Michael
''Tanrım, Chloe ne sikim yapıyorsun sen?''
Çok sinirliydim. Chloe beni işe aldırmak için kendini kovdurmuştu. Cidden çok salak gibi davranıyordu. Ben zaten onun için orada duruyordum. Bu konu hakkında cidden onunla konuşmam gerekiyordu. Bu yüzden danışmandan numarasını alıp onu aradım. Ne kadar sinirli olduğumu bir Tanrı bir ben biliyordum.
Daha 3 gündür tanışmamıza rağmen ona içim ısınmıştı.Tabi her erkek gibi belli etmemiştim. Birde yavşak erkeklerden değildim ama Calum buna fazlasıyla uyan bir erkekti. Hiçbir zaman onu evde uyurken görmemiştim. Genelde sabah saatlerinde keyfi yerinde gelirdi.
Bu kadar sinirli olmama rağmen cevap vermedi. Ya beni tanımamıştı ya da cidden korkmuştu. ''Chloe?'' Yine ses gelmedi. ''Tanrım, Chloe orda mısın?'', ''E-evet'' demişti korktuğunu belirten bir sesle. ''Sen cidden ne sikim yaptığını sanıyorsun?!'' ''Çok fazla küfretmiyor musun sence de?'' diye akla zarar bi soru sormuştu. Küfür severdim. Hemde çok. Ama şuan konumuzla ilgisi yoktu. Bu kız beni cidden zorluyordu. ''Siktir. Ne diyorsun?'' , ''Diyorum ki çok fa-'' , ''Chloe, neden ve nasıl başardın bunu?'' , '' Neyi?'' diye sordu. ''Beni mutlu etmeyi'' demeyi çok isterdim ama bulunduğumuz konum cidden bunu için fazla gergindi. Ona ismiyle seslenmeyi seviyordum. Bu ismi daha önce milyonlarca kez duysam da ona söylerken kendimi uyuşmuş gibi hissediyordum. Aşık değildim. Sadece değişik hissediyordum o kadar. '' Kovulmayı.'' dedim.
''Ah! o çok kolay oldu.'' dedi ve bi kahkaha patlattı. İnce sesiyle kahkaha atarken dünyanın en güzel kahkahsı olmasa bile kalbimi zıplatmaya yetmişti. ''Sadece albümü benim kırdğımı söyledim ve Bay benotoriterim Colleman'da beni kovdu ve seni işe aldı.'' dedi. ''Tanrım! Chloe? Ne yaptım dedin?''
''Albümü kendimi-'' ''Onu anladım aptal. Neden böyle saçma birşeyi yaparsın ki? Yani çok saçma. Sonuçta. Oh Tanrım Chloe bu çok mantıksız.'' dedim. ''Bu benim için kovuldun mu demek? Lütfen yanlış anladığımı söyle!'' diye ekledim.
"Doğru anlamış olabilirsin birazcık." Ah iyice sinirlenmeye başlamıştım.
"Neden böyle saçma birşey yaptığını açıklaman için 1 dakikan var!"
"Iıı şey ben şeyden yaptım..A-arkadaşım olduğun için."İşte buna kahkaha atmıştım.Chloe ve ben arkadaş?Bu böyle olmayacaktı.
"Chloe Spest Cafe'ye gel.Bu konuyu seninle yüzyüze konuşacağız." "Bence gerek yok ya konuştuk işte şimdi ne gerek var buluşmaya.Yorma kendini hiç."Kıvırmaya başladığında sinirli ve otoriter çıkan sesimle konuştum."Chloe çabuk Spest'e gel!"
"Ya-" "Çabuk!" "Of peki!"Çocuklara haber vermek için salona geçtiğimde o kadar dağınıktı ki Ashton'u oyuncak sanıp üstüne basmıştım. O anki korkuyla olsa gerek ayağımdan tutup beni yere yapıştırdı. Çizgi film izleyen Luke'un üstüne düştüğümde çığlık atıp koltukta oturan Calum'a tutundu. Beraber yere düştüklerinde küfürler havada uçuyordu.
"Hay ebeni sikeyim Mikey. Lan kör müsün?"
"Ben ne yaptım lan! Hepsi bu puştun suçu." diyip elimle Ash'i gösterdim.
"Benim mi?Lan üstüme basan sendin."
"Evet Mikey senin suçun.Ciğerlerim çıktı." diye Ash'e katılan Luke'a kaşlarımı çatarak baktım.
"Sizinle uğraşamam.Gidiyorum ben!" diyip hızla - o dağınıklıkla ne kadar hızlıysa-dışarı çıktım.Birazcık kısa oldu ama olsundu shjsjsjs
Aklımıza hiçbir şey gelmedi sorry :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INFINITY ||Michael Clifford
Fiksi Penggemar''Sen benim eksik kalan yanımdın Michael Clifford'' '’En güvendiğin insanın içinde açtığı o derin yara…’’ -Chloe Adams