencillik olur."
Galiba eriyorum. Ben de böyle bir aşk istiyorum. Gerçe bendeki şansla biraz zor ama belki çıkar bir gün karşıma?
----------------
"Sizle de bir hatıra selfiesi çekersem vallahi çıkacağım. Bu son. Söz veriyoruuuum!" Kapıdan çıkmadan önce son polisle de fotoğrafımı çekip Kainat'ın sürüklemesiyle dışarı çıktım.
"Oh be, içerisi çok kötüydü kardeşlerim!" dedi Selim ve kırk yıl kalmış bir suçlu edasıyla gerindi.
Anıl garip garip Selim'e baktı.
"Sanki elli yıl kaldın ha! Aman banane, ben kıvırcığımın yanındayım ya yeter o bana." Tekrardan 'kıvırcığını' öpüp iyice sıktı. Kızın adı harbiden Kıvırcık falan mı diye düşünmeden edemiyorum.
"Anıl vallahi kemiklerim kırılacak!"
Bize gülümseyip vedalaştıktan sonra arabalarına bindiler.
Bende Almilla ve Kainat'ı zar zor yanıma alıp konuşmaya başladım. "Biz de fazla beraber görünmeyelim de iyice ortalık karışmasın. Yarın görüşürüüüz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Yıldızı |ŞebSel|
Novela Juvenil"Hayır Selim İnan, benim aşkım denize. Asla sana veya aptal teknene olmayacak." Selim gülümseyerek bana doğru yaklaştı. Ve dudaklarıma beş santim kala durdu. "Bana aşık olmanı zaten istemem Şebnem Gürsoy. Sadece Arda yerine beni tercih etmen gerekti...