¤24¤ acıya mahkum

817 77 16
                                    

24 = {acıya mahkum}

"Planı şu; Ezre'yi de kendi bataklığına bulaştırıp eniştesine karşı koz olarak kullanmak. Onu bir seçim yapmak zorunda bırakmak..."

¤¤¤¤¤

Depo her zamanki gibi boğucuydu. Gurur kendine yakışan yeri çok iyi biliyordu.

"Geldin demek" kafamı tozlu topraktan kaldırıp sesin sahibine çevirdim. Gurur sarı saçlarını karıştırarak yanıma yaklaşıyordu. Yanında daha önce ki geldiğimde olduğu gibi adamları yoktu. En azından görebileceğim bir aralıkta değillerdi.

"Beni neden çağırdın?"

"Sebebini söylemek için daha çok zamanımız var..."

¤¤¤¤¤

Belin

Saat gecenin onuydu. Elime çalan telefonumu aldım. Numara tanıdık değildi. Açıp açmamak arasında kararsız kaldım. Ama ısrarla çalan telefonum açmam gerektiğini söylüyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Alo?" Karşı taraftan gürültülü sesler geliyordu. "Alo?"

"Belin?" Bu ses... 

"Kaan?"

"Evet evet benim"

Gecenin bu saatinde ne diye beni aramıştı. Genelde yapmayacağı bir şeydi beni aramak.

"Orada mısın?"

"Evet, buradayım. Ne oldu beni neden bu saatte ara..."

"Başım çatlıyor zaten."

"Tamam, neredesin sen?"

Bu da sorumu. Arka taraftan nerede olduğunu belli eden sesler geliyordu zaten. Muhtemelen bardaydı.

"Barda mısın sen?"

"Evet"

"Ee benden ne istiyorsun o zaman?"

"Buraya gelmeni "

Aslında 18 yaşında olmadığım için bara giremiyordum ama geçen ay 18 yaşımdan gün almıştım. Yine de;

"Saçmalama ne diye gelecekmişim gecenin bu vaktinde"

"Daha bu sabah beni korumakla ilgili şeyler zırvaladın nereye gitti o koruyucu melek?"

Sabahtan kastı okul çıkışıydı. Okul çıkışı kavga ettiği çocukla arasına girmiştim.

"O farklı bu farklı. Oraya gelirsem beni kim koruyacak?"

Benden kaç yaş büyüktü Kaan. Ve muhtemelen dalga geçiyordu benimle. Sonuçta o kendini koruyabilirdi.

"Ben korurum seni. Gel"

"Kaan saç..."

"Senin yüzünden yalnızım Belin. Senin yüzünden o beni terk etti. Bana borçlusun"

Gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. Ağlamaklı çıkan sesi tüm atmosferi bir anda yerle bir etmişti.

"Tamam, geliyorum."

Telefonu yüzüne kapattım. Nerede olduğunu sormama gerek yoktu. Yerini biliyordum çünkü.

¤¤

Yarım saat sonra bar kapısının önünde taksiden indim. Taksiye parasını verip kapıya yöneldim. Kapıda ki görevlilere kimliğimi gösterdim. Kimliği kontrol ettikten sonra içeri girmeme izin verdiler. İğrenç sigara ve içki kokusu karışımı olan dar koridordan geçtikten sonra kendimi insan kalabalığı içinde buldum. Kırmızı renkler ve karanlık atmosfer boğucuydu.

Psikopatlar ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin