Melis' in gidişinin ardından 6 yıl geçmişti.Fırat o günden bu güne artık genç bir delikanlı olmuştu.Her yaz ziyaretine geliyordu Melis. Fırat 'la bağları kopmamıştı.Mektuplaşıyor-
lardı. Belki telefon gibi daha modern yollar vardı ama Fırat 'ın durumu ortadaydı. Fırat liseye geçince biraz para biriktirmiş, annesi ve kardeşiyle İzmir 'e yerleşmişti. Okul durumuda zor oluyordu tabiki.
İzmir'de biraz daha iyi bir işe girmişti. Artık garsonluk yapıyordu.
Gelirleri biraz daha iyiydi.
Fırat çok iyi bir okul kazanmıştı. Burada hayatları daha kolaydı. Sadece kitap parası yetmiyordu onu da kütüphaneden hallediyordu . Artık bir yandan kardeşinide okutması gerekiyordu.kardeşine bir babanın yokluğunu hissettirmemesi gerekiyordu. Öyle de yapmaya çalışıyordu zaten.Melis'i çok özlüyordu bazen saatlerce ağladığı olurdu.Melis de öyleydi belki ama bunu bilemezdi.
Bu hayat kargaşasında Melis 'in yokluğunu da hissediyordu.Melis' e şiirler yazıyordu. "Bir insanın yokluğunu hissetmek nedir?" En iyi o bilirdi.Önce babasını kaybedip sonra Melis' in yokluğunu hissetmesi bunu en iyi açıklayan şeydi. Özlemek , çok sevmekten gelen birşeydi.İnsanın babasının yokluğu demek büyük bir boşluk demekti. İnsanın sevdiğinin kendinden uzaklaşması demek büyük bir kalp acısı demekti. Fırat büyük bir boşlukta kaybolup kalp acısı çekiyor-
du.Her ikisininde yokluğuna alışmış gibi görünse de bunu dışarıya vurmak istemiyordu. Annesinin kardeşinin üzülmesini istemiyordu. Dirayetli olmalıydı ki evin direği olabilsin yıkılmasın.Fırat yıkılmamıştı.Sarsıl-
mıştı. Zor günler geçiyordu ama inanıyordu ferah günler gelecek-
ti. Belki yıllar sonra Melis' le evlenince belkide çocuklarını kucağına alınca unutacaktı yaşadığı zorlukları...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hoşgeldin Geçmiş
Ficción GeneralYılların ardından geçmişin bıraktığı güzel insanları bulmak. Ya da Geçmişte yaşadığınız olayların tanıdığınız insanların sizi bulması nasıl olurdu... iyi okumalar...