Kolyemi vermek istemiyordum. O, beni ben yapan şeydi. Benden onu alırlarsa neyim kalırdı ki?
" Hayır. Benden bunu istemeyin,lütfen!!!"
Dediğim anda konsey üyeleri kızmış olmaları lazım ki gözleriyle nöbetçilere işaret verdi. Birden iki nöbetçi göğsümden tutup kolyemi aldılar. Canım yanmıştı. Ama acı anlamında değil. Bilmiyordum göğsümde bi sıkışma olmuştu bi boş hissetmiştim kendimi. Bu duygu da neyin nesiydi? İlk defa böyle birşey hissediyordum. Birden istemsizce ağlamaya başladım. Yalvarıyordum kolye mi almak için.
"Lütfen, yalvarırım verin geri. Ben size ne yaptım? Benden ne istiyorsunuz?"Konsey üyelerinden biri şöyle dedi :
"Utanmaz şey. Hadi gidelim bunun saçmalıklarını dinlemek istemiyorum. Nöbetçiler alın şunu cezasını açıklayana kadar kilitli kalacak!!!"
Ne cezası? Yine mi ceza alıcaktım. Konsey üyeleri yavaş yavaş toplantıdan ayrılırken içlerinden biri gitmemişti. Herkes çıkınca "Şeytan Boris'i bırakın onunla konuşmam gerek. Siz Melek Eva ile ilgilenin."dedi ve Eva'yı götürdüler. Eva nereye gitmişti? Onu nereye götürmüşlerdi? Ve bu adam benimle ne konuşacaktı?
"Evet Boris sırrını biliyorum. Hatta biliyoruz,bütün konsey biliyor. Nasıl yapıyorsun? Anlat bakalım."
Ne saçmalıyordu ne sırrıydı bu. Benim sırrım yoktu ki. Yoksa...onu mu öğrendiler? Ama o benim sırrım değildi ki(!) Evanın sırrıydı.
Evet Eva'nın bir sırrı var. Ama bunu o bilmiyor. Sadece ben biliyorum. Ozaman bu benim sırrım oluyordu. Evet...Evet benim sırrımdı. Eva kendi sırrını bilmiyordu. Şaka değil gerçekten bilmiyordu. Benim de öğrenmem şöyle oldu;Odaya hapsedildiğimiz gün -Eva ile bizim aşkımızın öğrenildiği gün yani- çok üzülmüştü Eva. Çünkü üzerimize çok gelmişlerdi. Her gece ağlıyordu. Duyuyordum. Ama elimden bişey gelmiyordu. Gece yarısı sesi biraz değişiyordu,yani acı çekmeye başlıyordu. Köşede bi delik vardı ordan izlemeye başladım Eva'yı. Değişiyordu. Her geçen gün gece yarıları değişiyordu. Ama ne olduğu belli değildi. Tahminen iki hafta olmuştu. O gece Eva tamamen değişti. Bededini birden kırmızı bi renk aldı. Dişleri sivrildi. Aynı bizim gibi,şeytanlar gibi olmuştu. Çok şaşırmıştım. En garip olanı da sabah olunca hiçbir şey hatırlamamasıydı. Yani Eva her gece şeytan oluyordu. Değişiyordu. Eva hem melek hem de şeytandı ve o kendini sabah melek,gece yarısından sonra ise şeytan sanıyordu.
Ve şimdi değişen kişinin ben olduğumu sanıyorlar. Elbette Eva'yı ele vermeyecektim. Onun için her şeyi yapmaya hazırım. Onun tekrar acı çekmesini istemiyorum.
"Ne sırrı ne saçmalamıyorsunuz?"
"Ah...hadi ama Boris benimle oynama sırrını biliyorum işte. Anlat bana nasıl değişebiliyorsun?"
Kim anlatmıştı bu adama ben biliyordum sadece. Olamaz...birde Kian biliyordu. - Kian ben cezalıyken eğer Eva dışarı çıkarsa,kaçarsa ona göz kulak olsun diye her şeyi anlatıp ona güvendiğim kişi-. Ah...ama o en yakın arkadaşımdı neden söylemiş olabilir ki ?
"Kim söyledi bunu size?"
"Boris,suçlusun biliyorsun dimi? Değişiyorsun ve bu çok kötü bi suç. Biliyor musun konsey üyeleri senin melek özüyle yakılmanı istiyorlar!!! Bunun sonucunu da biliyorsun. Öleceksin...bana anlat ki sana yardımcı olayım yalan deriz yanlış görmüşler deriz,çare buluruz elbet."
Bana neden yardım etmek istiyordu ki? Ben onun için neden önemliydim? Neyse umrumda değil şimdi sorunum bu da değil zaten. Ölebilirim ve bunun geri dönüşü de yok.
"Evet. Değişiyorum. Ama bilerek olmuyor gerçekten. İstemsizce, kontrol edemiyorum yani anladınız mı?"
Ben bile ne yalan uydurduğum konusunda hiç bi fikrim yoktu,sadece Eva'yı korumak için yapıyorum bütün bunları,Eva için...
"Ah...Boris bana hiç yardımcı olmu-"
Daha sözünü bitiremeden içeri birden biri girdi. Bu Eva'ydı. Ne işi vardı burda?
"Özür dilerim Sayın Konsey Üyesi fakat size birşey söylemem gerekiyor!!!"
Yanıma gelerek kulağıma :
"Üzgünüm Boris,seni hep seveceğim..."
Dedi. Bu da ne demek oluyordu?Herzaman bana yardımcı olan ve hikaye için bana fikir veren (Zehra) supernatural512 çoook tişikkirler bebek shsjs B)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR
Science FictionBir şeytan ve bir melek onların tek suçu aşık olmalarıydı.Ama şeytan'ın daha büyük bir sırrı vardı.Peki neydi bu SIR?