Büyük değişim

23 1 0
                                    

24 nisan 2015 Nağme

Azerbaycan , Bakü

Yüzüme düşen güneş ışınları beni uyandırmaya yetdi. Saatime baktım daha saat 6:30 . Aman Tanrım . Son zamanlar alarmdan erken kalkmayı nasıl başarıyordum? Sanki yeterince uyuyormuşum gibi.. Ayağa kalkmak isteyince farkettim. Yine  kiyafetlerimle uyumuşum.. Ne farkeder ki. Eskiden olsa çok garip gelirdi ama son zamanlar hayatım çok değişmişti. Hayalini bile kuramayacağım bir hayata sahiptim. Aslına bakarsak asla hayalini kurmayacağım.. Üniversitenin 2-ci yılındayken-yani o malum günden sonra kesin bir kararla eğitimimi Almanyada tamamlamak için Heidelberge yol  aldım.. 4 sene çok uzun zaman değildi .. Sanırım.. Ama öyle olmadı. Ailem orda yaşaya bilmem için bana 1 odalı bir ev tutdu. Güya orda eğitim bittikten sonra eve döneceğim için lüks yere ihtiyacım yoktu. Her şey iyi gidiyordu aslında. Ama 1 sene sonra annemle babamın boşanması haberini verdi kardeşim. O çok üzülmüştü nedense.. Ben hiç öyle hissetmiyordum . Aslında onların adına seviniyordum, nihayet bir-birlerinden kurtulmuşlardı. Bundan 2 ay sonra babam evlenmiş , kardeşim çok şaşırmışmış.. Ben niye şaşırmadım acaba? 

Bi müddet sonra abimin evlenme haberi geldi.. Onun düğününde bile olmadım.. Hayatım boyu abimin düğününde şöyle yaparım böyle giyerim öyle oynarım falan düşünürken, gelinimi bile tanımıyordum. Guya gelinimle abla kardeş gibi olacaktım, yeğenime iyi davranacaktım, iyi  bi hala olacaktım ve yeğenim beni çok sevecekti.. Nerden nereye... Düğünlerine bi hediye yolladım tabi , beğendi mi bilmem ama  ben vazifemi yaptım sonuçta..

Bebekleri olunca giderim demiştim ama ona bile gidemedim, çeyrek altınımı bile postayla yolladım. Arada  bir yeğenime hediyeler falan yolluyordum bir kaç kartposta da yanına koyardım ki yüzümü görmese bile hiç değilse bi halası olduğunu unutmasın...

Normal hayat yaşıyordum işte.. Tabi eskiden olsa anormal derdim.. Her gün okula gidip geliyordum, ders çalışıyordum, kitap okuyordum falan.. Almanların arasında tabi normal olarak hayatım düzene girmişti. Uykum dışında.. Orda kendime bir arkadaş bile bulmuştum.... üstelik bir kız.. Hayatım boyunca 1 kızın en iyi arkadaş ola bileceğine inanmazdım.. Aklıma gelmeyenler başıma geldi.

Üniversite bitince her kes geri döneceğimi sanıyordu , ama ben bunun olmayacağını biliyordum. Artık oraya dönme sebebim yoktu. Bir ailem bile kalmamıştı...Oraya dönmek bana geçmişi hatırlatırdı ve beni yaralardı. Ben de burada yaşama devam etmek için bir iş buldum çok kısa bir zamanda (kendim bile inanamayacağım kadar kısa) kendimi tanıtdım ve başarılı bir doktor oldum.. Türk olduğum için pek çok hastam olmazdı ama yine de işimde fena değildim.

İşe başladıktan sonra kendimi sadece işe verdim.. Her şeyi unutdum.... Ama  bi süre sonra işten atıldım.. Evin kirasını ödeyemiyordum  ve  ülkeden gitme vaktimin geldiğini anladım.  Burda 1 buçuk sene stajım vardı ve Türkiyede bununla iyi bir iş  bulma ihtimalim 99% di. Ama oraya dönemezdim

Bu yüzden de kendime bir yer bulmak için işe koyuldum.. Bu işi bulmam 2 ayımı aldı.

Baküde MediClub özel hastanesinde cerrah-kardiyolog – aylık maaş 350 manat (Azerbaycan parası: 1 manat yaklaşık 2.5 lira) + sigorta+ kazancın 50% geri dönüyor. Bu benim için harika bir işti . Yalnız yaşıyordum ve ordaki kiralar ayda 100 manat cıvarı bişeydi.. Be iyi bir doktor olursam hastalarım da çok olur ve kendimi idare ede bilirdim.

CV mi yollamamla kabul olmam arasında 1 ay fark oldu. Almanyadan ayrıldığım günü hatırlıyorum da. En yakın arkadaşım Anna beni geçirmeye gelmişti , bana sıkı-sıkı sarılıp ağlamıştıı.. Tanrım, bu kız herşeyi dramatikleştiriyordu, ama bu kızı gerçekten seviyordum.. Giderken elime bir mektup sıkıştırmıştı . Baküye varmada n "okuma sakın " demişti.

Aman Tanrım, o mektubu şimdi hatırlıyorum ve artık 3 gündür burdayım.. Kahretsin! Ama nasıl hatırlaya bilirim ki? 2 saatlik bir uçak seyahati sonrası gelip bi otele yerleştim ve bir mütaite koşmuştum... Neyse ki, şansım yaver gitti ve kendime küçük bir ev bulabildim. Dün yerleşmek için buraya geldim , zaten pek fazla eşyam yoktu ama uykulu olduğum için hemen kenardakı yatağa kısılmıştım.

Şimdi uyandığımdaysa etrafa bakma fırsatını daha yeni buluyordum. Aslında şirin bir ev-2 odalı . Şimdi olduğum odada bir yatak-çift kişilik (neye yarayacaksa artık..) yanında bir komodin ve yatağın tam önünde bir makyaj masası vardı. Ne kadardır makyaj yapmıyordum? 2 ay mı? Yoksa 3 mü? Neyse ne artık.. ve masanın kenarından bir pencere açılıyordu. Manzara fena değildi – ne de olsa Bakü küçük bir şehirdi ve burda o kadar gürültülü bir hayat yoktu.Gerçi Heidelberg de sessiz bir şehirdi , amma orada güneşi çok az görürdük ve tabii gülen yüzleri de.. Almanlar işte .. her zaman soğukkanlılar. Ve Heidelberg yeşillikti gerçi ürkütücü görünen binaları da vardı ama orası da güzel biryerdi. Ama burası bana daha güzel geliyordu. İnsanları gülerken çok sık görüyorduk ve en önemli benim milletimdi bu insanlar . Tabii yaa burayı gelir-gelmez sevmemin en önemli sebebi buydu.. Yıllardır kendi milletimden birini görmemiştim ve bunu özlediğimi daha yeni anlıyorum. Ve en önemlisi güneş .. pencereden içeri güneş giriyordu. Güneş ışınlarının altında durup yüzüme değmesinin tadını çıkardım. Gerneşip tutulan vücudumu açtım. Odanın sonunda bir boy aynası vardı.

Gidip önünde durdum.. Tanrım , ne kadar değiştiğimi daha şimdi anlıyorum. Boyum 2-3 santim uzamış eskiden hafif iri olan kalçalarım erimiş ve güzelleşmişti. Baya kilo vermiştim ve artık fitdim.. Saçlarımın uçlarının rengini açtırmıştım ve dalgalı saçlarım havalı gözüküyodu. Bu ayna mı beni güzel gösteriyodu yoksa kendime mi güvenim artmıştı? Neyse ne .. Güzel gözüktüğüm açıktı.

Arkamı döndüğümde 3 valizimin yatağın kenarında durduğunu gördüm ve telefonum da komodinin üstündeydi. Işığı yanıp sönüyodu.. Kahretsin sessize almıştım ve unutmuştum. Telefonu almak için yaklaştığımda telefon çalmayı bıraktı. Açıp baktım-tahmin ettiğim gibi arıyan annem. Zaten başka kim arar ki? 72 cevapsız çağrı mı? Kadın delirmiş olmalı meraktan. Ama ondan önce yapmam gereken işler var. Onu sonra da arıya bilirim. Önce evi gezmeliyim. Neyi nereye yerleştireceğimi daha bilmiyorum ve bu karmaşada yaşayamam. Ne de olsa doktor olmak hijyen demek...

Aşka kapıyı açmazsan...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin