Büyük bir neşesizlikle çantamı toparlarken parlaklığı sönmüş olan Jae kalem kutumu toparlamaya başlamıştı. Yaptığına anlam veremezken sesini çıkarmadan toplamaya devam ediyordu. Buna tepki veremeyecek kadar yorulmuştum... Çantamı elimden alıp fermuarını kaparken ''Hasta gözüküyorsun, iyi misin?'' diye sormuş ve şaşırmama neden olmuştu. Hasta gözükmem kimin umrundaydı? Cevap verme gereği duymadan çantamı elinden alıp koluma taktım ve yavaş adımlarla sınıftan çıktım. Yurda ben önde o arkamda şeklinde gelmiştik ve fazla saçma bir ortam olmuştu. Saçma ortamdan odaya girdikten sonra kurtulmuştuk. Kendimi bitkin hissettiğim için formalarımla öylece yatağa atmıştım. Arkamdan gelen Jae karşımda endişeli bakışlarla duruyordu.
''Gerçekten hasta görünüyorsun.''
Elini bana doğru yaklaştırırken öldürücü bakışlarımla ''Sakın bana dokunma.'' Demiş ve durmasını sağlamıştım. Birinin daha iki yüzlülüğünü öğrenmek istemiyordum. Hakkımdaki ''Ne kadar kendini beğenmiş bir kız'' düşüncesini öğrenmek istediğim son şeydi. Jae kırgın bir ifadeyle uzaklaşırken kendimi kötü hissetmemek için uyuma kararı almıştım. Uyuyunca geçerdi nasıl olsa...
||
Herkes tam anlamıyla kararsızdı. Kimse çiftinin yanına gitme cesaretini göstermemişti. Aptal Jongin dışında tabi ki. Şimdiden Kyungsoo'nun başının etini yemişti. Onun dışında kimse adım atmaya yeltenmemişti. Herkes gibi bende Bayan Cha'yı bekliyordum. Bu eşleştirmeyi o yapmıştı ve ne yapacağımızı sadece o bilebilirdi. Büyük bir serinkanlılıkla Bayan Cha'yı beklerken ateşli çocukla eşleşmemizi sindirmeye çalışıyordum. Olgun biri gibi sindirmek üzereyken Bayan Cha sınıfa girmişti. Dünkü gibi neşeli bir giriş yapmamıştı. Bayan Cha sıradan bir şekilde selam verdikten sonra büyük dosyasını masaya bırakıp tahtanın yanında duran tebeşirleri almıştı. Ondan bir açıklama beklerken derse geçmemiz hayal kırıklığı olmuştu. Bayan Cha dersi sıradan bir şekilde anlatırken soru sormama kararı almıştım. Düşündüğü bir şeyler olduğuna emin olduğum için içim rahattı.
Dersler ve sıkıcı aralar son bulduğunda artık bir açıklama almayacağımıza emin olmuştum. Çantamı diğer herkes gibi sıradan bir şekilde toparlarken Bayan Cha'nın ilgi çekmek için çıkardığı öksürük sesiyle elimi çantamdan çektim.
''Şimdi söyleyeceklerim aramızda kalsın olur mu?''
Açıkçası ilk defa heyecanlanmıştım. Hiç beklemediğim bir anda böyle bir cümle kurması refleks olarak heyecanlanmama sebep olmuştu. Heyecanlanmak çok sık yaşadığım bir şey değildi.
''Duyduğum kadarıyla herkes bireysel çalışıyormuş. Tek zeki ben miyim yoksa aptallık mı ediyorum bilmem ama sizi takım yapma konusunda kararlıyım. Sonuçta kontrol tek başına halledebileceğin bir şey değil... Her neyse, şimdi nerelerde çalışacağınızı söyleyeceğim.''
Bizim tepkimizi ölçmek için kısa bir süre sustuktan sonra devam etmişti.
''Jongin ve Soo, Jongin'in sürekli ışınlandığı ormana gidin ve alıştırmalar yapın. Jae ve Sehun, aşağıdaki deneylerin yapıldığı laboratuara gidin, kimsenin sizi rahatsız etmeyeceğine emin olabilirsiniz.''
Hepsi şaşkınlıkla onaylarken sıra ben ve sevgili takım arkadaşıma gelmişti. Çok önemli bir şey yoktu ama nedensizce gerilmiş ve heyecanlanmıştım. Onunla çalışacak olma fikri... Garipti?
''Siz sınıfta kalıyorsunuz Yoon.''
Özellikle bana söylemiş olmasının sebebi terslik çıkaracak olmamdan endişelendiğini gösteriyordu. Açıkçası çocuk gibi üzerine gidecek gücüm yoktu. Kafamla onaylayıp toparlamaya çalıştığım çantamı tamamıyla bıraktım. En azından ormana gitmediğim için şanslı sayılırdım.