12- Kaçırılma ve BİNİCİ!

595 41 4
                                    

-Bölüm 12-

Okulun sonlarına yaklaşmıştık. Bir iki ay kalmıştı. Yıl çok güzel geçmişti. Elena sağolsun. Zaten okulda da böyle şeyler yasak değildi. Sonuçta gelenler değil 18, 20 yaşındalardı, o da en az. Evli olanlar bile vardı, nadir de olsa. Biz de onlardan biriydik.

O gün kahvaltıya neşeyle ve Elena'nın elini tutmuş bir şekilde geldim. Kahvaltı gayet güzeldi. Sınıfça da çok güzel kaynaşmıştık. Okulla da aramda sorun kalmamıştı. Artık okulda kabadayılık yapmaya da cesaret eden yoktu. Aslında daha önceden kesilmişti kabadayılar. 25 yaşına gelmiştim. Derslerin hepsinde en iyiydim.

Kahvaltıdan sonra lavaboya gittim. Kimse yoktu. Elimi yıkıyordum ki arkamdan bana vurmaya hazırlanan maskeli kişiyi aynadan fark ettim. Derhal altıncı hissimi açıp dövüşe hazırlandım. Bana vuracağı sırada kenara çekilip arkaya bir tekme attım. Çok sert olmuştu. Adam arka duvara yapıştı. Sonra pencereden birkaç kişi daha geldi. Burası dövüşmek için dar bir alandı ama kapı da kapalı olduğundan başka şansım yoktu. Çünkü açmaya vakit yoktu.

İlk gelen kişi tekme savurmuştu ama azıcık kenara çekilip bacağını çektim yüzüne bir yumruk attım. Yumruğum onu pek etkilememiş gibiydi. Sonra bir kafa çaktım. Bu sefer etkilenmiş olmalıydı. Baktığımda evet, burnu kırılmıştı. Kalanlara baktım. 7 kişi daha vardı. Bu alan için fazla kişiydiler. Bunun üzerine tüm musluklardan suları getirdim. Ama bir sorun vardı. Sular adamlara değer değmez buharlaşıyordu. Bunun üzerine adamlarla arasında birkaç santim kalacak şekilde suyu durdurup buza çevirdim. Ancak hepsi birden hareket edip durunca buz kırıldı. Onu geri birleştirmeye çalışsam da olmadı. Adamlar yerlerinde durmuyorlardı.

Arkamdan gelen bir hareket fark ettim. Altıncı hissimle gördüğüm kadarıyla benden küçük ve alt sınıflardan biriydi.

"Hemen buradan git! Kaç!" dedim. Ama çocuk kaçamadan adamlardan biri üzerine atlayıp onu bayılttı. Adamlarla dövüşmem gerekti ama burası kapalı bir alandı. Kapıdan çıkamıyordum. O zaman camdan çıkmalıydım! Cam adamların olduğu tarafta kalıyordu. Birisi bana yumruk atmayı denedi. Yumruğunu tutup elini çevirdim. Ancak diğer bir adam yandaşını bu şekilde esir almış gibi tutmama rağmen atıldı. Bende kenara çekildim ve arkadaşının koluna çarptı. Bir çatırdama sesiyle adamın kolunun kırıldığını anladım. Hem de arkadaşı tarafından. Sonra saldırısından kaçtığım adam bir diğeriyle birlikte üzerime gelmeye başladı. Lavaboya basıp zıpladım ve adamların kafasına basıp arkalarına atladım. Camın yanına gelmiştim. Hemen camı açtım ve camı açarken bana doğru gelen adamı da rüzgârla geri ittim. Adam Geriye savruldu. Camdan atladım ancak dışarı bakmadan atlamamın bedeli ağır oldu. Atlar atlamaz daha düşmeye başlamadan boynuma gelen bir darbeyle bayıldım. Galiba başka bir adam bir şekilde orada bekliyordu.

Gözlerimi açtığımda bir odada duvara zincirlenmiştim. Karşımda bir adam vardı. Yüzü maskeyle örtülüydü. Sadece gözleri görünüyordu. Vücudu tamamen simsiyah bir kıyafetle kaplıydı.

"Demek uyandın Tyron." dedi.

"Sen de kimsin?" dedim. Korkmuyordum.

"Ben babanın eski bir düşmanıyım. Ondan intikam almak nasip olmadı ama ben de oğlundan alırım diye düşündüm." dedi. Demek eski bir düşmandı.

"Kim olduğunu bilmiyorum, ama seni uyarayım, beni düşman edinmek istemezsin." dedim.

"Ah, güzel tehdit ama farkındaysan şu anda sen benim esirimsin. Eğer buradan o büyülerinle çıkabileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun. Bu oda büyüyle mühürlü ve kimse bu odada büyü veya bükücülük yapamaz. Yani elimdesin. Kurtuluşun yok!"

ÖZELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin