Miray çalıştığı güzellik merkezinden çıkıp evine doğru ilerliyordu, eve gitmek için acele ediyordu çünkü evde görme engelli annesi onu bekliyordu. Bi seferinde Miray otobüsü kaçırınca annesi kapıya kadar duvara çarparak çıkmaya çalışmış ve kolunu morartmıştı. Miray da bu yüzden annesini telaşa sokmamak için hızlı olmaya çalışıyordu.
Miray uzun kahverengi saçlı , kahverengi gözlü , zayıf ve cesur bir kızdı. Babasını hiç görmemişti. Annesi o küçük yaştayken öldüğünü söylemişti ama biraz büyüyünce çevreden duyduğu kadarıyla babasının o ve annesini genç ve güzel bi kadın için terk ettiğini , annesinin üzüntüden kör olduğunu öğrendi. Bu yüzden babasından nefret ederdi. Annesinin akrabaları ve komşuları destek oldular , Miray ve annesine sahip çıktılar. Özellikle komşusu Emine abla çok destek oldu. O işteyken annesine bakıp yemeklerini pisiriyordu.
Ortaokula kadar okuduktan sonra güzel bir liseye başladı. Bu arada evin giderleri için bi kuaförün yaninda çıraklık yapmaya başladı. Üniversiteye maddi sıkıntılar yüzünden gidemedi ama büyük bir güzellik merkezi olan doğan güzellik merkezinde çalışmaya başladı. İyi bir maaşı olan bu merkezde 3-4 senedir çalışıyor.
Kırmızı ışık yanınca Miray geçmek için bir adım attı , o esnada kırmızı ışıkta durmayan son model bir spor araba az kalsın Miray' in ayağını çiğniyordu. Miray " Ohaaa ! Görmüyo musun kocaman ışığı? diye bağırdı.
Arabadan siyah takımıyla Kemal indi. 'Kemal Doğan' genç kızların gözdesi, Doğan Holdingin sahibinin veliahdı.
Kemal :
"Özür dilerim , acelem vardı. Kırmızı ışık yanmadan geçmek istedim. Bir şeyin yoksa toplantıya geç kaldım?" dedikten sonra ellerini iki yana açıp kaşlarını kaldırdı.
Miray açıkçası şaşırmıştı. Ona göre zenginler şımarık ve düşüncesizdi. İçinden belki bu bir istisna diye geçirdi. Daha sonra kendini toplayıp " Bir şeyim yok ama dikkat et biraz ya bana bir şey olsaydı? "
Kemal cevap vermeden karşısındakı genç kıza baktı. Bu kahverengi gözler onu bi an geçmişe döndürdü. Aynı ölen annesinin gözleriydi. "Bi şeyin olmadığına göre gidebilirim."
Cevap beklemeden arabaya binip bastı gitti. Miray giden arabaya baktı. "Öküz" diyip otobüs durağına gitti.Kemal Holdinge girerken çok dalgındı. Hatta o kadar dalgındı ki arkasından seslenen Fatih' i bile duymuyordu. Odasına girdi hemen arkasından Fatih de içeri girdi." Olum noluyo dalmış gitmişsin. Hayırdır karadenizde gemilerin mi battı ?" diye dalgaya aldı kuzenini. Kemal bir dosyaya uzandı. " Boşver de toplantı var dedin hani ? "
" O iş iptal oldu. "
"Neden?"
" Ortak firmanın genel müdürü kaza geçirmiş. Ertelendi."
Kemal cevap vermeden elindeki dosyaya baktı. Kuzeni onu dinlemediğini görünce devam etti." Sonra ortak firmanın üzerine uçak düşmüş "
"Hmm..."
" Sen beni dinliyor musun?"
"Ben bugün havamda değilim sonra konuşsak ?"
"Neyin var?"
"Bugün bi kız gördüm. Gözleri tıpkı annem gibi bakıyordu."
Fatih'in birden yüzü düştü."Rahmetli yengem " dedi buruk bir gülümseme ile " Bizi çok severdi." Kemal "Öyleydi." dedi.
"Ee kuzen ne oldu sonra ?" "Hiç birşey bu kadar işte " dedi ve kalktı. "İş yoksa ben kalkıyorum. " "iyi bakalım görüşürüz"
Kemal arabasına doğru ilerlerken kendi kendine mırıldandı.
"Seni bulacağım."