Bölüm şarkısı: pinhani- gözler anlatır
(İkra)
Bu tepki de neydi böyle? Kızdıracak bir şey dememiştim ki. Normalde o ceketi alıp giymezdim ama tartışmak istemiyordum. Ceketi aldım ve giydim.
"Şimdi gelelim asıl konumuza. Bir daha ne zaman görüşeceğiz?"
Bunu bilmiyordum. Onunla görüşmeyi isterdim ama nasıl olacaktı ki? Daha bugün tanıdığım adama numaramı da veremezdim.
"Bak bence facebooktan ekleyelim birbirimizi konuşmak istersen ordan yaz bana. Telefonunu açsana iki dakika." dedi. Ne yapacaktı ki telefonumu?
"Hadii." dedi ısrarla. Telefonu açtığımda elimden aldı ve bir numara tuşlamaya başladı.
"Numaramı kaydettim. Konuşmak istersen bir telefon uzağında olacağım. Numaranı vermeye hazır olduğunda ara veya mesaj at. Olur mu?" dedi. Açıkcası şaşırmıştım. Fazla anlayışlıydı. Zaten gözleri de sıcacık bakıyordu. Söylediklerini kafamı sallayarak onayladım.
"İnternet paketin var mı?" yine kafamı salladım. Dilim tutulmuş gibiydi. Hiç bir şey diyemiyordum. Telefonda bir kaç şey yaptıktan sonra telefonumu uzattı.
"Facebooktan da ekledim."
"Tamam da telefonumun şarjı bitmişti nasıl açıldı?"
"Biz yemek yerken garsona taktırmıştım."
"Hımm. Fark etmedim. Neyse..." bana bakıp gülümserken taksicinin sesi anı böldü.
"Verdiğiniz adrese geldik." Mirzan bir süre daha baktı.
"Iımm. Şey. İneyim o zaman ben. Sonra görüşürüz." O böyle bakarken cümle kurmak zor olmuştu. Bir heyecan gelmişti üstüme. Soğuk havaya rağmen terlemem veya öyle hissetmem normal miydi acaba?
"Dediklerimi unutma olur mu? İstediğin zaman bir telefon uzağındayım. Ama o zamana kadar messenger'dan konuşalım." Kafamı sallayıp;
"Peki. Dikkat et. Allah'a emanet ol." dedim. Söylediklerime karşın sımsıcak gülümsedi ve;
"Ederim. Sende dikkat et. Allah'a emanet ol." dedi. Kalbim daha bir hızlı atmaya başlayınca daha fazla burda durmamam gerektiğini anladım. Ben kapıyı açıp taksiden inerken o da indi.
Kapıyı kapatıp taksiye yaslandı ve bana bakmaya başladı.
"Neyi bekliyorsun?" evet İkra tebrik ediyorum canım seni. Daha kaba olamazdın.
"Gitmeni bekliyorum." dedikten sonra telefonunu çıkartıp saate baktı ve;
"23.59. Gitsen iyi olacak kül kedisi yoksa birazdan bu araba bal kabağına dönüşebilir." dedi sırıtarak.
"Hahaha çok komik dimi?" dedim.
"Yoo. Sadece konuşacak bir şey bulayım dedim. Aklıma ilk bu geldi bende söyledim gitti." deyince ikimizde gülmeye başladık.
"Iımm. Tamam ben artık gidiyorum. İyi geceler." bu sefer kafasını sallayan oydu.
Ben giderken arkamdan gülümseyerek bakıyordu. Ben de son kez ona gülümseyip yürümeye başladım. Kapı önüne geldiğimde arkamı dönüp ona baktığımda, bıraktığım gibi taksiye yaslanmış, kollarını birbirine bağlamış, kafası hafif sağa eğik gülümseyerek bana bakıyordu. Bende gülümseyip elimi salladım ardından bahçe kapısından girdim.
Annemlerin uyumuş olma ihtimaline karşın anahtarımla eve girmeye karar verdim ve çantamdan anahtarı çıkartıp kapının deliğine sokmuştum ki kapı birden açılıp da annemi karşımda görünce birden sıçradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AL GÜZELİ
RomanceBirbirine benzeyen iki insan düşünün. Yaşayışları farklı ama çocuksu oluşları saf oluşlarıyla tesadüfen bir araya gelmiş iki insan. Birbirlerini bütün hale getirebilecek olan iki insan... İşte bu birbirinden farklı ama bir o kadar da aynı olan İkra...