¤2¤ psikopatın biri

4.7K 246 25
                                    

2={psikopatın biri}

Sabah yine beni uyandıran çalan saatin sesi olmuştu. Elimi komidinin üstüne doğru savurdum ve bulur bulmaz da çalar saatin kafasına vurdum. Yataktan çıkmak yerine yorganı kafama kadar çektim ve bir ayağımı duvara dayadım. Uyandıktan sonra bir süre yatakta tembellik yaparak kendimi şımartmayı çok seviyordum. Bu hem kafamı toparlamamı sağlıyor hem de hayal kurarak bir güne daha güzel başlamamı. Yine böyle olmasını umarak gözlerimi kapattım.

Ama şans bu ya umduğum gibi olmadı ve odamın kapısı açıldı. Gözlerimi açma gereksinimi duymadım. Çok iyi rol yapan biri olarak genellikle yataktan çıkmamak için uyuyormuş rolü yapardım. ayak seslerinden anladığım kadarıyla halam pencereye doğru ilerledi ve kesinlikle günlük rutin haline getirmiş olduğu odanın havalanması için pencereyi açtı. Zaten perdeleri çekmeyi sevmeyen biri olduğum için sabah akşam odaya ışık girerdi.

"Ezre! Yavrum uyan" halamın sesine karşılık hırıltılı bir ses çıkardım. Sonra da halamdan tarafı sırtımı döndüm. Sanki uyuyormuşum gibi. Halam da hareketime karşılık hafifçe kıkırdadı. "Hadi seni uykucu. Bugün yeni okuluna başlıyorsun. Kalk da hazırlan. Bak ben gidiyorum kahvaltıya gel hemen"
Odanın kapısı kapanır kapanmaz üstümden yorganı tekmeleyerek attım ve bıkkınlıkla derin bir of çektim. ayağa kalktım ve iki gün önce eniştemle birlikte aldığımız okulun formasını giyinmeye başladım. Yatağımıda düzelttikten sonra içine bir defter bir de kalem koyduğum sırt çantamı da alarak odadan çıktım. Çantamı daire kapısının oraya bıraktıktan sonra kendime gelmek amaçlı banyoya geçtim.

Mutfağa geldiğim de burnuma dolan mis kokuyla hafifçe sırıttım. Halam yine döktürmüştü sofrayı. Sandalyeye oturur oturmaz patates kızartmasına uzandım ve elime ilk geleni ağzıma attım. Hımm... "dur kız. Enişten de gelsin öyle başla." Halamın sesini duymazdan gelerek beğenimi dile getirmek amaçlı hafifçe mırıldandım. Eniştem de sofraya oturduğun da kahvaltımızı yapmaya başladık.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra eniştemle birlikte okula doğru yola koyulduk. Görüş alanıma okul girdiğinde kısaca incelemeye başladım. Kirli sarı renge boyalı duvarları, geniş bahçesi ve yeşil alana kurulu oturma bankları ile normal bir okuldu işte. Çevremizde bize dönen bir kaç göz gördüğüm de etrafıma bakmaya çekinerek okul binasına girene kadar kafamı ve gözlerimi oynatmadan önüme bakarak ilerlemeye devam ettim.

Ne var? Sanki hayatlarında hiç yeni öğrenci ve bir veli görmemişler!

Eniştemle birlikte müdürün odasına girdik. Müdür tahmin ettiğimin aksine yaşının ortaların da gözüken genç bir erkekti. Koyu renk saçları düzgün bir şekilde arkaya doğru taranmış, üstüne giydiği ceketle aynı renk kravatı, uyum içinde ki yeşil olduğunu tahmin ettiğim gözleri onu baya bir genç gösteriyordu. Tabi Oda o kadar büyüktü ki yanına iyice yaklaşlamasaydım onu bu kadar inceleyemezdim.

Eniştem ve müdürün 'merhaba'yla başlayan konuşmaları sohbete döndüğünde varlığımı hatırlatmak amaçlı boğazımı temizlemem gerekti. Burada ben de varım yahu! Eniştem olayı anlamış bir şekilde "sohbete daldık yiğenimi unuttuk iyi mi?" Diyince eniştemin esprili sesine karşılık müdür hafifçe kıkırdadı. Sonra da bana döndü ve "sen Ezre olmalısın. kusura bakma kızım. Eniştenle uzaktan bir tanışıklığımız varda bir an ne için geldiğinizi unutmuşum. Neyse ben şimdi dosyana bakıyorum." Dedi.

Sağa doğru hafifçe eyilerek masanın çekmecelerini kurcalamaya başladı. O sırada eniştem de müsade isteyerek telefon görüşmesi için dışarı çıktı. Müdür elinde pembe bir dosyayla tekrar doğruldu. Dosyaya kısa bir göz attıktan sonra kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümseyerek "buraya alışabildin mi bakalım?" Diye sordu. Kafamı hafifçe sallayarak "geleli o kadar da uzun olmadı ve burada bulunduğum süre zarfı içinde pek de dışarı çıkmış sayılmam ama kısmen burası da eski bulunduğum çevreye benziyor. Yani ilerleyen zaman diliminde buraya da ayak uydurabileceğimi düşünüyorum." Diye mırıldandım.

Psikopatlar ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin