Tüm bunları düşünürken uyuyakalmış bütün düşüncelerimden sıyrılmıştım.Nisanın yokluğunu farkettim ama seslenmeye mecalim yoktu.Elimle Nisanın önceden oturduğu yeri yoklayıp var olmadığından emin olmak istedim.Gerçektende yoktu.Nereye gitmiş olabilir ki ?Balkonda kendimi zar zor yerden kaldırdım.Insan arkadaşını içeri yatağına götürür ya.Mutfağa kahvaltı hazırlamaya doğru ilerlerken yemek masasındaki kahvaltı ve küçük not gözüme çarptı.Hazır kahvaltı gülümsemem için geçerli bir sebebti.Elime kumandayi aldıktan sonra masadaki yerime oturdum.Rastgele bir tuşu tuşlamam ile televizyon açıldı.Bunun üzerine Nisanın notunu elime aldım."canım arkadaşım benim.. biliyorum sana daha önceden haber vermem gerekirdi ama zaman bulamadım kusura bakma.İnan çok Üzgünüm.Sen gelmeden bi kaç gün önce nette tanıştığım biriyle arkadaş olarak buluşmaya gidiyorum şuan bana sövdüğünü tahmin edebiliyorum.Ama inan ki galiba ilk defa aşık oluyorum.Lütfen bana kızma seni seviyorum.Kahvaltı senin için coldoşum" Coldoşum salak kız yine gönlümü almıştı.Bu coldoşumu biz lise bir de öğrenmiş.Bir süre de birbirimize böyle hitap etmiştik.Unutmamıştı.Ama yinede onun için endişelenmem gereken çok şey vardı.Gününü de mahvetmek istemiyordum.Belkide dediği gibi ilk defa gerçekten aşık olmuştu.Bende ani bir kararla mavi kutuda yazan adrese gitmeye karar verdim.Bana zarar verecek olsa tenha bir yer seçerdi tahminimce.Kimin yazdığını bilmediğim ama bilsemde korkmayacağım kişiyle buluşma yerine gideceğim evet yapacağım.Kahvaltımı kısa süreli yapıp odama koştum.Siyah pantolonumu ve göbek dekoltesi olan gömleğimide üzerime geçirdikten sonra saçımi salaş topuz yaptım.Ve elime de biraz büyük cüzdan aldıktan sonra beyaz kalin topuklularıda ayağıma geçirdim.Anahtarı aldığımdan emin olunca da kapıyı çarpıp asansörü çağırdı.Geri kalan düzeltmeleride asansörde hallettikten sonra taksiyi çağırdım.çok vakit geçmeden taksinin gelmesi içimi rahatlattı.Elimle adres yazılı olan kağıdı uzatıp "buraya,buraya gideceğim"dedim.Taksicide kafasını olur anlamında salladı.Çok geçmeden gideceğimiz yere vardık.Böyle bir yer olacağını hiç tahmin etmemiştim.Geldiğim yer yani çağırıldığım yer oldukça lüks ve şehvetliydi.Ses gelene kadar yapıtın dışını inceliyordum.
"Mersa Atasay" .Ne noluyordu? Sesin geldiği yöne doğru baktım.Vale gibi görünen ama biraz daha bakınca garsonu andıran bir tipik."Evet?". "Bu kutu size efendim".Kutuyu elime alıp vale tipli adama baktım -ki bakamadım adam birden ortalıktan kaybolmuştu-.Hemen duvar dibine geçip kutuyu açtım.Geçen ki kutunun aynısıydı sadece renk farklıydı "Mor".Ve bu kutuda beni yanıltmadı.Işte karşınızda bir adet Not.Ne sıkıcı bir yaşantı ama."içeri gir ve 11 numaralı masaya yönel".Ama her dediğini de yaparsam zararıma olacağına düşündüm.Ama sadece düşündüm nottaki yere doğru ilerledim.Ve bir garsonu durdurup 11 numaralı masayı göstermesini rica ettim.Garsonun göstermesiyle masaya fazla yaklaşmadan orayı görebileceğim bir duvar kenarına sindim.Ve masadakini tanımaya çalıştım.Bu gördüğüm masa inşallah yanlış masadır diye içimden dualarımı eksik etmedim.Çünkü bu masada gördüğüm bana iğrenç hitaplarda bulunan "minyatür ejdarha,caresse" diyen balköpükcüğü masadaydı.Izlemeye devam ettiğimdeki manzara o anda düşüp bayılmama sebeb oldu...Arkadaşlar lutfen vote vermeyi unutmayınız iyi okumalar ☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİMİN AŞKI
Romance~Adını bile bilmediği, üstelik ona zarar veren bir adamın gözlerine ve sesine aşık olmuş bir kız...~