Selamlar! :) Yeni bir bölüm ile tekrardan birlikteyiz. :) Yorumlarınız, oylarınız bizi çok motive ediyor. :) İnanın içimizden daha çok yazmak geliyor. Umarım hep böyle devam eder. :) Tekrardan söylüyorum oylarınız ve yorumlarınız bizim için çok önemli. :) Uzun bir bölüm oldu. Yazım hataları varsa kusurumuza bakmayın. :) İyi okumalar. :)
Multimedya: Şarkı ve ZeyKer'in kıyafetleri. :)
Kerem'den...
Zeynep banyodan yeni çıkmış, havluyla sarılmış bir şekilde kapıyı açmıştı. Gülememek icin yanaklarımı ısırıyordum. Utancından kızarmıştı.
"Immm şey ben şalını getirdim de yanlış zamanda geldim galiba " dedim.
Gerçekten çok utanmıştı.
"Eee şey sen gir içeri ben kahve yapayım sana içersin dimi kahve iç bence iç yani" dedi bir solukta.
Utancından saçmalamaya başlamıştı.
"Tamam içerim " dedim.
O koşar adımlarla merdivenlerden çıkarken bende kıkırdayarak içeri geçtim.
Zeynep'ten...
Koşar adımlarla merdivenlerden çıkarken düşmemek için Dua ediyordum. Odaya girip, hemen kapıyı kapattım. Gerçekten çok rezil olmuştum. Kızardığımın farkındaydım. Elimi yüzüme götürdüm.
Kapıyı neden "Kim o?" demeden açarsın ki Zeynep? Bunlar hep "Kim o?" demediğim için olmuştu.
Kerem aşağıda oturuyordu. Ayıcıklı pijamalarımı giyip yanına gidecek halim yokt. Hemen iç çamaşırlarımı, mavi taytımı ve siyah bluzumu giydim.
Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra açık bırakarak merdivenlerden indim. Belli etmemeye çalışsamda hâlâ utanıyordum.
"Hoşgeldin Kerem" dedim ufak ve utangaç bir tebessümle.
"Hoşbuldum" dedi.
Kahveni nasıl içersin diye sorduğumda sade diyerek tebessüm etti. Bende karşılık olarak ufak bir gülümseme gönderdim ve adımlarımı mutfağa doğru çevirdim.
Mutfağa gittiğimde ilk olarak Kerem'in kahvesini hazırlamaya başladım. Kahve makinasını ayarlayıp, tuşa bastım. Bir yandada yaptığım rezilliği düşünüyordum.
Kahveler hazır olunca tepsiye koyup, salona doğru ilerledim.
Tepsiyi Kereme doğru uzatıp egilirken kokusunun burnuma çarpmasıyla büyülenmem bir oldu. Büyülenmem bir oldu. Hemen kendime geldim neyseki.
Kerem'in yanındaki tekli koltuğa oturdum.
"Şalı getirdiğin için çok teşekkür ederim unutmuşum sanırım." dedim ufak bir gülümseme ile."Rica ederim" dedi o da ufak ama en icten gülümsemesiyle.
Ortamda sessizlik hakimdi ta ki kapı zili çalana kadar.
"Markete gitmişti Yağmur, o gelmiştir." dedim ve kapıyı açmaya gittim.Yağmur içeri girince Keremi fark etti ve
"Hoşgeldin Kerem. bulmuşsun evi." dedi.
Bir dakika. Adresi Kerem'e, Yağmur mu vermişti? Yanlış duymamıştım değil mi? Keşke "Kerem geliyor." deseydin be Yağmur. Senin yüzünden rezil oldum resmen ya.
Kerem "Ben kalkıyordum zaten. Zeynep şalını unutmuş da onu getirdim iyi akşamlar size." dedi.
Yağmur, Kerem'i yolculamaya gitti. Ben de tekrardan koltuktaki yerimi aldım. Bir-iki dakikaya kalmadan Yağmur yanıma geldi.