3.BÖLÜM

123 79 3
                                    

İyi okumalar çok sevdiğim okuyucularım. Yorum ve oylarınızla desteklerinizi bekliyorum.

Multimedya: İkra

....

"Yoksa sen???" dedi. Durumu düzeltmek adına;

"Hey! Hayır hayır. Dur yanlış anladın. Öyle değil."

"Peki ya nasıl?"dedi. Evet acaba durumu nasıl kurtaracaktım?

"Feminist olamaz mıyım?" ah işte şimdi kesinlikle saçmalıyordum.

"Eğer öyle olsaydın benimle hiç muhabbete girmezdin." dedi. Bu çocuk gerçekten aklını kullanmayı biliyordu. Şimdi ne uyduracaktım ki. Yalan söyleyemeyen biriydim. Sanırım artık ona doğruyu söyleyecektim. Belki dalga geçecekti ama bazı şeyler için bu gibi durumları göze almak gerekir.

"Bak. Ben öyle rahat biri değilim. Bu sana saçma gelecek belki ama ben ilerde evleneceğim adama sadık biriyim. Bu yüzden her önüme gelenle gezip tozamam." dedim. Gözlerinin içi güldü resmen. Bunun olmasına anlam veremesem de pek üzerinde durmadım. Çünkü muhtemelen az sonra dalga geçecekti.

(Mirzan)

"Sen... Sen ciddi misin?" diyebildim sadece. Duyduklarıma inanamadım. Resmen içimden geçirdiklerim gerçekleşecekti.

'Mirzan hayırdır? Kızın sadakatli olması seninle evleneceği anlamına gelmiyor. Kendine gel' iç sesim şu an benden daha mantıklıydı ve benim hissettiklerime fazla zıttı.

"Ordan bakınca şaka yapıyor gibi mi görünüyorum?"

"Yoo... Hayır. Şey sen beni yanlış..." devam etmeme izin vermeden sözümü kesti.

"Yanlış falan anlamadım. Dalga geçecektin işte."

"Geçmeyecektim."

"Bal gibi de geçecektin."dedi. Sinirlerim gerildi bir an içimden geçeni hiç düşünmeden söyledim.

"Geçmeyecektim diyorum. Neden anlamamakta ve duymamakta ısrar ediyorsun?" diye bağırınca bir an afallasa da hemen toparladı.

"Şey... Ne diyecektin peki?" kendini toparlamıştı ama sesi çok cılız ve uysal çıktı. Onu korkutmak istemezdim ama sesinin o uysal tonu beni çok mutlu etmişti.

"Bak bu söyleyeceklerimde sana garip gelecek ama bende öyleyim. Yani senin gibi. Bu güne kadar evleneceğim kıza sadakatimden ve başka ufak bir sebepten dolayı hiçbir kızla yakın olmadım. Bugün bana ne oldu bilmiyorum."

(İkra)

Başlarda merakla ne diyeceğini beklerken söyledikleri içimi ferahlatmıştı.
Bende bana bugün ne olduğnu bilmiyordum. Kalbim ve mantığım beni hiç böylesine zorlamamıştı.

Ona hiç bir şey diyemedim. Sustum. Gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki, zaman şu an durabilirdi. Senelerce böyle durabilirdim. Gözlerine kilitlenmiştim resmen. Bu hislerime bir isim vermemi isteseler veremezdim. Aşkın ne olduğunu bilmiyordum ama bu hislerim aşk olamazdı degil mi? Yani insan hayatında sadece bir kez gördüğü, hiç tanımadığı bir adama aşık olabilir miydi ki?

(Mirzan)

Bu kadında anlam veremediğim bir şey vardı. İlk defa gözlerime böyle uzun bakmıştı. Bu çok güzeldi. Huzur gibi. Çocukluğum gibi... Masum, saf ve temiz. Hayalimdeki eşti bu kadın. Hala ismini bilmiyordum ve merak ediyordum. Ayrıca hala sözlerime cevap vermedi.

"Bir şey söylemeyecek misin?" dedim. Hala göz gözeydik. Gözlerimi çekmek istemiyordum. Çünkü bu kız huzurdu.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır. Bak gerçekten doğru söylüyorum. Seni nasıl inandırabilirim bilmiyorum ama inan bana."

Gülümsedi. Gülümsemesi cennet gibiydi. Çok fazla güzeldi...

"Pekala. Neden bilmiyorum ama sana inanıyorum." dedi. Bana inanıyordu. Şu an aptal gibi hissediyorum. Gülümseyerek ona bakıyordum. Bir anda sendeledi. Neredeyse düşecekti.

(İkra)

Çok güzel gülümsüyordu. O bana gülümserken bir anda başım döndü. Gözlerim karardı ve sarsıldığımı hissettim. Bilincim kapanırken tek hissettiğim belime değen narin parmaklardı. Sonrası karanlık...

(Mirzan)

Karşımdaki saf çocukluğun yavaşça kendinden geçişine tanık oldum. Neyseki yere düşmesini engellemiştim. Belinden kavradım ve kollarıma yığıldı. Ne yapacağımı bilemeyerek o kollarımda bilinçsiz yatarken düşünmeye başladım. Sonunda kafam çalıştı ve hastaneye götürebilme fikri aklıma gelebilmişti. Neyse ki hastane en fazla 100 metre ilerideydi. Hala adını bilmediğim o güzelliği kucakladım ve hastaneye koşturmaya başladım. Bir yandan da onun pantolon giymiş olmasına şükrediyordum.

....

Hastaneye vardığımda acile götürdüm hemen. Doktor hasta kaydı yapılmadan bakamayacağını söyleyince kan beynime sıçradı resmen. Normalde bunun için onunla tartışırdım ama şu an o güzelliğin durumu daha önemliydi.

Bir bayanın çantasına bakamayacağımdan hemşireden rica ettim. Hem bir kadın çantasından kadın daha iyi anlardı. Malum o çantanın içinden her şey çıkabilirdi...

Neyse dönelim asıl konumuza. Hemşire hanım kimliği bana uzatmak yerine çok telaşlı olduğumdan ve sıra beklememem için kendisi kayıt yaptırıp hemen geldi. Ona bir çok kez teşekkür ettim. Sonunda doktor da işinin başına gelebildi. Bir kaç muayene sonrasında tahlil istedi. O bulunduğumuz yerden çıkarken İkra da gözlerini açtı. Evet ismi İkra idi. Kimliği hemşire bana geri verdiğinde öğrenmiştim.

(İkra)

Bilincim kendine gelirken hastane kokusu doldu içime. Yavaşça gözlerimi açtım. Karşımda yine o vardı. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla endişeliydi. Gözlerimi tamamen açtığımda ise bana kocaman bir gülümseme hediye etti. Bende ona gülümsedim.

"Neden burdayız?"

"Yanlış replik. Nerdeyim ben demeliydin."

"Gördüklerimle nerde olduğumu anlayabiliyorum. O saçma bir film repliği."

"Pekala zeki kız. Bayıldın ve bende seni buraya getirdim."

"Ne şekilde?" dememle şaşkınca suratıma baktı. Tabi o da haklıydı. Sonuçta her gün benim gibi garip biriyle karşılaşmıyordur. Ama benim de kendime göre kural ve sınırlarım vardı.

"Anlamadım?" dedi. Hala şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu.

"Beni nasıl getirdin buraya?"

"Kucağımda."

.....

Evet bir bölümün daha sonundayız. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum :)

AL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin