KISIM 1; Beginning of Everything - Bölüm 1

235 24 4
                                    

Yavaşça adımımı açık demir kapıdan içeriye doğru attım. Buraya neden gelmek istemiştim? Ben güçlü değildim, silah kullanamazdım, dövüşemezdim ve savaşamazdım. Ama en önemlisi ben öldüremezdim.

Duyar gibiyim bana sorulan soruları, peki o zaman burada ne yapıyorsun?

Gözlerimin önünde annemin ve kardeşlerimin ölümüne tanık olduktan sonra ben, babam tarafından evden atılan biriydim. Gidecek bir yerim yoktu ve kendimi gördüğüm ilk yüksek maaşlı yere salıvermiştim.

Paraya ihtiyacım vardı, güçlü olmaya.

Burada ne yapabileceğimi bilmiyordum ama gece sokaklarda uyumaktan daha güvenli olacağı kesindi, içeriye titreyerek girdim. Beni kabul etmeyeceklerdi.

Kim benim gibi birinin katil olabileceğine inanırdı ki?

İçeriye girdiğimde siyah takım elbiseli bir adamla karşılaştım, masasında oturmuş ve tüm güç ondaydı. Ağzında duran sigara ve odayı kaplayan dumanlar beni rahatsız etmişti. Ondan korkmuştum bile. Gözleri durgundu, siyah kısa saçları onu daha sert göstermişti.

Yavaş adımlarla masanın önüne gelip durdum.

"Me-merhaba." Başlangıç için iyi değildi, ben... beceriksizdim.

Başını yavaşça dikti ve bana baktı. Beni süzerken gülümsediğinde, bu sert adamın nasıl gülebildiğini düşündüm. İmkansızdı.

"Merhaba, buraya niçin geldin?" Sanırım yanlışlıkla yolu buraya düşenler için bir tedbirdi. Sırtımdaki koyu yeşil kumaş çantadan bir kağıt çıkarıp masanın üzerine koydum. Eline alıp baktıktan sonra masanın üzerindeki çakmakla ateşe verip çöp kutusuna fırlattı.

"İçeri gir, seninle orada ilgilenirler."

Bu kadar basit miydi diye düşündüm. Eliyle işaret ettiği dolabın arkasına ilerledim şaşkınca, orada bir kapı vardı elbette. Kolunu yavaşça indirip tereddütsüz bir şekilde kendimi içeriye attım. Kapı arkamdan yüksek bir sesle kapandı. Tüm dikkatler bana dönmüştü.

Üzerlerinde spor kıyafetler olan iki kız birbirleriyle dövüşmeyi kesmişti ve bir başka kız ise kenarda oturmuş onları izlemeyi bırakmış bana bakıyordu.

"Merhaba." Gülümsedim. Karşılığında üç tane sırıtış aldıktan sonra üçü de işlerine geri dönmüştü. Dövüşenleri izlerken odanın diğer ucundaki kapı açıldı ve içeriye bir kız daha girdi.

Bana doğru koşarak geldiğini gördüğümde amaçsızca etrafa bakındım. Sanırım az önceki adam ona haber vermişti.

"Hey, sen şu yeni olmalısın! Gel, otur. Ne yapabileceğini görelim." Yanımda ki kız benden uzundu ve koyu bir teni vardı, o kadar güçlü duruyordu ki yüzünde gülümseme yerine oturan sarışında ki soğuk duruşlar olsa ondan aşırı derecede korkardım.

Dövüşen kızlardan daha kısa olanı yanımdaki kıza el sallamak için dövüşmeyi kesmişti ve bunun sonucunda öbüründen yüzüne sert bir yumruk yemişti. Ona kısa demiştim ama yanımda ki kadar uzundu. Bu diğerinin aşırı uzunluğundan kaynaklanıyordu.

Kendine geldiğinde dudağından akan kanı silip uzun olana sert ve hızlı bir şekilde saldırmaya başladı. Diğerinin hiç şansı yoktu. Sarışının ayağa kalktığını gördüm.

"Yoona, yeter! Onu öldürmeyeceksin değil mi?" Uzun yere düştüğünde adı Yoona olan tekrardan yanımdakine el salladı sarışını takmayarak. Yanımda ki kız gülerek ona el sallayarak karşılık verdikten sonra kolunu omzuma atıp beni çıktığı kapıya doğru çekiştirmeye başladı.

With You (Who am I?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin