Sabah uyandığımda gözlerimi açınca göreceğime emin olduğum adam yoktu!
Saate takılıyor gözüm saat 11!
Dağ havasıyla iyice uyumuşum, gerçi bu saatler benim için uyanma saati de değil ama dengem şaştı iyice!
Üstüme hırka alıp kapıya yöneldiğimde bir not karşıma çıkıyor
" günaydın prenses"
yağcılık saatlerimiz başlamıştır diyiveriyorum bir anda. kapıyı açtığımda kapının kolunda bir ip ve üzerinde
" beni takip et (:"
yazısını buluyorum. Sonu hayrolsun diyip başlıyorum takibe tabi takip yolumun üstünde bizimkiler de var kiminin papatyalar, kimin de ise güller ve son olarak "biricik" bir not uzatıyor bana
" takibe devam et (: "
hadi bakalım edelim diyerek ayak uyduruyorum uyduruk prense. Evet evet uyduruk prens bu kesinlikle!
ip beni evden çıkarıp boş arazide yürütüyor ve ağaçlıkların arasından muazzam bir manzara olan bir göle kadar getiriyor tabi ipin bitiminde bir ağaç ve ağacın dibinde bir sepet ile
Sepeti açtığımda yine bir not çıkıyor karşıma ve bir öküz... Evet evet bu bi peluş öküz.
"kişiliğimi kabul ediyorum, tam bir öküzüm. Peki sen bu öküzü de sevebilir misin? "
Gülümsüyorum. Hayır hayır hoşuma falan gitmedi. Yada kimi kandırıyorum bal gibi hoşuma gitti. Artık selim olmasa da sarılacak bir "öküzüm" var.
Ben bunları düşünüp kendi kendime gülerken arkamdan bir ses geliyor.
" gülünce saçlarını arkaya atmanı seviyorum"
Selimden başkası değildi bu elbette. Arkamı döndüğümde kucağında kocaman bir gül demetiyle karşımda duruyordu. tabi ki mavi gül!
Ş: Bu kadar hazırlık ne için
S: kırdığım kalp için
Ş: hımm özürlerin hep böyle mi olacak
S: sayılır.
diyerek elini ensesine atıp gülüyor. Allahım sanırım şuan ölüyorum.Bu adam ne zaman böyle gülse ben bi ölüp geliyorum sanki. Kalbim benden bağımsız atıyor. Bütün organlarım bayram geldi moduna alıyor.
bu düşünceler arasında onun gülümsemesine karşılık vererek
Ş: Senden korkmak istemiyorum. Ailenle böyle olmanı da istemiyorum.
S: kimse ve hiçbir şey umurumda değil. Sadece sen. Sen üzülme ve sen hep gül. Sonrası biz mutlu oluruz bence.
Ş: olamadık ama Selim! ailenle olanlar bizi nasıl bu hale getirebildi? Siz ömrünüzce savaş halinde olmuşsunuz. Ben ise ailemle hep mutluydum. Alışık değilim aile kavgalarına. Korkuyorum anlıyor musun? Sesler yükseldiğinde bayılacak gibi oluyorum. Her şeyden öte onlar senin ailen muhabbetini yapamam belli ki siz bir arada iyi değilsiniz. Ama biz de iyi değildik selim..korkuyorum öyle olmaktan
Az önce içimde ne var ne yoksa saymış mıydım ben vallahi saymıştım. Fazla mı ağır oldu yok ya olmadı.
S: haklısın, keşke ailemi seçme şansım olsaydı
diyerek başını eğmişti. Ama böyle değil b- bu değil ya o böyle mahcup boynunu bükünce ben çok kötü oluyorum.
"Selim" diyerek sarılmıştım ona. Sanki bütün kırgınlıklarını almak ister gibi. Canının artık yanmasını engellemek ister gibi.
"Seni seviyorum şebnem ve ailem olmanı istiyorum"
kollarımı boynundan ayırıp, seliminde belimde olan ellerini ayırınca bedenimden, gözlerine baktım.
"Biz aile değil miyiz zaten"
Gülümsedi. Yine o en tatlı haliyle
Öyle değil sevgilim, Sahte başladı her şey ve ben artık gerçek olsun istiyorum her şeyi ile benim olmanı, çocuklarımız olmasını istiyorum..
bir dakika ya bu evlenme mi teklif ediyordu.
"tahmin ettiğin üzere sorum şu:
benimle evlenir misin gülüşüne ömrümü verdiğim,
benimle evlenir misin kokusuyla beni kendimden geçirenim,
benimle evlenir misin uğruna ölümü göze aldığım
benimle evlenir misin Adını duyunca binbir renk hayallere daldığım
Benimle evlenir misin prensesim?
Benimle bu öküz adamla, Son nefesimizi birbirimizin kollarında vermek ister misin?
Şuan ağlıyordum ve ben ilk defa mutluluk gözyaşı döküyordum. Bunu bir adam sağlıyordu ve de
arkamızdan gelen "evet de" sesleriyle bir anda bu anın hayal veya rüya olmadığını da anlamış oldum onlara baktığımda hepsi mutluydu bu çok belliydi. kafamı selim'e çevirdiğimde dizlerinin üstüne çökmüştü. Cebinden çıkardığı aile yadigarı yüzük ile!
"Bu yüzüğü takmanın zamanı geldi diye düşünüyorum ve bunun için "evet" demen gerekiyor. "
şuan tam bir mutluluk sarhoşuyum. Bu adam, yakışıklı, romantik,kalbi bana ait adam önümde diz çökmüş halde
o sırada Almilla'nın sesini duyuyorum
A: hadi bir cevap bekliyoruz biz burada
-"ama en çok ben bekliyorum diye atılmıştı selim "
aşık olduğum adamın yüzünü ellerimin arasına aldığımda böyle güzel evlenme teklifine sadece evet diyemeyeceğimi anlamıştım.
Sen varken güçlü hissediyorum kendimi ve bu sonsuza kadar sürsün istiyorum
Karşımda dimdik duran yaşadığı onca şeye rağmen ayakları üstünde duran bu adam elimi tuttuğunda tüm dünya yıkılsa da bana bir şey olmaz gibi geliyor ve bu hiç bitmesin istiyorum
Dünya yıkılsa da dünyamız yıkılsa da her seferinde yeniden diyelim istiyorum
Sana sarıldığımda tüm hayat duruyor sanki, kokun ile sarhoş olduğum anlarım var benim ve bu anlar hep yaşasın bizimle istiyorum
Beni öptüğünde kalbimin deli gibi atışını saklayıp, inanmayanlara Aşk bu demek istiyorum,
Sana bir gün bebek müjdesi vermek istiyorum
Çocuklarımızı doyasıya yaşamak istiyorum seninle
Ve
Ömrüm bittiğinde ve son nefesimi vermek üzere olduğumda ellerimde ki sıcaklık ol istiyorum,
Bunların hepsi ve daha fazlası için de "evet" diyorum sana sevgilim, Seninle evlenirim...
Hikaye artık tamamen gerçek olmalı diye düşündüm bunun için de bir "evet" gerekiyordu.
Hikayede olmasını istediğiniz şeyler varsa yazarsanız sevinirim İyi okumalar(:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik Oyunu (ŞebSel-Kaçak Gelinler )
General Fictionİki yürek, İki farklı acı, Bir bütün olabilecek mi? Yaralarını birlikte mi saracaklar yoksa daha mı çok yaralayacaklar birbirlerini hep birlikte öğreneceğiz..