Tehdit Notu

105 6 10
                                    

Yatakta sürekli dolanıyor,gözüme uyku girmiyordu.Sürekli yaşadıklarımız ve cesedi ortadan kaldırışımız beynimi yiyip bitiriyordu.Artık geri dönüşü olmayan bir yola girmiştik.Ya hayata kaldığımız yerden devam edecektik ya da kendimizi ucuz bucaksız bir uçurumun başında bulacaktık.

3 SAAT ÖNCE...

Adamın nabzını tekrar kontrol ettiğimde hiç bir belirti yoktu.Ensesi artık tamamen kan içindeydi.Etrafı kirli kan kokusu esir almıştı adeta.Yerde durmaksızın ilerleyen kan tabakası ayağımın ucuna kadar gelince aniden geri çekildim.

-Mısra onu nereye götüreceğiz?

Kafamı belirsizlik içinde kaldırdıktan sonra gözlerimi hızla etrafta gezdirdim.

Bir anda dikkatimi pencerenin dışında ki, hafif dalgalar eşliğinde ses çıkaran deniz çekmişti.O kadar temiz ve saf ki etrafında ki aydınlatmaları eşsiz görünüyordu.Ama gittikçe yaklaşan polis arabası sesi bu görüntüyü kana bulamıştı bir anda.Hızla İpeğe dönerek;

-İpek onu nereye götüreceğimizi buldum!

-Nereye?

-Onu...onu denize atacağız...

Dakikalar içinde İpek ile adamı kaldırmak için çabaladıktan sonra, ben kollarından, İpek ise bacaklarından tutup hareket ettirmeyi başarmıştık.Biraz ilerledikten sonra yere kadar uzanan pencereden dışarı çıktığımızda deniz,sanki az sonra neler olacağından haberdar gibi dalgalarını arttırmaya başlamıştı.

En kenara geldiğimizde İpeğ e gözümden akan yaşlarla bakarak;

-Üç deyince...onu atacağız...tamam ?

Titreyen ses tonuyla kekeleyerek;

-Ta-tamam !

-Bir...İki...Üç...!

Adam adeta havada savrulurcasına denizin derinliklerine düşmüştü.Tertemiz ve saf deniz sanki bir anda kire boğulmuştu.Ondan geriye kalan sadece denizin üstünde ki köpükler olmuştu...

Gizemli TatilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin