Ne yapmaya çalışıyordu.Benimle dalga mı geçiyor?yoksa bi intikam peşinde mi?.Notu okuduğumda kapının önünde ne kadar bekledim bilmiyorum ama bayağı uzun durmuş olamalıyım ki Nisan meraklı gözleriyle yanıma geldi.Noldu dercesine kafasını salladı."kahvaltıdan sonra anlatırım" dedikten sonra kahvaltıyı hazırlamaya devam ettik.Masayı hazırlarken birden telefonum çaldı.Ah olamaz annemgili geldiğime dair telefon açacaktım.Ve ben yine unutmuştum.Koşar adımlarla odama ilerledim.Önce kapının önündeki paspasa takılıp yere düşmeyide ihmal etmedim.Yerdeyken telefona uzanıp telefonu açtım."anne" dediğimde ses gelmeyince telefon ekranına baktım.E iyide annemgil değildi bu .Iste korku tüm vücudumu sarmıştı.Pardon diyip kapatmalı mı yoksa hiç bir şey demeden mi kapatmalıydım .Hiç bir fikrim yokken karşıdan ses geldi."sanırım minik caressem annesini özlemiş yazık" ne kadar da büyük görüyordu kendini."ne sanıyorsun ya sen kendini telefonumu nerden buldun?" Cesaretli olmalıydım .Olmalıydım ki bu balköpükcüğünün üstesinden geleyim."Beyler benim minik yürek yemiş".Bu sefer çok abartmıştı."Ne miniği be? Minikmiş bi de onun miniğiymişim.Ben kimsenin miniği değilim.Boşkafalı işsiz!".Bunun üzerinden karşıdan cevap gelmeden telefonu kapattım.Tamamen kapattım.Hiçbir şey olmamış gibi masaya geçip kahvaltımın başına oturdum.Nisan durup durup ne olduğunu sorsada bir şey olmadığına dair onu ikna ettim.Sürekli içinde kötü bir his olduğundan bahsedip duruyordu.Bende korkmuştum.Çünkü Nisan neyi nasıl hissederse doğru hissederdi.Ama korktuğumu belli etmeyip kendime psikolojikmen arkadaşıma da fiziken ve ruhen yardım etmeyi tercih ettim.Bu konuyu şimdi anlatmayıp onun yerine saçma sapan şeyler anlatıp onu birnevi kandırdım. Içime sinmiyordu ama mecburdum.Nisan panikataktı.Ne desem hemen hüznüne korkusuna katılır.Kendine dert edecek bulurdu.En azından bunu şimdilik böyle idare edecektim.Kahvaltıyı kaldırdıktan sonra aramızda anlaşıp çarşıya çıkma kararı verdik.Okulların açılmasına az bir vakit kaldığı için çarşı hakkımızın birini okul malzemelerini almak için harcadık.Nisan ile ne giyeceğimize bir türlü karar veremiyorduk.Daha doğrusu Nisan karar veremiyordu.Tek tek bütün kıyafetlerini deniyor daha sonra da hepsine bir bahane bulup çıkarıyordu.Bende bunun üzerine Nisanı sürükleyerek benim gardırobumun önüne getirdim.Kendi kıyafetlerimi seçtikten sonra "buyur istediğini seç ve giy,ama bunları yaparken hızlı davranmazsan ben alışveriş yaparken sen evde oturup ağlıyor olacaksın" diye tehdit dolu mesajı Nisana gönderdikten sonra üzerimi giyimeye gittim.Annemle beraber aldığımız lacivert üzerinde rengarenk çiçekleri olan kıyafeti üzerime geçirdikten sonra sıra saçlarıma gelmişti.Maşayı fişe taktıktan sonra Nisana bakmaya gittim.Hala oturduğu yerde durup bi gardıroba bi kendine bakıyordu.Anlaşılan yine bişeyler bulamamıştı.Nisanı kolundan tutup kaldırdım.Yatağa otumasını söylerken ona bir tercih yapmasını söyledim."söyle pantolon ve tshirt mü yoksa elbise mi?".Biraz düşündükten sonra elbise yanıtını alınca limon sarısı yarı şifon elbiseyi üzerine fırlatıp birde ayakkabı seçtim.Nisan rahatına düşkün bir kızdı.Ama bugün o rahatı bozup topuklu ayakkabı giymeye ikna ettim.Suni bej rengi deri , kalın topuklularıda uzatıp"saçını da sen halledersin" diyip banyoya geçtim.Saçlarımı ayırdıktan sonra maşa işlemine başladım.Nisanda şarkı söyleyerek saçını düzleştirmeye başlamıştı.Saçlarımı hallettikten sonra soluk olan yüzüme biraz renk katmak için şifonyerin hemen üzerinde dizili olan rimel ve açık renk rujuda yanıma aldıktan sonra tekrar banyoya geçip bu işlemi de yaptım.Çantama gerekli olan tüm malzemeleride attıktan sonra dış kapının oradan kıyafetime uygun ayakkabı seçip giydim.Nisanda hazır olup geldikten sonra yola koyulduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİMİN AŞKI
Romance~Adını bile bilmediği, üstelik ona zarar veren bir adamın gözlerine ve sesine aşık olmuş bir kız...~