Herkese tekrardan merhabalar! Bir günde iki bölüm yazdık sizler için.. :) Birinci bölümde çok güzel yorumlar aldık. Vote ve yorumlarınız için çok teşekkür ederiz! :) Bu bölüm size bir nevi teşekkür. :) Bu bölümü yazarken çok keyif aldık. Umarım sizde okurken keyif alırsınız. :) Oy ve yorumlarınız bizim için çok önemli. :) İyi okumalar! :)
Zeynep'ten...
Bize doğru geldiklerinde Yağmur ile birlikte ayağa kalktık.
"Merhaba." dedi Türkçe'si bozuk olan sarışın kız. Bu kız Jane olmalıydı.
Yağmur'da "Merhaba" dedi. Eliyle bizleri işaret ederek tanıştırdı."Zeynep bu Kerem, bu Can ve bu da Jane" dedi.
Ufak bir tebessümle "Memnun oldum ben de Zeynep" dedim.
Daha sonra yerlerimize oturup siparişlerimizi verdik.
Cam kenarında oturuyordum. Tam karşımda Kerem vardı.
Bacaklarımız birbirimize değmisti. Vücudumdan sanki elektrik akımı geçmişti. Göz göze geldik ve bacaklarımı hemen çektim.Uzun bir süre gözlerini benden alamadı. Elim istemsizce yüzüme gitmişti. Acaba makyajım mı akmıştı? Sorularla boğuşmaktansa gidip bakmayı tercih ettim ve izin isteyerek masadan kalktım.
Lavabonun olduğu bölüme doğru ilerlerken küpemi düşürdüğümü fark ettim. Gözlerim bir süre yerleri taradı. Sonunda bulmuştum.
Arkamdaki boş masanın dibindeydi. Küpemi almak için o yöne doğru ilerledim.
Elbisemi düzeltip eğildim. Eğildiğim anda elimde bir sıcaklık hissetmemle ürpermem bir olmuştu.
Kerem benden önce eğilip küpeyi aldı ve bana uzattı. Gülümsedim
"Teşekkür ederim." dedim.
Kerem de gülümsedi.
"Rica ederim" dedi..
Tanıştığımızdan itibaren ilk defa konuşmuştu. İlk defa sesini duymuştum. Sesi sanki insana huzur veriyor gibiydi.
Bir süre birbirimize bakmıştık, sessizliği bozan ben olmuştum.
"Ben lavaboya gitsem iyi olucak."
Kibar bir şekilde "Tabii.." dedi ve önümden çekildi. Gülümsedim.
Hızlı adımlarla lavaboya gittim ve kapıyı kapattım. Musluğun başına geçip, suyu açtım. Ense ve boyun bölgeme elimin tersiyle su dokundurdum.
Lavaboda işimi hallettikten sonra masaya geri döndüm. Kerem de ayağa kalktı. İlk olarak ne yaptığını çözemedim. Telefonuyla uğraşıyordu.
"Benim işim çıktı. Siz biraz daha takılırsınız." dedi.Jane hemen lafa atladı.
"Aaa aşkım bende gelmek?"
Kerem ellerini Yumruk yaptı ve gözlerini kapattı, sinirinin geçmesini bekledi.
"Jane işim var sen takılırsın biraz, sonra Can seni evine bırakır." dedi sert bir ses tonuyla.
"Tamam aşkım." dedi.
Jane ayağa kalktı ve Kerem'e yaklaştı. Bir anda Kerem'i öptü. Kerem ise Jane'i ittirdi.
"Ben gidiyorum." dedi.
Sinirinden boyun damarları belirginleşmişti, sinirlendiğini anlamak çok kolaydı.
Masaya geçtim ve oturdum. Bütün gözler üzerimde toplanmıştı. Bakışlarımı tabağıma çevirdim ve yemeğime gömüldüm.
Gülmemek için yanaklarımı ısırıyordum. Belli olmasın diye saçlarımı olabildiğince önüme attım. Jane karşımda bozulmuş bir vaziyette oturuyordu
Olaylı bir akşamın ardından sonunda eve gelebilmiştik. Eve gelince ilk işim duşa girmek olmuştu. Gerginliğimi üstümden atmam lazımdı.
Kerem'den...
İşimi hallettikten sonra Can'ı aradım ve restaurantı kapatmasını söyledim. İçmeye gidiyordum. Mekana gittiğimde Can çoktan gelmişti. Masayı bile hazırlatmıştı. Yanına gidip oturdum.
Tam o sırada Zeynep'in oturduğu sandalyede bir şal gördüm. Şalı aldım. Bu Zeynep'in şalıydı.
Can'a "Can benim gitmem lazım kusura bakma başka zaman." diyip yanından ayrıldım. Şalı Zeynep'e verecektim.
Arabaya binip Yağmur'u aradım. Bir-iki çalışta telefon açıldı. Evinin adresini sordum ve teşekkür edip telefonu kapattım.
Zeynep'ten...
Giyeceğim pijamaları dolaptan çıkardım ve yatağın üstüne koydum. Yağmur bakkala gitmişti. Kapı çaldı, Yağmur gelmiş olmalıydı.
Kapıyı açtım. Karşımda Kerem vardı... Üstümde sadece havluyla karşısında duruyordum. Allah'ım lütfen bu bir rüya olsun...