Haziran 2006 İstanbul
Murat
Allahım , bu da neydi böyle? Nağme itiraf mı etmişti? Hem de tüm okulun önünde . Bunu ben bile yapamazdı. Demek ki beni gerçekten seviyor . Kendimi anlamsızca sırıtırken buldum . Ne yani artık sevgili sayılırmıyız? Sanırım ben onun yanına kalkmalıyım.
Hemen bir-biri aralarında yeniden konuşmaları dönmüş kalabalığı geçip yukarı çıkan merdivenlere kalktım . Tam yukarı varmadan önüme çıkar diye düşünüyordum ve alelacele yukarıya koşuyordum, fakat yukarıya çıkdığımda Nağme ortalıkta yoktu ve müzisyenler kendi aralarında konuşmaya dalmıştılar. Nerde ki bu kız diye etrafa bakındım. Müzisyenlere sorayım derken aniden yandan bir kapı açıldı ve Yiğit içerden çıktı. Telaşla etrafa bakıyordu beni görünce hemen bana doğru koştu ve kekelemeye başladı
-İçerde, bayıldı onu tutdum ama yardım etmelisin . Bi şey olmuş olabilir- beni kolumdan içeri doğru çekiştiriyordu . Ben daha ne olduğunu anlamamışken içeri girdim ve kulis olduğunu düşündüğüm odada pufların üzerinde yatan kahverengi saçları gördüm. Kendimi kaybetmek üzereydim hemen yanına koştum . Ne olmuştu ki ? Neden uyuyordu ?
Gerçekten bayılmıştan çok uyuyora benziyordu. Bebek gibi masum yüz almış ağzı açık şekilde uykuya dalmış gibiydi.
-İçerde bu günkü sürprizime hazırlanıyordum. Biliyorsun işte şarkı söyleyecektim. Birden kapının açılmasıyla irkildim. İşte tuvaletteydim . Çıkarken birden bayılmak üzere olduğunu gördüm ve koşup onu yakaladım ve buraya uzattım. Gerisi de malum işte, kanka- eliyle Nağmeyi gösterdi.
-İçki yüzünden olabilir. Aç karına içti ve sanırım ilk defaydı içiyordu. Şimdi onu eve götüreyim. bu arada .. Sağol , kanka...
Onu kucağıma alıp ayağa kalkdım. Ama eteği o kadar kısaydı ki elimle tutamıyordum ve açılıp iç çamaşırı gözüküyodu.. tabi ki onu böyle her kese reklam ederek götüremezdim . ve en önemlisi onu bize götüremezdim . O zaman Elif hemen Nağmenin annesine haber ederdi. Mürvet teyze de kendine geldikten sonra içtiği için onu keserdi. Benim arabayla da gidemezdik . O zaman da şoför babama haber verirdi ve babam da askerlik arkadaşına kızının içtiğini söylerdi . Sanırım annesinin bilmesinden bile kötü olurdu bu. Onu şimdi kendi evine götürecektim ama neyle?
-Kanka, inip aşağı garderoptan benim ceketimi alıp gelirmisin? Ayrıca bizim için bir taksi çağıra bilirmisin?
-Hemen ,kanka- Yiğit fırlayıp gitti ve o gelene kadar Nağmeyi pufun üzerine bıraktım. Pek hafif olduğunu söylemezdim.
Beş dakika sonra Yiğit geldi. Taksinin aşağıda olduğunu söyledi . Ceketimi alıp Nağmenin beline bağladım ve önden 2 düğmesini bağladım ki eteği sarkmasın. Sonra onu kucağıma alıp aşağıya doğru indirdim.
Tabi ki, tüm salon garip-garip bakıyordu. Yiğitin arkadan onlara "Her şey iyi . show must go on" diye bir şeyler söylediğini duydum ve ordan ayrılıp taksiye bindim.
Eve varana kadar bir kaç kere Elif üzerimde kıpırdandı ve bir şeyler mırıldandı. Tabi o anda pantolonumun altında harekete geçen aletime söz geçirmeye çalışdığım için ne dediğini anlamıyordum.
Eve vardığımızdaysa, onu eve kaldırana kadar canım çıktı. 7. katta kalıyordular ve dediğim gibi Nağme pek de zayıf sayılmazdı. Eve varınca anahtarı nereye koyduğunu öğrenmek için onu uyandırdım , ama nafile uyanmıyordu . Ben de çantasını karıştırdım.
Aman tanrım, bu küçücük çantada ne kadar şey var böyle? Sonunda anahtarı bulup kapıyı açtım. Nağme ayak üstünde bana yaslanıp uyuyordu. Kapıyı açtıktan sonra onu yeniden kucağıma alıp eve götürürken birden gözünü kırpıştırıp açtı. Bana bakıp mırıldanıp bir şeyler söyledi ve aniden üstüme kustu. Allahım ya şimdi napıcaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka kapıyı açmazsan...
ChickLitHayat bizden ne bekler? Dürüstlükmü? Peki dürüstlük her zaman bizi kurtarır mı? Yalanlar vardır hayatımızda.. Yalan sözler ve pembe yalanlar.. Hayatımızı tümden değiştiren türden.. Ya o yalan vaatler bir gün önümüze çıkıp hayatımızı büsbütün değişir...