Merhaba arkadaşlar öncelikli olarak söylemem gereken şu ki bu hikayenin bir değil iki yazarı var. Ablamla birlikte baş koyduk bu yola :D Yazarlığa ilk adımımız ve hepinizin destekleriniz ve yorumlarınızı bekliyoruz. Şimdilik bu kadar yeter sanırım tekrar görüşmek umuduyla.. :)
1.BÖLÜM
Elmassoy Holding'in önüne geldiğimde istemsiz olarak yüzüme sinsi bir gülümseme yerleşmişti. İçimdeki heyecanı yok sayarak taksicinin parasını ödeyip holdinge doğru yol aldım. İçeriye girdiğimde buraların first leydisi olacağım aklıma geldikçe gülümsemem daha da genişlemişti. Asansöre binip 33. katın düğmesine bastım. Sabırla beklemenin ardından istediğim kata geldiğimde hızlı adımlarla seksi görünümlü sekreterin itirazlarını yok sayarak odaya daldım. Beni beklemiyor olacak ki camın önünde yaptığı telefon görüşmesinden kafasını kaldırıp kızgınlıkla bana baktı. Dikkatini telefondaki kişiye vererek " Evet. Dediğim gibi asla hisselerimi satmıyorum." dedi ve telefonu kapattı.
Gözlerinin odak noktası olduğumda "Senin burada ne işin var? Anneme seninle evlenmek istemediğimi gayet net açıkladım ve bu haberin sana çoktan uçtuğunu sanıyordum." Diyerek sinirle konuştu.
İstifimi bozmadım.
" Aa evet canım aldım haberi ama elimdeki belgeleri görmeden karar vermeni istemem. Sonuçta bu senin zararına olur."dediğimde gözleri avını gören bir şahin edasıyla kısıldı ve insanın kanını donduran bir sesle;"Ne belgesinden bahsediyorsun sen?"dedi.
Korktum. Kalbim deli gibi atıyordu, belli etmemek için ayrı bir çaba sarf etsemde başardım ve çenemi inatçı bir şekilde kaldırıp "Deniz Annemin -Aral'ın annesi- bana verdiği %30 luk hisseden ve şu sevgilinle(!) öpüştüğün fotoğraftan bahsediyorum."dedim. Aklım ne kadar 'kaç! , uzaklaş!' diye bağırsa da kendimi zorlayarak masaya yaklaştım ve Aral'ın erkek ile 'aman tanrım bir erkek ile!' öpüştüğü fotoğrafları önüne fırlattım ve ekledim.
"Bunun basına sızmasını istemezsin dimi sevgili kocacığım."
Masanın önündeki karşılıklı koltuktan birine oturdum. Yüzü sanki durup dururken okkalı bir tokat yemiş gibi bir hal almıştı. O halini görünce zevkten dört köşe oldum. Aklımla el sıkışıp onu tebrik ederken oda bana 'Seninle evlenmek istememek neymiş göstereceğim ona.' diyip sinsi sinsi sırıtıyordu. Sanki ben onun kestane rengi saçlarına, orman yeşili ateş saçan gözlerine, lokum gibi kaslarına aman her neyse işte parası olmasa yüzüne bile bakmazdım.
Çatılan kaşları ve sinirden kasılan çenesiyle kısa bir an bana baktıktan sonra belgelerle fotoğrafları eline alıp bakmaya başladı. O kadar kızgındı ki belgeleri gözleriyle ateşe vereceğini sandım.
Kâğıtlardan kafasını kaldırıp bana baktığında içimdeki aslan Pera kedi gibi sinmişti, aklım artık işlemiyordu. Zaman durmuş ve o kumral saçlı adam delip geçen gözlerini bana dikmişti. Çelik kadar sert ve soğuk bir sesle " Annem sana neden hisselerini devretsin? Ayrıca bu fotoğraflar nerden çıktı? Hem bu fotoğrafları yayınladığında gerçekten benim gay olduğuma inanacaklarını düşünüyor musun?" dedi ve pislikçe sırıttı. Korkudan kaçacak yer ararken dışarıdan seksi ve ciddi bir şekilde " Birincisi müstakbel kaynanama başka çare bırakmadın o da bana hisselerini devretti. Ne yapsın kadıncağız? İkincisi dün akşam gittiğin barda seni adamla öpüşürken gördüm ve bu fotoğraflarda göründüğü üzere gayette gaysın." Dedikten sonra onu taklit ederek pislikçe sırıttım. Tabiki de gay olmadığını, yumuşak arkadaşının onu zorla öptüğünü hatta sonrasında o yumuşak adamın dayaktan hastaneye kaldırıldığını da biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH SATRANÇ #Wattys2016
Novela JuvenilMütevazı bir moda atölyesine sahip olan Pera Poyraz adını dünyaya duyurup, ünlü bir modacı olmak için her şeyi yapabilecek hırsa sahipti ve karşısına gelen teklifi geri çevirmedi. Dünyanın sayılı zenginlerinden olan Aral Elmassoy'la evlenmesi istenm...