12

96 15 10
                                    

Kanatlarımı dinlendirdiğim bu şehirde düzenli olarak yağmur yağar, sanki içinde barınan günahkarların suçlarını yıkayıp atmak istermiş gibi sık sık gözyaşlarını döker.

Şehri en çok o zaman severim. Çünkü her canlı gibi insanlarda kaçar içerlere ve derin bir sessizlik çöker sokaklara.

Yine yağmur yağıyor. Ama bu sefer sadece çiseliyor.

Eski pencereyi zar zor açıyorum, belkide aylardır kulbuna dahi dokunmadığım pencere açılırken gıcırdıyor.

Pencereyi açmam ile birlikte, bunu bir davet sayan rüzgar dalıveriyor içeri. Yanında yağmur damlaları ve onlara dokunmuş sesleri sürüklüyor.

Bir bacağı kırık sephanın üzerinde duran sigara paketinden bir dal kapıveriyorum hemen. Sakın beni yargılama, çok nadir içerim ben. Öyleki hâlâ içerken öksürük tutar beni. Sadece, çok yalnızlaştığımda içme ihtiyacı duyar; bir daldan sonra devamını getiremem. Hatta şuan bunları yazarken bile bana sırıtan paketi ne zaman aldığımı hatırlamam; kim bilir? Belki aylar geçmiştir üzerinden.

Paketi vurarak içindeki çakmağı çıkartıyorum ve daha sonra parmağımı yakma pahasına tutuşturuyorum sigaranın ucunu. Bunu yaparken çakmağın ateşi, canımı yakıyor.

Bir nefes çekiyorum içime. Öksürük hemen onu takip ederken bu şekilde sigara içmenin aptalca olduğunu bile bile açık pencereden aşağı sarkıyorum. İşte o zaman apartmanın çıkıntılarına saklanmış insanların homurtularını işitiyorum.

"Bu ülkenin gidişi gidiş değil!" Diyor biri. "Git gide Arap ülkelerine dönüyoruz."
Bir diğeri ise hemen lafa atlıyor.
"Sorma abi sorma. Ülke çok bozuldu çok!"

Adamlar konuşmaya devam ederken gülmeme hakim olamıyorum. Hepsi bir şeylerden yakanırken kimse bir çözüm üretmeye yanaşmıyor, orada durup konuşurlarken çözümün ayaklarına gelmesini bekliyorlar.

Aslında hepimiz öyle yapmıyor muyuz? Sürekli bir şeylerden yakınıyoruz ama asla o şeyi düzeltmek için çabalamıyoruz. Şımarık çocuklar gibiyiz hepimiz; bir şeyi düzeltmek yerine sadece yakınmayı biliriz.

Pencereden sarkıp konuşmaları dinlerken onlara seslenmek istiyorum. Onlara bütün bunları değiştirecek gücün içlerinde yattığını ve şikayetçi oldukları ne varsa hepsini içlerinde var olan güç ile değiştirebileceklerini; bir kahraman olmak yerine kahramanın kendisi olabileceklerini anlatmak istiyorum onlara.

Fakat yapmıyorum.

Sadece sigarayı odanın içine fırlatıyorum ve pencereyi kapatıyorum. İçeri giren yağmur yüzünden kaygınlaşan zemin kıç üstü düşmeme neden oluyor ve sesli bir şekilde küfrettiğimde yan komşum üç kere uyarır gibi duvara vuruyor.

Susuyorum, her zamanki gibi dudaklarımı birbirine bastırıyorum ve susuyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gece KelebeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin