7- Gerçekler ve Kaçış

752 50 1
                                    

-Bölüm 7-

Tyron kendini ihanete uğramış hissediyordu. Bunca zaman öğrendikleri arasında en çok buna şaşırmıştı. Çünkü savaşı başlatanlar bükücüler olmakla beraber, haksız yere başlatmışlardı. Tyron daha önceden sadece bir büyücünün kralı öldürmesiyle başladığını zannediyordu. Hâlbuki onu öldüren kimse yoktu. Sadece kral büyücünün tedavisini uygulamamıştı. Bu yüzden ölüm döşeğindeyken büyücü son bir çabayla bir büyü yaparak onu kurtarmaya çalışmış, ama başaramayınca kral ölmüştü. Bu bilginin kesinliği vardı çünkü araştırılmıştı. Bükücülere bu söylenmiş, hatta bükücüler yanlışlığı kabul etmiş, ama savaşı devam ettirmişlerdi. Bunu Bükme Okulunda kimsenin bilmediğine emindi Tyron. Alusia ordusunun bile çoğunluğu bilmiyordu kesin. Çünkü böyle bir savaşı onlar da istemiyordu. Ama anlaşılan bazı komutanlar bunu devam ettiriyordu. Muhtemelen şahsi çıkarlar için.

Tyron bu bilgiler üzerine her şeyi anlatmayı düşündü. Onu suçlayabilirlerdi belki, ama yine de adalet yerini bulmalıydı. Onu suçlu bulsalar bile onlardan izin isteyip bunu arkadaşlarına götürmeliydi. Hatta izin vermeseler bile zorla gidip onlara olanı anlatmalıydı. Bu savaşta haklı olan tarafta olmalılardı. Tyron bu düşüncelerle müdürün odasına gitti. Hem müdür madem babasının eski dostuydu, ona yardım ederdi. Odaya gelip kapıyı tıklattı. 'Girin' sesinden sonra da odaya girdi.

"Tyron, hoş geldin. Ne oldu, yüzünden düşen bin parça?"

"Ben... Nasıl diyeceğimi bilmiyorum ama..." diye anlatmaya başladı. Anlatmayı bitirdiğinde müdür şefkatle ona bakıyordu.

"Demek öyle. O zaman senin burada öğrenecek bir şeylerin de kalmadığına göre gidebilirsin. Ama o mor sıvı olan şişeyi al. Çünkü şifalı bir iksir ve eğer bunu alman gerekiyorsa birileri için tedavi gerekiyor demektir. Biz kötü insanlar değiliz Tyron. Bize düşmanlık da yapsalar onlara yardım ederiz. Çünkü içlerinde suçludan çok masumlar var. Şimdi gidebilirsin. Arkadaşlarına anlattığında sana karşı çıkanlar olacağından şüpheliyim. Ama umarım bir sorun çıkmaz. Görüşürüz."

"Teşekkür ederim efendim."

"Lütfen bana Jackson de."

"Teşekkür ederim Jackson."

"Önemli değil."

Tyron odadan çıktı. Çok rahatlamış görünüyordu. Sıkıntıları çözümlenmişti. Arkadaşlarına olanları anlatacaktı.

Tyron otoparka gitti. Şişeyi almıştı. Arabaya bindi ve yola çıktı. Helikopter pistine geldiğinde oraya geliş yolculuğu aklına geldi. Gülümsedi. Çok enerjik hissediyordu. Hiç helikoptere binesi yoktu. Orada pilotla konuşmaya başladı.

"Merhaba."

"Hoş geldin. Ama biraz çabuk olmadı mı?"

"Evet. Ama bir şey daha var. Bu şişeyi oraya kadar sen götür. Ben kendim gelmek istiyorum."

"Ama arabayı burada bırakmak zorundasın."

"Sorun değil, zaten uçarak gelmeyi planlıyorum. Yarışabiliriz."

Pilot şaşkın görünüyordu ama helikoptere bindi.

"O zaman ben gidiyorum." dedi. Çocuğun onunla dalga geçtiğini, böyle yapınca geleceğini düşünüyordu. Ama Tyron'un hiç şakası yoktu.

Tyron, birden uçmaya başladı.

"Hadi ama ihtiyar bunaklar gibisin." diye pilotla dalga geçti ve pilotun şaşırmış bakışları altında havada hızla gitmeye başladı.

ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin