Bugün beni okula annem ve babam bıraktı.Ardından babam firmaya uğrayacakmış,annem ise atölyeye gidip sergi çalışmalarına devam edecekmiş.Hava sıcak ama rüzgarlıydı,uçuşan saçlarıma rağmen okulun içine doğru ilerliyordum.Ben sınıfıma girdim ama sınıfa bakındığımda Barış yoktu.Kumsalın ve barışın yakın arkadaşı Berk oradaydı.Yanlarına gidip sorduğumda bana 'Barış hasta oldu' dediler.İyi deyip yanlarından ayrıldım aslında bu benim için hiç de iyi bir haber değildi.Çünkü şuan içimdeki duyguları hisleri olan bitenleri kimseye anlatamıyordum.Neyse biz derslere girdik çok şükür bugün de bitti .Okul çıkışı koridorda Berkle kumsalı gördüm herhalde çıkışa yürüyorlardı.Sonra kumsal birden Berkin yanından ayrıldı.Bende Berki takip etmeye başladım.Adımlarımı biraz hızlandırıp sordum;
"Berk"
"Buyrun benim"
"Ya senden birşey istesem yapar mısın?"
"İstediğin şeye bağlı olarak değişir"
"Sen barışın yakın arkadaşısın,onun numarasını istesem verir misin?"
"Tabiki 053* *** ****"
"Çok teşekkür ederim,lütfen bu konuştuklarımız aramızda kalsın" deyip yanından ayrıldım.
Şuanda Barışın bir gün duymadigim sesini duymak istiyordum ama bi yandan da onu aramak için çekinip utanıyordum.En sonunda mesaj atmaya karar verdim.Mesajım aynen şöyleydi:Barış öncelikle geçmiş olsun hasta olmuşsun,haberini bizimkilerden aldım diye gayet açık net kısa bir mesajdı.Bu mesajı attıktan sonra taksiye atlayıp annemin atölyesine gittim.Yeni açacağı sergi için 9 tane tablosu vardı.Dört gün içinde iki tane daha tablo bitirip mekan ayarlaması yapacaktı.Son iki tabloda fikirce bayağı kararsızdı ve telaş ediyordu yetişmeyeceği icin .Anne diye sesledim 5 metre uzağımdaki anneme.Son bir resmi benim için çizmesini söyledim hem sergiden sonra alıp evde odama asardım kötu bir fikir degildi bence.Bende yapıyordum yağlı boya tablolar,ebru sanatı ama annem kadar iyi ve profesyonel de değildim açıkçası.Ama lise 2den beri elimden ne gelirse yapıyordum.Son bir fikir olarak anneme benim resmim dışında kalan resmi de beraber yapalım mı soyut birşey olur ama en azından ilgi çeker dedim,kabul etti.Yarın okulun sonrası yine atölyeye uğrayıp çizimlere boyamalara başlıyacaktık.Annemle atölyedeyken kimse beni rahatsız etmesin diye telefonumu sessize almıştım.Eve gittiğimde farkettim ki Barış mesaj yollamış;
"Teşekkür ederim,bizimkilere söylersin yarın da gelmiyeceğim okula."
Doğruyu söylemek gerekirse bunu okuyunca kalbimde bi burukluk oluştu.O an ne düşünüyorsam artık tekrar evden ayrıldığımı farketmemişim.Vapurların olduğu yerde elimde kitabımla oturuyordum. Sizde bilirsiniz kitabım "soğuk kahve".Aklıma öyle bir yerden esti ki birde şu sıcak rüzgar esen yerde bir vapur sefası yapayım dedim kendi kendime.Bindim vapura,vapurda çalışan bir elemandan çay ve simit sipariş ettim.Geldiğinde ise simitimin yarısını yiyip kalan yarısını martılara fırlattım.Selfie akımını ve fotoğraf çekmeyi çok seven ben ne yazık kı profesyonel 'canon' marka fotoğraf makinemi almadan binmiştim bu vapura.Bu yüzden parlak güneşın batımını telefonumla çektim.Kısa bir İstanbul turu yaptıktan sonra dönüş yolculuğum başladı.Yine 20 dakikalık yolculugumun ardından bir taksiye binip evime gittim.Anahtarımı unutmuştum ki zaten gerek de yoktu.Annem babam olmasa bile teyzemin yada abimin evde oldugunu biliyordum .Teyzem çalışmıyordu işten 6 ay önce çıkmıştı.Abim ise üniversite sonu bitirmiş,makine mühendisi olmuştu.Abimi severim ama inanın evlensin de şu evden gitsin diye dua ediyordum.Hem fazladan bir oda açılmış olacaktı üstelik benim fotoğraflarım ,çeşit çeşit koleksiyonlarım da bulunacaktı burada.Yaşı gelmişti artık,sonuçta 26 yaşında.Bu arada adı Kerem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Üniversitede Güzel
Подростковая литератураBol kıskançlık ve bol İstanbul içeren,hayal ve gerçegin arasındaki ince çizgiyi pek bilmeyen,değişik lakaplarla anılan deli dolu çılgın karakterlerin bulunduğu bir roman. Hikayemi okurken lütfen medyaya da göz atmayı unutmayın.