Gecenin karanlığı tüm çıplaklığıyla yüzüme çarpıyor,vücuduma yayılan soğuk tüm hücrelerinin sızlamasına neden oluyordu.Bir kaç dakika önce yaşadığımız olay , bizi bir kaç sene sonra ki parmaklıklar ardında karanlık yaşama sürükleyecekti.Gözlerinden aralıksız akan gözyaşlarını hafifçe silip, burnumu çektim ve tam dengemi kaybetmek üzereyken kaldırıma oturmayı başarabilmiştim.O lanet adamın evinden caddeye kadar aralıksız bir şekilde koşmuş,soluk soluğa kalmıştık.Başımı iki elimin arasından kaldırarak yavaşca İpeğe çevirdim;
-İyi misin?
-Bir cinayetten sonra ne kadar iyi olabilirim.Mısra...Kalbim yerinden çıkacakmış gibi...Biz- biz katil olduk...!
Bu sözüyle hıçkırıklar eşliğinde ağlamaya başlamıştı.Hızla etrafını kontrol ettikten sonra ona sıkıca sarılarak ;
-Hayır!Hayır! Söyleme öyle biz...yani ben yapmak zorundaydım!Anladın mı!
-Benim yüzünden hep benim yüzümden!
İpek artık kafasına vurmaya başlayınca onu kendime çevirerek sertçe sarstım.Kendine gelmesi gerekiyordu.Buna ihtiyacımız vardı.
Hızla ayağa kalkarak gözyaşlarımı tekrar sildiktan sonra gözüm koşarken topuğunu kırdığım , kaldırım köşesinde duran ayakkabıma kaydı.Çıplak ayağıma baktığımda yaralanmış ve parçalanmıştı.Yavaşca diğer ayakkabımı da çıkartarak elime aldım ve İpeği dürterk;
-İpek hadi kalk bir an önce buradan uzaklaşmalıyız.
Kafasını sallayarak o da kalktı ve koluna girip yavaş adımlarla yola doğru yürümeye başladık.Gece yarısı olduğu için yol çok sakindi.Bir kaç dakika öylece beklemiştik.Arada bir iki tane araba geçiyordu fakat durmaya tenezzül etmiyorlardı.Yavaş yavaş umudunu kaybetmeye , gittikçe ağırlaşan vücudumu taşıyamaz hale gelmiştim.İpek ise benim kolumdan destek alarak zar zor ayakta kalmaya çalışıyordu.Dış görünüşümün ne derece berbat olduğunu düşünürken yolun başından araba sesi duymaya başlamıştım.
Hemen başımı kaldırdım ve elimi havada sallamaya başladım.Araba yaklaştıkça farlarının parlaklığı gözünü alıyordu.Tam durmayacağına kanaat getirmişken araba bir anda hızlıca yanımızda duruverdi.Gecenin kör karanlığından içindekinin bayan mı erkek mi olduğunu anlayamamışken camı yavaşca açıldı .Kafamı içine doğru eğdiğimde içindeki kişinin cüzdanı ararken kavga ettiğim çocuk olduğunu fark etmiştim.Bir kaç saniye içinde şaşkınlıktan kurtulup gözlerimi kısarak;
-Sen? Sen...o kendini beğenmiş ve kaba...
Sözümü tamamlayamamıştım çünkü yüzüne yerleştirdiği sırıtış sanki kahkahaya dönmek için yalvarıyordu ve bu benim fazlasıyla sinirini bozmuştu;
-Evet!Ta kendisi (!) Ne oldu yoksa bir arabaya mı ihtiyacınız var?
Cevabı her ne kadar vermek istemesem de hafifçe kafamı sallamıştım.Fakat bir kaç saniye sonra onun benim kulağıma eğilerek söylediği cümle kulaklarımda çınlamıştı.O ise laubali bir şekilde kaşlarını çatarak;
-Ne oldu size böyle savaştan çıkmış gibisiniz?
Onun kahkahalarlı karşısında kendimi sakin olmaya zorledım ve dişlerimi sıkarak konuşmaya devam ettim;
-Sohbeti bırak da bize yardım edecek misin?
-Hayır... Yada etsem mi? (!)
-Tamam ! Seni insan yerine koyup yardım isteyen de kabahat binmiyoruz bas git!
Bu sözümle beklemediği tepkiyi almışcasına şaşırmıştı.Ben ise kafamı kaldırıp yola baktığımda bomboş ve ıssızdı.Bir anda İpeğin dürtmesiyle irkildim.Kulağıma eğilip;
-Kızım inat etmesene babamgil fark etmeden dönmemiz lazım!
Dönüp arabadakine tekrar baktığımda kendinden emin bir tavırla gülümseyerek bize bakıyordu.
-Tamam ben gidiyorum hadi size iyi geceler.Gerçi bu zombie halinize bakılırsa yeterince eğlenmişsiniz.
Diyerek arabayı hareket ettirmeye başladı.Araba biraz ilerledikten sonra arkasından;
-Dur! Lütfen tamam sen kazandın bizi alır mısın artık arabaya?
Araba bir an durduktan sonra yavaşca geri geri gelmeye başlamıştı.Camdan kafasını uzatarak;
-Hadi atlayın bakalım!
Bindiğimizden itibaren kimseden tek kelime dahi çıkmamıştı.Yanımdakinin daha ismini bile bilmezken ondan bu kadar nefret ederken onun dediğini yapıp arabasına binmiştim.Bomboş yoldan gecenin yarısı onun geçmesi büyük bir tesadüftü doğrusu.Ben öne İpek de arkaya oturmuştu.Dönüp arkama baktığımda oraya sızmış olduğunu fark etmiştimBeynim zonkluyor,içimde ki korku bir türlü terk etmiyordu bedenimi.Sessizliği yanımda ki bozarak;
-İyi misin?
-Hayır!
Bir an ağzımdan refleksle çıkan kelimeyi düzeltircesine;
-Yani... Sadece yorgunum otele gidip uyumak istiyorum.
-Peki orada ne işiniz vardı?
-Biz sadece...Taksi arıyorduk
Dönüp tekrar bana baktığında gözlerini bir anda iri iri açarak;
-O üzerinde ki ... Kan lekesi mi?
Başımı eğip elbiseye baktığımda siyahın içinde dans eden kan lekelerinin görmüştüm.Şaşkınlık içinde kekeleyerek;
-Ben...Ben...Sadece düştüm! Kötü bir kazaydı. Hem ayrıca sen bana bakacağına önüne bakar mısın kaza yapacağız.
İnanmayan gözlerle başını önüne çevirmişti.Bir kaç dakika sonra da otele gelmiştik.Yavaşca kapıyı açarak dışarıya çıktım ve dengemi sağladıktan sonra arka kapıya yöneldim.Kapıyı açtığımda İpek hala uyuyordu.
-Yardım et de kaldıralım onu
-Ben bu günlük yardım kotamı doldurdum kendin hallet uğraşamam!
-Tabi sen de haklısın senin gibiler ancak bu kadar odunluktan insanlığa geçiş yapabiliyorlar.
Yüzünde ki sırıtışı hiç bir zaman eksik etmeden yanıma doğru yaklaşarak konuşmaya devam etti;
-Bu yaptıklarımın bir karşılığı olacak değil mi atarlı kız?
-Ne gibi?
-Benden haber bekle.
Diyerek göz kırptı ve İpeğe uzanarak kucağına aldı ve yavaşca dışarı çıkardı.İpek ayakta zor duruyordu ve hafif sendeleyince koluna girdim.
- "Yinede her şey için teşekkür ederim... " İsmini bilmediğim için bir an duraksamıştım.Daha sonra ise hafifce gülümsemiştim.O da anlamışcasına;
-Sanırım hala ismini bilmiyorum atarlı kız
Yavaşca elimi uzatarak;
-Mısra
O da elini uzatarak elimi tuttu ve;
-Berk
Bir kaç saniye ellerimiz öylece kalmış, gözlerimiz adeta birbirimizde kitlenmişti.Kendime gelerek hızla elimi çektim ve ;
"İyi geceler" diyerek İpek le birlikte otele doğru yürümeye başladık.
Odaya geldiğimizde İpeği yatağına yatırıp aynanın karşısına geçip kendimi süzmeye başladım.Üzerimde bütün bir gecenin yorgunluğu çökmüş , üzerimden tır geçmişcesine damarlarıma kadar hücrelerim teker teker sızlıyordu.Aralıksız ağlayan gözlerimden makyajım yanaklarıma kadar akmış , elbisemin etekleri o lanet adamın kanına bulanmıştı.
Hızla duşa girip kıyafetlerimi çöp poşetine koyup yukarıda ki dolaba kaldırmıştım.Yarın ilk işim gizlice onları ortadan kaldırmak olacaktı.
İpeğin üzerinde ki elbiseyi de aynı poşete koyarak ona da pijamalarını giydirdim ve yavaşca yatağımın içine kıvrıldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Tatil
Teen FictionGerilimin,aşkın ve gizemin dans ettiği bir öykü...İşte şimdi alışılmışdan uzak, sıradışı aşkın oluşturduğu gerilim dolu bir serüvene hazır olun... İki genç kızın eğlence arayışının derinlerinde ki bir sır ve romantizmin gölgesinde ki macera dolu bi...