Uyandığımda (herhalde)lavların içinden sesler şekilsiz buharlar çıkıyordu. Tüm ölülerin sesi yükseliyordu taki sonsuzluğa kadar. Sesler uzaklaştıkça daha korkutucu olup daha tiz bir ses oluyodu. Bir yandanda küçük kıvılcımlar bir yana savruluyordu. Ses her saniyesinde biraz artıyor daha sonra azalıyordu. Sanki birisi onun konuşmasını istemiyordu. Beni istediği zaman tüm halere sokuyordu. Mesela kızmamı istediğinde en sinir olduğum anları aklıma getiriyordu. Ses konuştukça anladımki küçüklüğümden beri duyduğum sesti. Çok heyecanlıydım küçüklüğümden beri merak etiğim şeyin sesiydi. Ne olduğunu tam bilmiyordum ama oydu işte. Ne bir dev ne de ona benzer bir şeydi. YOKTU. Lavların içinden geliyordu ses. Tam dediğini anlıyacaktımki yine her yer karardı. Bu sefer gerçek dünyadaydım,odamdaydım yatakta uzanıyordum. Annem yanımda belirdi
- Ah nasılsın noldu sana.
- Sadece karardı.
- Ben babana söylemiştim.
- Neyi?
- Ah. Bak sana bunu daha sonra hiza ederim. Sadece odanda kal,deyip kapıyı kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK SIRLAR
БоевикHerkesin küçük sırları vardır.Ancak bu sırlar çoğaldıkça büyür.Büyüdükçe de anlamak ve saklamak zorlaşır.Tam herşey bitti artık saklayacak hiçbişi yok dersin yine bişiler olur,en başa döner. Sanki dünyanın döngüsü gibi.Bu kitap da böyle bir olayı an...