Bölüm ithafım wattpad konusu açılınca beni anlayan arkadaşım sesszgmi
Her sene olduğu gibi bu sene de yılbaşı çekilişi yapmıştık. Sınıftaki arkadaşlarımın çoğuyla anlaşırım ben. Sabah sınıfa girdiğimde sınıfta olanlara 'Günaydın' demeden geçmem yerime. Hatta uyuyanlar varsa uyandırıp da onları sinir etmesine bayılırım. Sınıf olarak da çok iyiyiz. Hep birbirimizi anlarız , yardım ederiz, bir arada olmaya çalışırız. Ama bu sene yaptığımız çekilişe herkes katılmadı. Katılanlar sadece bizim gruptu. Neyse biz çekilişimizi yaptık bugün. Bana erkeklerden Oğuz çıktı. Ya kız çıksa olmuyor muydu ? Ben ne alacağım ki şimdi bir erkeğe. Tamam çocuk Fenerbahçeli kupa mı alsam diyorum, kızlar çok klasik diyor. Birkaç gün ben Oğuz'a ne alacağım derdine düşmüşken benim kime çıktığım muammaydı. Kimse bir şey söylemiyor, hoş ben de sormuyordum. Tamam sormuyorum da içim içimi yiyor. Çekiliş yaptık gizli, tamam bitti, esprisi geçti. Kim küçükken çekilişten sonra çılgınlar gibi 'aa bana bu kişi çıktı' diye yanındaki arkadaşına göstermedi ki Allah aşkına. Gerçi ben Oğuz haricinde herkese söyleyip sakın söyleme dedim. Söylerlerse eğer onların suçu. Aslında tümden gelim yaparak kime kim çıkmış sorarak kendime hediye alacak kişiyi bulurum ama yapmadım azıcık yapmış olabilirim de bizim kızlar bile söylemediler. Tek ben mi çocuklukta kalmışım ya. Bu ne devlet sırrı mübarek. Günler geçti geldi 31 Aralık olan ertesi günün tatil olduğunu müjdeleyen mükemmel gün. Benim için 31 Aralık tam da böyle bir gündü şimdiye kadar. Şimdiye kadar çünkü hediyeleşme sırasında en sona kalan bendim, Oğuz'a atkı almıştım o da her zaman ki gibi kendini bir şey sanmış 'Boynuma atlayamadığın ve bana sarılamadığın için benim yerime atkı mı sarılsın diyorsun güzel fikirmiş.' diyerek beni deli etti, ben de onun arkadından koşarken elinde o güzel hediyesi ile bana doğru gelen Halit'i ve sımsıcak bakan çekik gözlerini gördüğümde bu günün altını çizdim. Bana 'Yılbaşın kutlu olsun Banu' deyişi var ömürlere bedel. Böyle gözlerimin içine bakarak tatlı tatlı, gülüşle birlikte. Ben lal oldum öyle onun gözlerine bakarken elindeki hediyeyi benim ellerime tutuşturdu. Aslında tutuşturmadı tıkıştırdı da denebilir.
-Napıyorsun yavaş be.
-Kızım sen de ne öyle bakıyorsun almazsan veriyorum işte hediyeni.
-İnsan az biraz kibar olur elime itekledin hediyeyi resmen.
-Aman Banu sen de nazlanma o zaman. Ne bakışıyorsun benle hiç mi hediye alan olmadı sana ?
Ay oldu olmaz mı ama insan sevdiğinden alınca işte böyle bir tuhaf oluyor canısı.
-Ne alaka Halit. Hem ben sana mı çıkmışım ?
-Yok alt kattaki Osman'a çıkmışsın ben ondan istedim. Tövbe ya. Bana çıktın ki sana hediye aldım Banu.
-Ne dalga geçiyorsun ki. Ben sordum herkese kimse bir şey demedi de ondan dedim.
-Çekiliş gizli olur Banu, kimse söylemez kime alacağını ki sürpriz olsun. Kaç yaşındayız hala söyleyenler var mı ki ?
-Yok canım ne söylemesi kim söylemiş hiç ay yaa bak... Ne aldın acaba bakalım.
Deyip lafı değiştirdim çünkü laf bana çarptı ve kapak oldu ama bunu sadece ben biliyorum.
-Aç bakalım ne almışım çünkü ben bilmiyorum ya ne aldığımı Banu.
Hediye paketi ile cebelleşirken Halit'in 'İnşallah beğenirsin' dediğini duydum duymamazlıktan geldim. Yani bunun tersi olması mümkün değil. Bana kurşun kalem bile getirse sarılarak yatarım ki ben. Hediye paketi ile olan savaşımızın galibi ben olurken içinden eldiven çıktı. Muhteşem siyah renkli, kremin olabilecek en güzel renginde düğmeli, tam beş parmaklı, her parmağı kapalı, içi de mükemmel siyah, aşırı sıcak tutacak beni sımsıcak yapacak cinsten, zerafetin ötesinde kışlı... Ben öyle eldiveni inceleyip Halit'in pardon eldivenin muhteşem bir şey olduğuna karar verirken Halit tekrar konuştu.
-Eldiven görmedin galiba, ele takılır soğuk havalarda sıcak tutsun diye.
-Hı evet tabi ben de onu için kullanırım. Sıcak havada soğuk tutsun diye ama bu çok güzel ben bunu en iyisi evde tutayım görmesinler, kıskanırlar, gözleri kalır milletin
-Sıcak havada takarsan soğuk tutmaz klima mı bu pişik olur elin valla.
Deyip kendince benim saflığıma karşı yaptığı espriye kahkahalar attı. Sonra da
''Yok Banu ne olacak sadece bir eldiven.'' dedi.
Sadece bir eldiven mi yok artık! Bu sadece eldiven olamaz. Bu olsa olsa Halit'in bana aldığı doğa harikası hediye olur. Halit söylenirken ben düşünürken elini bana uzattı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan elimdeki eldiveni alıp eldivenleri bir arada tutan plastik ipi kopardı. Eldivenleri tek tek ellerime geçirip parmaklarımı düzeltirken ben nefes bile almadan sadece gösteriyi izliyordum. En son gözlerimin derinliklerine bakıp ''Ellerini ben ısıtıncaya kadar bunlarla idare etmelisin. Çünkü bu soğukta ellerinin üşümesini istemeyiz.'' dedi. Öküz olsa da tatlı olduğunda yenilebilecek kıvama geliyordu. Ben o anda kesin karar verdim. Bu eller sadece Halit ve ondan bana hediye olan eldivenlerimle ısınacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Yeniden Sevmek
General FictionMasum bir aşkın gün gelip kalpleri nasıl yaraladığına şahit olacağız. Bu aşk lise yıllarında ekilen, kaderin cilvesiyle tomurcuklanan, evlilikle yeşeren bi çınar gibi yüceydi. Ama geçmişin getirdiği hadiselerle kalplerdeki şüphe birleşip bir kıvılc...