Keyifli okumalar
Bölüm şarkısı: Emre Altuğ- Neyleyim
''Bir şeyin asıl değerini kaybettiğinde anlarsın.
Dünyanın en salak insanı olsan yine anlarsın.
Kaybetmek de öyle bir şey.''
"eşinizin durumu iyi ama şuan uyutuyoruz.. Bebeğinize gelince de olması gerekenden çok aşağıda.. "
"N-ne demek b-bu"
"herhangi bir sıkıntı, üzüntü, streste bu kadar şanslı olamaz demek.. Şebnem hanımın iyice dinlenmesi gerekiyor.. Mümkün olduğunca az hareket etmeli.. Tehlikeli zamanlarda şuan ve bu zaman bitene kadar yatağından çıkmaması gerekiyor.."
Baba olacağım sevincini yaşayalı çok olmamışken şimdi elimizden kayıp gidişine sebep oluyordum... Bu acının tarifi yok..
"Görebilir miyiz?"
Sesin geldiği yöne baktığımda Almilla'yı görmüştüm.. Yüzünde acı ile birlikte nefret ve kızgınlık vardı.. Doktorun;
"sadece eşini alabiliriz" demesiyle derin bir nefes aldım..
Ona söylemek istediklerimi söyleyebilecek olmanın rahatlığı gelmişti üzerime.. Ama doktorun itirazına pek memnun olmamıştı Almilla..
"sen getirdin onu bu duruma" diyerek de içindeki nefretin belli bir kısmını dökmüştü..
"Almilla yeri değil" diyerek arkamı dönmüştüm.. Tam şebnem'in odasına doğru gidiyordum ki Almilla tekrardan lafa girmişti..
"Neresi yeri? Bebeğini kaybetmeye bu kadar yakın olması senin suçun!"
Bır hışımla dönmüştüm ona.. Üzerine giderken özgür ve diğerlerinin araya girmesini umursamamıştım.. Şaşkınlıkla bana bakan Almilla ile aramda az bir mesafe kalınca konuşmaya başladım..
" Bilmiyorum ama şuan değil.. Anladın mı? Evet, hepiniz bana kızgınsınız Şebnem de bana kızgın biliyorum ama yeryüzünde hiç kimse ama hiç kimse benim kadar bana kızgın olamaz. Benim kadar benden nefret edemez.. Canımdan bir parça o benim, bebeğim o benim... Şuan tehlikede olması.. onu kaybetmeye bu kadar yakın olmak.. Sizin canınızı yakıyor olabilir ama benim canımı söküp atıyor. O sadece Şebnem'in değil benimde bebeğim.. Onu kaybetmeyi, bu fikri bile aklımdan geçirmenin nefesimi nasıl kestiğini anlamazsınız hiçbiriniz.. O yüzden bırakın bunu yaşayabileyim.. Benim cezam bu hisler anladın mı?"
Söyledikleriyle herkesi susturmuştu Selim.. Haklıydı da.. Kimse ne oldu diye sormamış herkes yargılamıştı.. Umurunda mıydı? Değildi elbette.. Evladı içeride hayata, annesine tutunmaya çalışırken umurunda değildi kimin ne düşündüğü.. Tek bir kişi haricinde.. Biliyordu ona çok kırgın, kızgındı ve bu iş kolay kolay kapanmazdı.. Ama sonraki meseleydi bu da.. Şebnem'ini kaybedemezdi evet onsuz yaşayamazdı ama biliyordu ki bebeklerini kaybederlerse dönüşü olmayan bir yola gireceklerdi.. Bu acıyı ikisi de kaldıramazdı.. Aklından geçen onca düşüncenin arasında hemşirenin " eşiniz uyandı" cümlesi ile kendisini Şebnem'in odasında bulmuştu.. Başı camdan tarafa dönüktü..
" Biliyorum bana kızgınsın.. yüreğinde bana dair kırgınlıklar aklında bir sürü soru var ama şuan.. "
"Hayır yok " diyerek lafımı bölmüştü şebnem sesindeki kırgınlıklarla..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evcilik Oyunu (ŞebSel-Kaçak Gelinler )
General Fictionİki yürek, İki farklı acı, Bir bütün olabilecek mi? Yaralarını birlikte mi saracaklar yoksa daha mı çok yaralayacaklar birbirlerini hep birlikte öğreneceğiz..