Haziran 2006 İstanbul
Nağme
Okulbitmişti artık. Evet sanırım buna çok seviniyordum, ama sanırım şu mezuniyet işi sinirimi bozuyordu. Her kes oraya kavalyeyle gelecek -bu da sevgilisi olanlar için avantajdı. Sevgilisi olmayanlarınsa manita yapması için mükemmel bi fırsattı , ama ben oraya Muratla gidecektim. Oh, Tanrım daha şimdiden okuldakı kaltakların arkamızdan konuştuklarını duyuyordum.
"evet kesinlikle sevgililer" , " Alex doğru söylemişti" , " galiba sevişmişler", " Murat ve Selin bu yüzden ayrılmışlar" gibisinden sözler kulağıma gelenleriydi. Kim bilir daha neler neler söylemişlerdi. Ama anlamadığım -Murat ve Selinin 6 ay önceden ayrılmasına rağmen bu meselede benim suçlu tutulmamdı. Selinin tam bir sürtük olması ve kendini yakalatması benim sorunum değildi. Tamam, bu işte benim de parmağım vardı, ama ben sadece Muratın gözünü açmış ve onu okulun yanındakı çay bahçesine yollamıştım - o kaltağı suç üstü yakalaması için..
Sanırım Selin bana o zamandan beri kin besliyordu . Dedi-koduların çoğunu yayan da oydu. Aslına bakarsak umrumda bile değildi. Şimdi tek sorunum Elifle beraber alış-verişe gitmekti. Bu tam bir ıztıraptı, bana bıraksalar tişört ve pantolonu üzerime geçirip giderdim o partiye, ama partinin en önemli kurallarından 2. si elbise giyinmekti - şık bir elbise.. Tabi 1. si kavalyeydi. Onu halletmiştim. Aslında Murata bunu teklif eden bendim.
*********
-Ah, demek yakışıklı, zengin ve karizmatik bir kavalyeye ihtiyacın var öyle mi? Bakarız- eğer başka bir teklif gelmezse gidebiliriz,- diye aptalca bir havaya girmişti. Tabi yapacağımı biliyordum....
-Aslına bakarsan, Murat , Cenkin teklifini kabul etsem iyi olur. Sanırım senin kadar eğlenceli olmasa da, en azından ukala değil..- evet istediğimi başarmıştım. Suratı bir anda değişti ve hemen kekelemeye başladı . Evet :)
-Tamam, tamam şaka yapıyordum . Tabii ki seninle geleceğim oraya, şapşal şey - dil çıkardı. Bu hareketi ne zamandan beri yapmıyordu? 5 yaşından mı? çok çocukçaydı zira...
*********
Kapı çaldı. Evet Elif gelmiş olmalıydı. Kapıya vardığımda annem çoktan kapıyı açmış ve sohbete başlamışlardı.
-Ah, tatlım, Elif seni meleğe benzeteceğine dair bana söz verdi, seninle gelemeyeceğim için üzgünüm...
Yine başladı özürler.. bunu niye yapıyordu sanki..
-Tamam anne bunu Elifle halledeceğiz. Tek sorun param yok. Bana birazcık...
-Bunu sormam bile ayıp, masraftan kaçınmayın ve hepsini bu kartla halledin,- bana kartını uzatıp öptü,-hadi şimdi bir an önce yok ol, hadi, hadi.. Elifcim sana da güle-güle tatlım.
Annem Elifi de öptükten sonra nihayet evden çıka bildim.. Elif benim için çok önemliydi. Hep Muratlara gidince onları kavga ederken buluyordum. benden 1 yaş küçüktü , ama Murat ona hiç iyi davranmazdı. Fakat hiç bir bir-birlerinin gözlerindeki sevgiyi eksik görmezdim. Bazen onları gerçekten kıskanırdım. Onlar kavga edince onları ayırmak görevi bana düşerdi. Sonra tabi Elifin odasına girip onu avutmak görevi de.. Neyse ki günün sonunda barış sağlanırdı. Şimdiyse kocaman kız olmuştu (benim gibi) 15 yaşında ve bana giysi konusunda çok yardımcı oluyordu . Şaka gibi ...
-Seni en güzel halinle abime teslim edecem. Bunun için güzel bi kiyafete ihtiyacın olacak.. Tabi gün sonunda ona pek ihtiyacın kalmayacak olsa bile -pis-pis sırıtmaya başladı..
Tanrım,kıpkırmızı olmuştum . O bile sevgili olduğumuzu düşünüyordu..
-Elif, mezuniyete arkadaşca da gide biliyoruz. Ayrıca, oraya sevgili olarak gitsek bile, mezuniyet demek sevişmek demek değil.
-Tamam, tamam abim gibi konuşmaya başlama ..
Ne? Bu konuda Muratla da mı konuşmuştu? Kahretsin.. Onun yüzüne nasıl bakacaktım şimdi? O sersem ağzını kapalı tutamazmıydı?
-Tamam, Elif senle bir anlaşma yapalım . Bu gün kiyafetler dışında birşeyden konuşmayalım böylesi senin için de benim için de iyi olur.
-Tamam yaa.. Zaten görevim sana kiyafet giydirmek , laf giydirmek değil..
Anlaşmıştık .. Tüm gün boyu sadece elbiselerim konusunda konuştuk. Bir kaç elbise denedim.
Yerle sürünen yeşil bir elbise - boyumu kesiyordu ve yeşil benim rengim değildi.. Elife göre tabii ki iyiydi , ama ben beğenmedim.
Dizlerim üstüne gelen kırmızı ve göğüsleri açık bir elbise- bununla tam bir sürtüğe benziyordum. Elifse, sadece burun kıvırdı.. İyi ki, aynı fikirdeydik...
Simsiyah , damdar ve sadece kalçalarımı örtecek uzunlukda bir elbise.. Sanırım fena değildi , ama Elifin fikrince siyah benim rengim değildi. Kahverengi gözlerim ve saçlarımı da siyah gösteriyormuşş... Tamam , reis oydu..
7 mağaza dolaştık ve hiç bir şey bulamamıştık..
-Sanırım ayakkabı bulup ona göre kombine yapa biliriz- hayatımda duyduğum en kötü fikirdi..
-Elif, sonbir mağazaya bakalım, eğer hiçbişey bulamazsak, eve gidip annemin kiyafetlerinden birşey giyinip gideceğim o partiye...
-Saçmalama annenin elbiseleri içinde çuval giymişe benzersin... En saçma bir fikir bile bundan iyidir. Şimdi gidip Cotton a bakalım..
Evet, bu güzel bir fikirdi . Çünki orda güzel birkaç elbise görmüştüm, Ama Elif gidip saks mavisi bir elbiseden yapıştı. elbise demeye bin şahit gerekirdi. Sanırım onu yaparken bez yeterli olmamıştı. Bu kadar açık olmasının başka açıklaması olamazdı
Göğüs kısmından azıcık çatal gözüküyodu ve belime kadar sırt bölgesi açıktı . bel kısmında koskoca bir fiyonk etek kısımla buluşuyordu. Kloş bi etekti ve bir kez dönersem tüm iç çamaşırım ortada kalırdı.. Evet çok kısaydı kahretsin. Ve rengi benim rengim değildi, Ama ağzımı açmam yasaklandı .. Anlamıştım, Elif elbisenin bu olduğunu düşünüyordu. Belki de elbise aramaktan sıkılmıştı, ama ben ağzımı açamadan elbiseyi almış kasaya gidiyordu.
Başka bi mağazadan nerdeyse 5 santimlik bir topuğu olan kırmızı bir ayakkabı aldı.. Tanrım Saks mavisi ve kırmızı gerçekten iyi görünüyordu. Bu kız bu işi biliyordu.
Sesini kısarak-Şey, erkeklerin kırmızı ayakkabıyı kırmızı iç çamaşırından daha seksi bulduğunu okumuştum.. İşe yaraya bilir- göz kırptı..
Tanrım, kızarıyordum yine.. Niye beni seksi yapmaya çalışıyordu ki? Sanki bende yeterli malzeme varmış gibi...
Eve vardığımızda beni öpüp yarın mezuniyetden önce bana makyaj yapmak için geleceğini söyledi.. Tanrım... Makyaj mı? Bu ilk defa olacaktı.. Doğum günümdeki eğri-üğrü aylayneri saymazsak tabi.. Sanırım bundan kurtulma şansım yoktu.. Neyse , annemin dediği gibi şu partiden önce güzellik uykusuna ihtiyacım vardı. Hem de her zamankinden daha fazla.. Şu alış-veriş beni aşırı yormuştu..
Sabah kalktığımda saçma-sapan rüyalar hatırlıyordum. Sadece bir kaç sahne. Muratla dans etmek ve onunla öpüşmek gibi.. Bu ne biçim bir rüyaydı sanki.. Tamam tamam, sadece 16 yaştayım ve bu yaşlarda hormon saçlamaları normaldir.. Sanırım..
Saate baktığımda saatin 12 olduğunu gördüm .. Ne? 15 saat uyku mu? bu bir ilkti, ama en azından partide uyuklamayacaktım.. 1-2 saate Elif gelir.. Gidip yemek yemem gerek.. Bakalım bana ne gibi bir sihir yapacak..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka kapıyı açmazsan...
ChickLitHayat bizden ne bekler? Dürüstlükmü? Peki dürüstlük her zaman bizi kurtarır mı? Yalanlar vardır hayatımızda.. Yalan sözler ve pembe yalanlar.. Hayatımızı tümden değiştiren türden.. Ya o yalan vaatler bir gün önümüze çıkıp hayatımızı büsbütün değişir...