Bulut

94 29 13
                                    

(Multimedia Bulut)

Üzerimdeki saçma baskıyla uykumdan uyandım . Sezgi karnımda duruyordu . Neden??

"Sezgi gerçekten orda ne işin var senin"

"Hayır"

"Ne hayır ?"

"Sabah sabah bu kadar soru sormak zorunda değilsin Helin ? "

Hiç bisey diyemeden üzerimden kalktı . Bu kızın amaçsızlıkları çoğunlukla beni güldürür ama şuan uyku sersimliğimden hiç gülecek durumda değilim . Hem neden kaldırdı ki beni ? Ben bi güzel öğlene kadar uyuyacaktım belki de . En iyisi geri uyumak diyerek başımı tekrar yastığa koydum .
Ama unuttuğum birşey vardı : BULUT!!!

Hızla yatağımdan kalktım ve evin içinde koşmaya başladım .

"Kızlarr ! , kızlar çabuk kahvaltıyı hazırlayın geç kalıyorum . Bir an önce çıkmam lazım evden . Bulut'um geliyorrr !! "

Kızların söylenmelerini dinlemeden banyoya koştum ve kısaca bir duş aldım . Islak saçlarıma saç köpüğü ile şekil verdikten sonra akşamdan seçtiğimiz kıyafetlerimi giydim . Hafif bir makyaj yaparak mutfağa gittim .

"Al canım sana sucuksuz , sosissiz , yumurtasız , kokusuz bir kahvaltı . Afiyet olsun enişteye de bizden selam söyle "
diyip gülümsedi Deniz . Bu kızı çok seviyordum . Beni hep düsünürdü .

Hızlıca kahvaltımı yapıp tekrar odama koştum . Son hazırlıklarımı yapıp evden çıktım.

Havaalanına geldiğimde henüz Bulut'un uçagı gelmemişti . Yaklaşık 15 dakika sonra Bulut aradı ve indiğini söyledi . Şimdi heyecanla onun gelmesini bekliyordum .

Ve işte o .. muhteşem gülümsemesiyle bana doğru yürüyordu . Bu tatil ona iyi gelmis olmalı ki çok daha yakısıklı gözüküyordu. Adımları bana yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu . Dayanamayıp boynuna atladım ve sıkıca sarıldım . Bavulunu yere bırakıp belimden tutarak beni kaldırdı ve döndürdü . Etraftaki "ayyy" sesleri ve alkış sesleri beni utandırsa da aldırmadım ve sıkıca sarılmaya devam ettim .

Birbirimizden ayrıldığımıza ;

"Seni çok özlemişim güzel kokulum " diyerek saçlarımdan öptü .

"Ben de seni çok özlemişim bitanem" diyerek kollarimi beline sardım . Bi süre daha öyle durduktan sonra Bulut'un evine gittik . O bavulunu boşaltırken ben de ikimiz için güzel bir yorgunluk kahvesi yaptim .

"Ee nasıl geçti bakalım bensiz iki haftan? " dedi kahvesinden bi yudum aldıktan sonra.

"Jaga nehrine gittim boş zamanlarımda . Biliyorsun orasi bana çok huzur veriyor . Bi huzur kaynağım tatile gidince ben de diger huzur kaynağımı ziyarete gittim . "

Jaga benim koyduğum bir isim . Anlamı ne bilmiyorum . Hatta bi anlamı var mı onu bile bilmiyorum . Bulut bunu bildigi icin beni bozuntuya vermeden devam etti .

"Bu jaga'ya bi gün beraber gidebilir miyiz artık? Gercekten cok merak ediyorum bu huzur kaynağını."

Bu dedigine gülerek cevap verdim çünkü imalı bir sekilde huzur kaynagını demis olmasi kiskandığını belli ediyordu .

"Hayatım biliyorsun oraya sadece tek başima giderim ben . Lütfen bi daha böyle bi teklifte bulunma " diyip gülümsedim. Kalbi kırılsın istemiyordum . Kahvelerimiz bittiğinde kafamı sıcak göğsüne yasladım . Eliyle şaçlarımı okşayarak bana o kadar huzur veriyordu ki . Saçlarımın kokusunu içine çekerek bir öpücük kondurdu.

Çalan telefonumun zil sesiyle bu huzurlu an bozuldu . Arayan sezgi'ydi .

"Ne oldu sezgi?"

"Hemen eve gelmen gerekiyor ... ee .. çünkü ufak bi sorunumuz var "

"Umarım önemli biseydir sezgi . Ki eğer önemli değilse bunun acısını çıkarırım" dedim yalanci bi şirinlikle.

Bulut'un ayrıldığım göğsüne geri yatarak durumu bildirdim . Onun da canı sıkılmıştı bu işe .

"Içim rahat etmedi bitanem . Ben de geliyorum sizi yalniz bırakmıyım . "

Ya bayılıyorum bu şeker çocuğun endişeli hallerine .

Anahtarlıktan iki haftadır kullanmadıgı arabanın anahtarını alıp otoparktan arabayı çıkardı ve ardından beni de çağırdı .

Bulut'u bekletmeden arabaya bindim ve bizim eve doğru yol aldık . Evlerimiz uzak değildi bu yüzden yolda da pek vakit kaybetmeden hemen geldik .

Endişeli bir şekilde ard arda zile basıp birinin kapıyı açmasını bekledim . Peşimden Bulut da geldiğinde kapi açıldı.

Karşımda saçları ıslak , makyajı akmış , kıyafetleri beyaz leke olmuş ve siniri her hücresinde belli olan bi adet sezgi vardı .

"BEN BU KIZI KESERİM . YETER ARTIK ŞU HALİME BAK SABAHTAN BERI BUNUNLA UGRASIYORUM "
diyerek bir adım kenara kaydı ve koltukta baş aşağı durup ağlayan Deniz'i gösterdi .

"Hoşgeldiin enişteee ağağağa"

"Hoşbulduk Deniz ama sen iyi misin? "

"Nasıl iyi olabilirim ya NASIL ???"

diye ani çıkışı hepimizi ürkütmüştü . Noldu da bu hale geldi ki bu kız?

"Neler olduğunu biri söyleyebilir mi artık? Deniz neden ağlıyor ve Sezgi neden bu halde ? "

Bu sefer de benim ani çıkışımla herkes ürkmüştü . Etkili olmuş olacak ki Sezgi anlatmaya başladı.

" Tam duşa girmek üzereyken Deniz'in bağırışıyla koşarak salona gittim , sokak kapısını açmış dışarı doğru 'Bırakma beni Utku !! Gel buraya hemen , gitmene bi kez daha izin veremem !! ' diye bağırıyodu "
Diyince şokun etkisiyle

"NE! , Utku mu geldi ? Nasıl yani ne diyosun sen? "
Diye sordum.

"Kızım bi sakin ol ortada Utku falan yok . Gene depresyon moduna girmiş elin adamına gel diyo bağırıyodu salak"

Diye benim sorularımı cevapladı Sezgi.

"Ne demek elin adamı ya basbaya Utku'ydu o . "

"Sözümü kesme Deniz . Laf anlatmaya çalışıyorum burda .
Neyse işte sonra ben bu salağı zorla içeri soktum . Koltukta kendi kendini yerken bi bardak su getirip verdim , sinirlenip bardağı başımdan aşağı boşalttı . Sonrasında da ' ay tansiyonum düşüyor ' diyip kendini ordan oraya attı . Gidip tuzlu ayran getirdim . Onu da sinirlenip üzerime döktü .
TAM BOĞMA AŞAMASINDA DA SIZ GELDINIZ !! "

Anlatırken Bulut'un da benim de ağzımız açık kalmıştı .

Deniz bi köşeye sinmiş bizi dinlerken Bulut ;
"Peki bizi hangi aşamada aradın? "
Diye bi soru sordu .

"Su getirmeye gittiğimde . " dedi umursamazca .

Herkes sakinleştikten sonra Sezgi duşa girdi . Bulut da bize hoşçakalın diyip evine gitti.

Deniz'i yatırıp ben de kendi yatağıma girdim ve gözlerimi kapattım .
Bakalım yarın neler yaşanıcak?
Umarım sakin bi gün geçiririz.

MERAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin