¤25¤ iki kızın kaderi

779 77 11
                                    

25 = {iki kızın kaderi}

Gözlerimden yaşlar akarken dik durmak ne kadar da zordu. Biraz önce kulaklarım bedenim hakkında ki ortaya atılan iğrenç iddaya şahitlik etmişti. Koşar adımlarla kafamı eğerek kızlar tuvaletine geçtim. Ders zili çaldığı için tuvalet boştu. Tuvalete girip kapıyı kapattım. Kapının arkasına geçip belimi kapıya yasladım ve ağlamaya başladım.

Benden bu kadar mı nefret ediyordu?

Kaan okulda sözü geçen biriydi. Muhtemelen Berkay söylediği şeye inanmıştı. Ama neden böyle bir şey söylemişti? Seren'le arasına girdiğim için mi bunu yapmıştı? Sonu gelmeyen bir çok sebep sıralayabilirdim ama ilk aklıma gelen sebep bu olmuştu. Yere oturup dizlerimi kendime çekerek ağlamaya başladım.

Ne kadar o halde kaldığım hakkında bir fikrim olmamasına karşın arkamda kalan kapının sarsıldığını hissedince kafamı kaldırdım. Dışarıdan kızların sesini duydum.

"Bu kapı neden açılmıyor?"

"Hey içerde biri mi var?"

"Bence gidip Mehmet abiyi çağıralım"

"Tamam"

Ayak sesleri ile birlikte uzaklaştılar. Ayağa kalkıp etegimi düzelttim. Ağlamayacaktım!  Kaan'ın istediği gibi üzülüp, pes etmeyecektim. Madem bir savaş açmıştı bende onu sonladıracaktım. Lavabonun önüne geçip elimi yüzümü yıkadım. Saçımı da düzeltip kendime kısa bir bakış attım. Gözlerim ağlamaktan şişmişti. Ve burnum kıpkırmızıydı.derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Hıçkırıklarım çoktan son bulmuştu. Kendime son kez bakıp iyi olduğuma karar verir vermez açılan kapıya yöneldim.

Iki kız ve Mehmet abi içeri girdiler. Mehmet abi "Ee kızlar kapı da bir sorun yok" dedi. Kızlardan biri "ama abi biraz önce açılmadı" dedi. Diğeri bana dönüp "sen içerde miydin?" Diye sordu. Kafamı Hayır anlamında sallayıp "Hayır yeni geldim" diye cümlelerimle de destekledim. Yanlarından ayrılıp koridora çıktım. Biraz ilerde Kaan'ı gördüm.

Hızla yanına gittim. Kolunu tutup Fuat ile olan konuşması böldüm. "Seninle konuşacağım" dedim net bir şekilde. Kaba bir dille "konuş" dedi. Kolunu sıkıp "gel benimle!" Dedim. Kolunu elimden kurtarıp "ne söyleyeceksen burada söyle!" dedi. Sinirlenip "sana gel dedim" diye bağırdım. Koridorda bulunan öğrenciler bize dönünce Kaan kolumdan tutup beni çıkışa yönlendirdi. Onu takip ettim.

Arka bahçeye geldiğimizde kolumu sertçe bırakıp "ne var" dedi. Derin nefes alıp "benim hakkımda ne dedin Berkay'a?" Diye sordum. Kaan bilmemişlikten gelip "ne demişim?" die sordu. Sinirle "bende onu soruyorum! Benim hakkımda ne dedin? O söylediğin hakkı kanunun sonunu getirdi!" diye bağırdım. Kaan kolumu tutup yüzünü yüzüme yaklaştırıp "bana bağırma!" diye tısladı.

Kolumun acısını umursamayıp "benim hakkımda ne dedin?" diye sorumu tekrarladım. Yarım ağız gülümseyip beni duvara dayadı. Kulağıma yaklaşıp "Ne dediğimi duydun" dedi. Kafamı duvara deyene kadar geri çektim ve gözlerine bakarak yumuşak bir sesle "neden öyle söyledin?" Diye sordum. Kaan gülümsemesini yüzünden silmeyip "neden hoşuna gitmedi mi?" dedi. Serbest kalan elimi anlık sinir Kaan'ın yüzünde patladı. Yüzü kızarmaya başladı.

Yanında uzaklaşmak adına onun bu afallamasından yararlanıp göğsünden geriye ittim. Bir kaç adım attığım da kolumdan tutup beni kendine çekti ve ben daha ne olduğunu anlamadan dudaklarımı dudakları arasında buldum. Göğsünden itmeye çalıştıkça beni kendine daha çok çekti. Akan gözyaşlarım dudaklarımıza doğru yol çizdi. Beni duvarla kendi arasına aldı. Bir süre o halde durduk. Sonunda geri çekilmesini fırsat bilip yanından uzaklaştım.

Psikopatlar ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin