Kızlara verdiğim cezadan sonra kızlar benim yanıma bana kızmak için bile gelememişlerdi. Çünkü bütün okul oluşturulan 'sevdalıları kavuşturma kampanyası' adı altında İrem'in Berk ile, Melike'nin de Oğuz ile yalnız kalması ve yakınlaşmaları için el ele vermişti. İşin garibi kampanya için yaptıkları bütün planlar tutuyordu. İrem ile Melike sürekli Berk ve Oğuz ile birlikte geziyorlardı.-aslında zorla gezdiriliyorlardı.- Kızlar bu durumdan çok rahatsız olsa da çocuklar baya mutluydu. Ne kadar kızsam da, özellikle Berk'in çapkın olmasına, özlerinde iyi çocuklardı. Severdim onları her zaman insanı güldürmeye çalışan yapıları ve çeneleri vardı.
Kızlara da oh olsundu. Beni Halitle yapmaya çalışırken kendileri tuzağa düşmüştü. Ayy ne kadarda komik duruyorlar yaa... Onları izlerken kıkırdamaya başladım, dayanamayınca bir anda sesli güldüm. Şimdi Halit kesin benimle dalga geçecekti. Buna hazırlıklı bir şekilde bekledim ama Halit'ten ses gelmedi. Ona fark ettirmeden yüzüne baktım ama zaten beni fark edecek durumda değildi. Birkaç gündür sürekli yüzünde takındığı aynı ifade ile karşılaştım. Asık suratlı, düşünceli ve üzgün hali ile. Bu günlerde neden böyleydi bu çocuk. Acaba ben mi bir şey yapmıştım ? Yok ya ne yapmış olabilirim ki ? Ama Halit'i üzen şey neyse öğrenmeliydim. Çünkü Halit böyle hiç çekilmiyor. Sanki o hep gülmeli ve etrafa ışıldayan bakışlar ile bakmalıydı. O güldüğü zaman benim için dünyadaki bütün çiçekler açıyor, o bana baktığı zaman kalbim yanıyor ve yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Bu yüzden Halit'e canını sıkan şeyin ne olduğunu sormalıydım ve moralini düzeltmeliydim. Hem zaten arkadaştık değil mi ? Arkadaşlar birbirlerine zor zamanlarda yardım etmez mi canım diyen iç sesime hak verip biraz daha cesaretlendim ve Halit'e doğru dönüp ona seslendim.
-Halit ?
Ses yok.
-Halit ?
Ses yine yok. Acaba çok kısık sesle mi söylüyordum, bu yüzden mi duymuyordu beni bu çocuk diye düşündüm. Tekrar ama daha yüksek sesle seslendim.
-Haliiit ?
Sonunda sesimi duyurduğum Halit bir anlık şaşkınlıkla konuşmaya başladı.
-Kızım ne bağırıyorsun be! Zaten yanındayım. Geçen gün omzumu kopardın yetmedi şimdi de kulağımın zarını patlamaya mı karar verdin.
Ama bunları kızarak değil de o en sevdiğim gülümsemesi ile söylüyordu. Bir an o gülümsemenin etkisi ile ne cevap vereceğimi bilemedim ama altta da kalamazdım. Hem suçlu hemde güçlüydü. '' Öyle bir niyetim yok çünkü zaten kulakların sağırlık derecesine gelmiş.'' dedim ve sonra mırıldandım. 'Ayrıca sen sağırken çok sıkıcı oluyorsun.'
-Hıı ? Ne alaka kulaklarım gayet iyi duyuyor ?
Dedi ama benim mırıldandığım şeyi anlamamıştı 'Nabeer Halit Bey' diyemedim tabi ki ama bu cümlesiyle sinirlenmeye başladım çünkü alay eder gibi konuşuyordu. Bu sinirden dolayı bir kahkaha attım.''Emin misin sana iki kere seslendim ama duymadın. Ben de o yüzden bağırdım. '' dedim.Sinirim yavaş yavaş yerini neşeye bırakıyordu. Ayy tabi ki ben bu çocuk ile konuşurken çok eğleniyordum. Ama hedefimden şaşmamalıydım ve moralinin neden bozuk olduğunu sormalıydım. Bu yüzden onun konuşmasına izin vermeden sözlerime devam ettim.
-Suratın sirke satıyordu ben de senin moralini düzeltmek için seslenmiştim ama ne yaparsam suç değil mi ?
Derken biraz da üzgün görünmek istiyordum. Bu şekilde belki biraz nazik olabilirdi. Bu nedenle kafamı biraz yana çevirdim ve onunla göz temasımı kestim. Ayrıca dudak büzüp, gözlerimi yere diktim. Benim bu hareketimden sonra Halit söze başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Yeniden Sevmek
General FictionMasum bir aşkın gün gelip kalpleri nasıl yaraladığına şahit olacağız. Bu aşk lise yıllarında ekilen, kaderin cilvesiyle tomurcuklanan, evlilikle yeşeren bi çınar gibi yüceydi. Ama geçmişin getirdiği hadiselerle kalplerdeki şüphe birleşip bir kıvılc...