7.Bölüm

411 17 0
                                    

Medyada Ateş var.

"Ateş bunlar kim?"

"Arkadaşlarım. Onları senin gibi bende burada beklemiyordum."

"Arkadaşlarınsa tanışabilirim değil mi?"

"Olur."

Hepsi birbirinden iyi insanlara benziyor. Görelim.

"Nabersiniz?"

"Oo Ateş gelmiş. Iyiyiz valla senden?"

"Bende iyiyim. Bakın bu Tılsım. Sevgilim."

"Merhaba Tılsım. Ben Emre."

"Merhaba Emre." Diyip gülümsedim. Sarışın, şirin ve dost canlısı bir çocuktu. Sonra Sarışın bir kız konuştu.

"Bende Alev. Nasılsın?"

"Teşekkürler Alev iyiyim sen?"
Diyip yine gülümsedim. Karşılık olarak yanımdaki herkes bana gülümsedi.

"Bende Arda. Sen baya güzelmişsin ya."

"Sağol Arda ama sevgilim var. Yani Ateş sevgilim."

Herkes kahkaha atmaya başladı. Ne kadar garip insanlar. Ben ciddi bir şekilde söylemiştim. Neyse.

"Ya biz güldükte sen yanlış anladın galiba. Pardon. Bu arada ben Aslı."

"Yo sıkıntı yok. Memnun oldum."

"Bende. Bu arada şuda Ege."

"Selam Tılsım." Niye adımı söylediki bu Ege?

"Selam Ege."
Sadece Ege gülümsedi. Bu çocukta birşeyler var.

"Öhöm, Tılsım herkesi tanıdığına göre yayıl bakalım."
Söylediğine gülüp kumsala oturdum. Evet kumsala gelmiştik. Ama burası öbür kumsallardan daha güzeldi.

"Ee anlat bakalım Tılsım. Kaç yaşındasın?"

"Sen, Ege'ydi değil mi? Pardon çok çabuk unutuyorum. 17 yaşındayım."

"Evet Ege'ydi. Hmm benden küçüksün sen."

"Ne?"

"Ben 19'um."

"Hayır, yani ne önemi varki bunun?"

"Boşver."
Bu çocukta birşeyler var! Cidden var amacı ne ki? Her neyse şuan onu düşünmek istemiyorum.

"Ben biraz sıkıldım." Dedi Alev.

"Bende." Dedim.

"İçki içer misiniz? Şurda bir bar var da." (Emre)

"Olur ama Tılsım sen bana emanetsin o yüzden sen içmiyorsun." (Ateş)

"Bana uyar." Dedim ve hepimiz oturduğumuz kumsaldan kalktık. Bara doğru ilerledik. Iceri girdiğimizde 7-8 kişilik bir masaya yerleştik.

"Ne içiyorsunuz gençler." Dedi genc garson.

"Hepimiz için toplam 6 bardak bira kardeşim. Tılsım içmiyor." dedi ve bizimkilere baktı.

"Hemen getiriyorum."

"Ateş bende içseydim. Ne olacak ya hadi nolur." Bu kadar ısrar etmemin özel bir sebebi yoktu ama ilk kez içecektim. Heyecanlıydım ve denemek istiyordum.

"Tamam ama sadece bir bardak."

"Söz. Sadece bir bardak."

"Abicim oradan bir bardak daha bira alalım."

"Geliyor."

Ateş'in garsonla konuşması bitince etrafımda göz gezdirdim. Bi dakika, bu-bu o çocuktu! Geçen gün Ateş'i yumruklara boğan çocuk! Ona nefret dolu bakışlarımı atarken oda beni fark etti ve gülmeye başladı. Aptal kro! Nasıl gülebiliyor, anlam veremiyorum! O anda telefonuma bir mesaj geldi. Mesajda aynen şöyle yazıyordu.
'Yanındakilere lavaboya gideceğini söyle. Lavabonun kapısında beni bekle. -B' B'mi? B'de ne? Telefonun ekranından kafamı kaldırdım ve o pis kroya baktım. Bu sefer gülmüyordu. Daha ciddiydi. Anladım ki bu mesajı o yazmıştı. Pis herif! Ateş'ten izin aldım ve lavaboya gittim, lavabonun kapısında beklemeye başladım. En sonunda Mr.Kro'da yanıma gelmeye lütf etti.
"Numaramı nasıl buldun? Ne istiyorsun benden? Bizden uzak dur demedim ki sana!?"

Üvey AbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin