"Sen nasıl bir kızsın ya? Hala yapmaya devam ediyorsun! Böyle devam edersen kafanda tek bir saç bile koymam! Haberin olsun!"
Sağ eliyle kavradığı saçımı aşağıya doğru çekiştiren Yaren' e baktım.Yaren, yetimhanenin kendince en havalı ve güçlü kızıydı. Yetimhanedeki az yemek yemekten zayıf ve cılız kızları düşünürsek pek de güçlü olduğu söylenemezdi. Kendini güçlü sanar dururdu. Bizden biraz daha güçlüydü. Bu gücü, birkaç kızı korkutarak, yanına gelmesini isteyerek kullanmıştı. Başarılı da olmuştu. Kendi adamları gibi gördüğü ezik kızlar Yaren' e karşı koymamı iki koluma girerek engelliyordu. Bu durumda bir şey yapamayıp hareketsiz kalan ben, Yaren' in saçımı çekmesini izliyordum.
Burnumdan kan gelirken kahkaha attım. Amacım onları biraz sinirlendirmek olsa da, deli damgası yemem an meselesiydi.
"Niye gülüyorsun.!?" kahkaha atmaya devam edince saçlarımı hızlıca bırakıp yakamdan beni tutup yukarıya çekti. Çok güçlü olamadığından beni havaya kaldıramadı.
"Neye gülüyorsun? Neye? Söyle Allah' ın belası! Söyle! Yoksa bıçağımı boğazına dayamam saniyelerimi alır.!"
Gülmeyi bırakıp konuşmaya başladım. Ağzıma geleni söyleyecektim. Nede olsa kaybedecek bir şeyim yoktu. Ne annem vardı, ne de babam. Söyleyeceğim kötü sözlere kızabilecek kimsem yoktu. Söyleyeceğim kötü sözlerin tek cezası belki de bir kaç bıçak girintisiydi."Zavallısın." dedim sakince. 4 ümüzü usulca izleyen kalabalık yetimhane sakinleri arasında ufak bir uğultu koptu. Herkes birbirine "Bu sefer öldü!" , "Yaren onu şimdi iyi halledecek." , "yazık! Şurada 3 ay kalmış gitmesine. Yaptığına bak!" gibi kelimeler sarf ediyorlardı. Etrafa korku dolu gözlerle bakıyorlardı. Sanki birazdan ölecek kurbanlık koyun gibi gözleri benim üzerimdeydi.
"Ne?" ağzı açık kalan Yaren' den gözlerimi ayırmadım. Gözlerimden korku değil de meydan okuma fışkırıyordu. Biraz da nefret. Tamam kabul... Biraz da sinir. Aslında sinirli biri değildim ama Yaren ve yanındaki ezik kızlar içimdeki deliyi ortaya çıkarıyordu. "Ne dedin sen!!?"
Bu sefer sandığımdan daha da sinirli çıkmıştı ağzından son sözleri."Duydun." dedim dudaklarımı öne doğru götürerek. Sesim sakindi. Bunu bilerek yapmıştım çünkü Yaren, yaptığının aynısının yapılmasını isterdi. Böylece müdüre giderken bir bahanesi olurdu. Ama ben tam aksine sakindim. Bana bir şey yapsaydı, cezayı sadece kendi yerdi.
Sakin davranarak Yaren' i iyice sinirlendirmiştim. Yaren ne olduğunu tam kestiremediğim anda bıçağını çıkardı.Bu sefer korkmuştum. Ne yalan söylim. Korktuğumda başıma gelmişti. Karın boşluğum sandığım bölgemdeki ağrıyla yere düştüm. Elimi ağrıyan yerime kouduğumda bıçak olduğunu farkettim. Gözlerimi faltaşı gibi açarak elime bulaşan kana, ordan da Yaren' e baktım.
Benden daha korkmuş bir hali olduğuna bahse girerdim.
Neden dermiş gibi yüzüne baktım ama o şokun etkisindeymiş gibi bana bakmaya devam etti."Efsun anne! Gel bak kavga ediyorlar yine. Gel ayır şunları. " derken Efsun anneyi bize doğru çekeliyordu yetimhanedeki kızlardan biri. Efsun anne siz ifla olmazsınız der gibi bize doğru geldi. Bakışları yerdeki beni görünce telaşla sordu.
"Ne oldu? Kim yaptı bunu? Bir ambulans çağırın." yere çöktü ve boynumu eline aldı.
Gücüm yerinde olduğundan bağırabilmiştim. Bu salağın damarına basarak en büyük oyunumu oynamış ve hayatım pahasınıda olsa kazanmıştım. Gerisini o düşünmeliydi."Yaren! Yaren beni bıçakladı!"
~
"Getirin! Getirin.!" acile ,iki perdenin arasında duran yatağa çarşafla birlikte taşınarak yatırılırdım. Bilincim yerindeydi ama tuhaf bir şekilde uykum geliyordu.
"Ne oldu." hemşire hızlıca sordu. Bir yandan da müdahele ediyorlardı.
"Bıçaklandı!" efsun anne de hızlıca karşılık verdi. Daha sonra ne dediklerini anlayamadım. Gözlerim kapanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiret Kızı
Художественная прозаSu, 18 yaşında, kumral, kahküllü bir genç kızdır. Kendini bildi bileli yetimhanede yaşayan Su' yun, artık yetimhane günleri dolmuştur. Yetimhane kapısından çıktıktan sonra ne yapacağını kara kara düsünen Su, yetimhaneden ayrılmadan 1 gün önce aldığı...